Fibonacci sayı dizisinin ilk dört rakamı olan 1, 1, 2, 3'ten yola çıkılarak her yıl 23 Kasım, "Fibonacci Günü" olarak kutlanıyor. Matematikte bir bütünün parçaları arasında gözlemlenen, uyum açısından en yetkin boyutları verdiği sanılan geometrik ve sayısal oran bağlantısı "Altın oran" olarak tanımlanıyor.

Altın oranın kimler tarafından keşfedildiği bilinmese de antik çağda Mısırlılar ve Yunanların bu konuda yaptığı bazı çalışmalara rastlanıyor. Milattan önce 330-275 yılları arasında yaşayan İskenderiyeli matematikçi Öklid de "Elementler" adlı tezinde altın orandan bahsediyor.

Bir matematik terimi olmasına rağmen altın oran aslında evrenin pek çok noktasında insanların karşısına çıkan bir kavram. Bir salyangozun kabuğunda, ayçiçeğindeki çekirdeklerin sayısında, bir örümceğin ağında, çam kozalağının tanelerinde altın oranın kusursuzluğuna rastlamak mümkün.

"Kainatın matematiği" olarak da tanımlanabilecek bu özel oranı rakamlara döken ve tüm dünyaya tanıtan ise Orta Çağ'ın en ünlü matematikçilerinden birisi olan Leonardo Fibonacci.

- Hintli matematikçiler bu sayı dizisini zaten biliyordu

İtalya'nın Pisa kentinde doğduğu için "Pisalı Leonardo" olarak bilinen Fibonacci'nin ismi, babasının "İyi huylu" anlamdaki takma adı "Bonaccio" kelimesinden geliyor.

İtalyancada "Bonacci'nin oğlu" anlamına gelen "Filius Bonacci" kelimesinden yola çıkılarak Leonardo'ya "Fibonacci" denilmeye başlandı. Cezayir ile İtalya arasında ticaret postasını idare eden babasıyla seyahat eden Leonardo, o yıllarda gittiği topraklarda Hint-Arap sayı sistemini öğrendi. Bu sayılarla aritmetik işlem yapmanın Roma rakamlarına göre çok daha kolay olduğunu fark eden Leonardo, geri döndükten sonra yazdığı "Hesaplama kitabı" anlamına gelen "Liber Abaci" adlı eseriyle öğrendiklerini Avrupalılara aktardı.

Fibonacci kitabında "Altın oran"ı bulmak için yapılacak hesaplama yöntemini de ayrıntılı şekilde anlatıyordu. Bu hesaplama yöntemi aslında 6. yüzyıldan beri Hintli matematikçiler tarafından "Virahanka sayıları" olarak biliniyordu ama Pisalı Leonardo, bu sayı sistemini Avrupa'ya tanıtan ilk kişi oldu.

İlk sayı değeri sıfır olan bu dizide her sayı, kendisinden önce gelen iki sayının toplamı alınarak (0, 1, 1, 2, 3, 5, 8, 13, 21, 34, 55...) bulunuyordu. Bu dizinin ileri elemanlarında, sonraki elemanın bir öncekine oranı da "Altın oran" adı verilen ve yaklaşık 1,618 değerine eşit bir sayıyı veriyordu.

Evrendeki muhteşem düzenle birebir örtüşen bu sayıları kağıda dökmesinin ardından "Altın orana", Fibonacci'nin isminin ilk iki harfi olan "Fi" sayısı denilmeye başlandı.

Serinin ilk sayıları olan 1, 1, 2, 3'ten yola çıkılarak, her yıl 23 Kasım'ın "Fibonacci Günü" olarak kutlanması kararlaştırıldı. Gün kapsamında dünya genelinde Fibonacci sayıları ve altın oranı anlatan etkinlikler düzenleniyor, özellikle çocuklara matematiği sevdirmek için evlerinde ve doğada altın oranı arayacakları faaliyetlere katılmaları öneriliyor.