Almanya sınırında olması nedeniyle tipik bir Fransız şehri değil iki ülkenin ruhunu birden almış. Üstelik İngilizce konuştuğunuzda kızmıyorlar kısacası Eyvah Fransızca konuşamıyorum diye paniklemeyin halkı turistlere alışkın. Ingilizce olarak ellerinden gelen yardımda bulunuyorlar.

Şehri bana en çok sevdiren şeylerin başında Tudor mimarisindeki binaları oldu. Ortaçağ ve Rönesans zamanından kalma 500 yıllık evler beni masal dünyasına götürüp getirdi. Binalar o kadar temiz, bakımlı ve değişik ki bisküvi ile yapılan mozaik pastayı hatırlattı. Petite France bölgesinde elinizde sıcak şarabınız ve kameranız ile kendinizi bu karakteristik evlerin, nehir ve köprülerin arasında geziyor bulacaksınız.

Şehre girer girmez Notre Dame Katedrali bütün heybetiyle sizi karşılıyor. Gotik Mimarinin en güzel örneklerinden biri olan katedralin 1015 yılında yapımına başlansa da 1479'a kadar sürmüş. Gece disardan bakınca beni ürpertti biraz. Şaşırtıcı olarak icerisinde Astrolojik saat var. İçine girmemezlik etmeyin hatta 300 basamak çıkıp katedralin zirvesine ulaşın.

Şehir 1988'de UNESCO tarafından Dünya Mirasları Listesi’ne dahil edilmiş. Nedenini anlamak çokta zor değil. Özellikle Noel Pazarlarının kurulduğu zamanda görülmesini tavsiye ederim Noel'in Başkenti deniyor ve Avrupa’nın en büyük Noel marketlerinden biri burada kuruluyor.

“Ahhhh o Hukuk Fakültesi yıllarımda bir çok davasını ezbere bilmek zorunda kaldığım Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, ne çektirmiştin sen bana” diyerek bir geçmişe gittim. Ayrıca Avrupa Parlamentosu ve Avrupa Konseyide burada gelmişken görmek lazım zaten devamlı TV'de görüyoruz hiç yabancı gelmeyecek.

Choucroute bu bölgenin en meşhur yemeği sanırım. Şarapta bekletilmiş lahananın üzerine domuz sosisi ve kızartılmış domuz Jambonu konur. Ben vejeteryen sayıldığım icin denemedim. Le Gruber Katedrale çok yakın ve mutlaka denenmesi gereken bir restoran bence. Diğer bir önemli yemek sayılan Flamküş diye okunan Alsas bölgesine özgün pizza yada lahmacunu hatırlatan bir yiyecek. Ayrıca krepler şahane, gerçekten çikolatalı krep denince Fransızlardan başkasını tanımam. Strazburg kebap severler içinde bir cennet hiç aç kalmazsınız birçok kebapçı geç saatlere kadar açık.

Buralara kadar gelmişken Colmar ve Mulhouse kasabalarıda görülmeli. Mulhouse ve Colmar günlük gezilebilir ama Noel zamanı giderseniz Colmar'da en az bir gece kalmanızı tavsiye ederim. Bu masalımsı kasaba ne kelimelerle ifade edilebilir nede fotoğraf makinesiyle çekilebilir. Allahım böyle yerlerde mi varmış dedirtiyor

Kleber Meydanı en sevdiğim meydan özellikle köşede bulunan Starbucks'ın ikinci katında Chai Latte'mi içerek 30 metrelik Noel ağacının ve etraftaki ağaçların ışıklandırılmasını seyredip buz pateni yapanları seyretmek muhteşemdi

Haftaya görüşmek üzere