ANKARA (AA) - Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı tarafından Ankara'da düzenlenen 'Soykırımın Kadın Tanıkları: Gazze'de Medya ve Direniş Paneli' kapsamında, 'Dünyanın Sessizliğine Direnen Sesler: Gazze'de Kadın Gazetecilerin Direnişi' başlıklı oturum gerçekleştirildi.

İletişim Başkanlığında düzenlenen ilk oturumun moderatörlüğünü, Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı Uluslararası Medya Koordinatörü Dr. Gözde Kirişçioğlu yaptı.

Oturumda, İnsani Yardım Koordinatörü ve yönetmen Tülay Gökçimen, gazeteci Youmna El Sayed, Al Jazeera'dan prodüktör Hind Touissate ile Yeni Şafak'tan gazeteci Ayşe Betül Kayahan konuştu.

El Sayed, Gazze'de bir kadın olarak gazetecilik yaptığını belirterek, temel bir hak olmasına rağmen Gazze'de gazeteci olarak güvenlik hakkının bulunmadığını söyledi.

Uluslararası gazetecilerin Gazze Şeridi'ne girişinin yasaklandığını ifade eden El Sayed, 'Gazetecilerin Gazze'de dünyanın gözü kulağı olması engelleniyor, engellenmek isteniyor.' dedi.

El Sayed, zulmün duyulmasının engellenmek istendiğini vurgulayarak, buna rağmen Gazze'de gazetecilerin ayakta durmaya devam ettiğini kaydetti.

Bu uygulamanın savaşın ilk haftasından itibaren sürdüğünü dile getiren El Sayed, dünyanın Gazze'de olup bitenleri duymasını istediğini aktardı.

Çalıştığı sırada sık sık kendine, 'Hayatta kalabilecek miyim? Evime döndüğümde çocuklarımı bıraktığım gibi bulabilecek miyim?' sorularını yönelttiğini ifade eden El Sayed, İsrail ordusu tarafından arandığını, evden ayrılmadığı takdirde evinin bombalanacağının söylendiğini ve bu konuşma yapıldığında ailesinin evde bulunduğunu anlattı.

- 'Gazze'yi iyi anlatamazsak, yaşananlar silik hafızaya sahip olacak'

Gökçimen, 13 yıl Suriye'de görev yaptığını belirterek, Suriye hakkında hazırladığı belgeselin fragmanına ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Fragman yayımlandıktan sonra yapılan yorumlara değinen Gökçimen, 'Fragmanı izleyenler, Suriye halkının neden ülkesini terk ettiğini anladıklarını söyledi.' dedi.

Gökçimen, topraklarını terk etmek zorunda kalan insanları sahada bizzat gözlemlediğini belirterek, aradan 14 yıl geçmesinin ardından insanların bu göçün nedenlerini daha iyi kavradığını kaydetti.

'Gazze'yi iyi anlatamazsak, Gazze'de yaşananların silik bir hafızaya sahip olacağından endişe ediyorum.' ifadesini kullanan Gökçimen, Suriye'de misket bombalarının parçaladığı bedenlere bir anne olarak tanıklık ettiğini aktardı.

Bu tür durumlarda kendini sorumlu ve görevli hissettiğini dile getiren Gökçimen, kadın gazetecilerin Gazze'nin sesini daha güçlü ve daha rahat duyurduğu değerlendirmesinde bulundu.

- 'Filistin'i hayatta tutmamız lazım'

Touissate, son iki yıldır Gazze'deki gazetecilerin yaşadığı zorluklara dikkati çekerek, meslektaşlarının ölümüne birinci elden şahit olduğunu söyledi.

Meslektaşlarının ölüm haberini aldığı an yaşadığı zorluğu anlatan Touissate, şunları kaydetti:

'Kendinize bu soruyu tekrar tekrar soruyorsunuz, bir hata mı var diye düşünüyorsunuz, 'belki yaralanmıştır' diyorsunuz, doğru olmaması için Allah'a dua ediyorsunuz.'

Ankara'da, Soykırımın Kadın Tanıkları Gazze'de Medya ve Direniş Paneli düzenlendi
Ankara'da, Soykırımın Kadın Tanıkları Gazze'de Medya ve Direniş Paneli düzenlendi
İçeriği Görüntüle

Touissate, Filistin meselesinin canlı tutulması gerektiğini vurgulayarak, 'Filistin'i hayatta tutmamız lazım. Bunu paneller ve sergiler aracılığıyla yapmamız gerekiyor. Bu programları düzenleyen mevkidaşlarımız olduğu için gurur duyuyorum.' dedi.

Kayahan, Filistinli gazeteci Najib Nassar'ın hayatına ilişkin anekdotlar paylaşarak, Nassar'ın yazılarında 19. yüzyılın sonlarında siyonizm konusunda uyarılarda bulunduğunu söyledi.

Najib Nassar'ın eşi Sadhij Nassar ile siyonizme karşı mücadele ettiğini dile getiren Kayahan, Nassar'ın gazetede kadınlar sayfasını hazırladığını ve bu alandaki çalışmalarına değindi.

Kaynak: AA