CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "Neoliberal politikalar, düşük ücret, yüksek kar üzerine inşa edilmişti. Artık bunun geçerli olmadığını, olmaması gerektiğini, herkesin gelir elde edebileceği, huzur içinde yaşayabileceği ve zor durumda kalan vatandaşa devletin koşulsuz bir şekilde destek vereceği bir döneme girdik." dedi.Kılıçdaroğlu, Karar TV canlı yayınında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu, soruları yanıtladı.AK Parti içinde yer alan ancak politikalarını eleştirerek yeni partiler kuran kişilerle ilgili düşüncelerinin sorulması üzerine Kılıçdaroğlu, bunun var olan iktidarın politikalarının yanlışlığından kaynaklandığını, uzun yıllar aynı partide hizmet vermiş, şeffaflığı, halka hizmet etmeyi, devlet yönetiminde liyakati savunmuş kişilerin, bunlar olmadığında ayrılıp yeni parti kurmasının siyasetin gereği olduğunu söyledi.

Kılıçdaroğlu, Türkiye'nin temel bir demokrasi sorunu olduğunu, bu düzelmeden ekonominin düzelmeyeceğini iddia ederek "Yabancı sermaye gelmiyor zaten çünkü Türkiye'de güveneceği bir alan bulamıyor. Her an benim mal varlığıma el konabilir, her an benim param ödenemeyebilir. Düşünün, dışarda faiz eksi ama biz yüksek faizle alıyoruz yani. Dünyanın faizini ödüyoruz. Ona rağmen, istememize rağmen alamadılar. İşte swap yapmaya kalktılar, bütün dünyayı gezdiler, hiç kimse... 'Hayır yapmıyoruz.' dediler." ifadelerini kullandı.

Türkiye'nin neden swapa ihtiyaç duyduğunun sorulması üzerine Kılıçdaroğlu, "Merkez Bankasının rezervleri eksi, yok, para yok yani. Dolar yok, yabancı para yok. Para basıyor karşılıksız." cevabını verdi.CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, Türkiye'de son 2 yılda iç borçlanma stratejisinde dövizli borçlanmaya gidildiği belirtilerek bununla ilgili yorumunun ne olacağının sorulması üzerine, paranın bir insanın hakimiyetini gösteren en değerli unsur olduğunu ancak Türkiye'de Türk lirasının itibarsızlaştığını söyledi.

Her şey ülkemizde var ama ithal ediyoruz

Dolarla borçlanıldığını, tüm büyük sözleşmelerin dolar endeksli, yol garantisinin dolarla olduğunu anlatan Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:

"Türk lirası geçerli bir para değil aslında, öyle görülüyor. Uluslararası alanda da öyle görülüyor. Bakın bu alınan çok düşük faizli krediler vardı ya, krediler alındıktan sonra bir kısım vatandaş, yine gidip dolar aldı, götürdü bankaya yatırdı yani. Dolar mevduatı yine arttı. Kendi parasına bizim vatandaşımız güvenmiyor. İktidar, o da zaten güvenmiyor. Kimse de vermiyor. Dolar bazında borçlanma oluyor."

Üretim seferberliğinin önemine de değinen Kılıçdaroğlu, Türkiye'nin geçmişte tarımda ihracatçı konumda olduğunu ancak şu anda ithalatçı konuma geldiğini savundu. Kemal Kılıçdaroğlu, "Yeme ödediğimiz para, birkaç yıllık para, birkaç yıllık rakamı verdiler, 60 milyar dolar civarında para ödüyoruz yani. Çok büyük rakamlar bunlar. Ete ödüyorsunuz, canlı hayvana ödüyorsunuz, pirince ödüyorsunuz, mercimeğe ödüyorsunuz, nohuda ödüyorsunuz. Türkiye'de ne ithal ediliyorsa aslında her şey bizim ülkemizde var ama biz ithal ediyoruz." diye konuştu.

Kılıçdaroğlu, hukukun üstünlüğü ve üretim seferberliğinin yanı sıra güçlü bir sosyal devletin varlığının da önemli olduğunu vurguladı. Huzurun olması için herkesin karnının doyması gerektiğin altını çizen Kılıçdaroğlu, bununla ilgili Aile Destekleri Sigortası'nı uygulamak istediklerini söyledi.

"Sosyal devlet, 22 milyon insana doğrudan ya da dolaylı yardımcı oluyor şimdi. Sizin yapacağınızla bugünkü iktidarın yapmakta olduğu arasında ne fark var?" sorusuna Kılıçdaroğlu, "Şöyle bir fark var. Sosyal destekler, kişinin kimliği açıklanmadan, onun yoksulluğu deşifre edilmeden ona verilecek. Bu sosyal desteği biz, kadın üzerinden yapmayı, politik, parti olarak düşünüyoruz. Kadını evde güçlü, daha itibarlı kılmak, kadına yönelik şiddeti azaltmak..." yanıtını verdiKılıçdaroğlu, "Yani maaş gibi mi olacak?" sorusuna karşılık, "Evet, düzenli emekli aylığı gibi, memurun alacağı aylık gibi, okula giden, okula, üniversiteye giden çocuk sayısına göre, Batı'nın uyguladığı, pek çok ülkede uygulanan bir strateji Aile Destekleri Sigortası olarak biz de uygulayacağız. Zaten buna söz vermişiz yapacağımızı." dedi.

Yapmak istedikleri bir proje daha olduğunu anlatan Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bütün organize sanayi bölgelerinde yatılı teknoloji liseleri kurmak istiyoruz, kuracağız yani. Çünkü kişi gelecek, aileye asla yük olmayacak. Teknoloji lisesinde okuyacak, gidecek, organize sanayi bölgesinde kendi alanıyla ilgili 2. ya da 3. sınıftan itibaren orada ayrıca kurs görecek, stajını yapacak. Onun sosyal güvenlik primini devlet ödeyecek. Mezun olduktan sonra patron görecek, gel çalış diyecek. İşin hazır, iş garantili eğitim."

- "Yerel yönetimlerin ekonomik olarak güçlendirilmesi lazım"

Kılıçdaroğlu, kurumların Sayıştay tarafından denetlenmesinin önemli olduğuna değinerek şu değerlendirmeyi yaptı:

"Sayıştay işlevsiz hale getirildi. Uluslararası, Sayıştayın belirlediği denetim standartları var. Türkiye'nin buna uyması lazım. Türkiye'deki israfın boyutlarına bakmak için sadece Sayıştay raporlarına bakmak yeterlidir. Bunların hepsi önlenebilir. Birinci kuralımız şu, devlet vatandaşına 'Bak ben israfı kesiyorum.' diyecek. Yeni bir bütçe programı yapılması lazım. Yeni bir merkez ve yerel yönetim dengesi kurulsun dedik. Yani merkezi hükümetle yerel hükümetlerin eş güdümlü çalışması gerekir. Yerel yönetimlerin ekonomik olarak güçlendirilmesi lazım."

"Kovid-19'a karşı yeni ekonomik önlemler noktasında neler söylersiniz?" sorusunu yanıtlarken Kılıçdaroğlu, "Sosyal devleti bütün dünya görmeye başladı. Devlet varsa vatandaşı için vardır. Neoliberal politikalar, düşük ücret yüksek kar üzerine inşa edilmişti. Artık bunun geçerli olmadığını, olmaması gerektiğini, herkesi gelir elde edebileceği, huzur içinde yaşayabileceği ve zor durumda kalan vatandaşa devletin koşulsuz bir şekilde destek vereceği bir döneme girdik. Bunu sağlayacak olan da demokrasidir." diye konuştu.

Kılıçdaroğlu, "Varlık Fonu çeşitli partiler tarafından gündeme getiriliyor. Siz ne yapacaksınız bu konuda?" sorusu üzerine, şunları söyledi:

"Varlık Fonunun, Parlamento ve Sayıştayın denetimine açık olması lazım. Karşı değiliz. Oradaki bütün mal varlığı bu milletin mal varlığıdır. Varlık Fonunu önce kamuya açmak gerekiyor. Vatandaşın parasını harcıyorsak nereye harcandığını, ne zaman harcandığını vatandaşa hesap vermemiz lazım. Dürüst siyasetçi vatandaşına hesap vermekten onur duyan siyasetçidir."

Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin dünyanın hiçbir yerinde uygulanmadığını ileri süren Kılıçdaroğlu, sistemin ekonomik açıdan Türkiye'yi felakete sürüklediğini savundu. Türkiye'nin Demokratik Parlamenter Sisteme ihtiyacı olduğunu savunan Kılıçdaroğlu, Türkiye'nin darbe hukukundan arınmış bir anayasa ve seçim sistemi ihtiyacı olduğunu kaydetti.