CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "CHP gelirse sosyal yardımları kesecek." diye propaganda yapıldığını belirterek, "Yahu niye keselim, tam tersine biz aile sigortasını getireceğiz. Üstelik kimsenin yoksulluğunu teşhir etmeden. 'İşçiler işten çıkarılacak.' deniyor. Asla böyle bir şey yok, kimsenin ekmeğiyle oynamayız. 'CHP gelirse imam hatip okulları kapatılır.' deniyor. Hiç kimse merak etmesin, kapatmayacağız. İmam hatipleri ve ilahiyat fakültelerini açan parti biziz, niye kapatalım." dedi.

CNN TÜRK'te yayımlanan "Ne Oluyor?" programının canlı yayın konuğu olan Kılıçdaroğlu, FETÖ'nün Amerika'dan usulüne uygun istenmediğine yönelik iddialara ilişkin, konuyla ilgili görevlendirilen CHP'li grubun raporunun henüz kendisine iletilmediğini söyledi.

Kılıçdaroğlu, 7 ayrı dosyadan söz edildiğini dile getirerek, "Raporun yarın son şeklini alacağı bana iletildi. İki milletvekili arkadaşımız ve Baro tarafından gönderilen bu konuda uzman iki avukat gönderildi. Avukatların FETÖ ile bir ilgisi yok. Öyle olsa tutuklanırlardı zaten. Baro'nun da bu konuda ne kadar hassas olduğunu biliyorsunuz. 2004'te MGK bu örgütün tehlikeli olduğu yönünde karar alıyorsa önlemin o tarihten itibaren alınıp Amerika'ya bildirilmesi lazımdı. O kararı da koyması da lazımdı." diye konuştu.

Konuyla ilgili CHP'nin Cumhurbaşkanı adayı Muharrem İnce'yi arayan Amerikalıyı bilmediğini aktaran Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Adil Öksüz niye izlenmedi? Kemal Batmaz niye izlenmedi? Benim telefonlarımı dinliyor da onların telefonu dinlenmedi mi? Dinlenmiştir. Çok karanlık nokta var. Keşke Erdoğan ile oturup şu FETÖ olayını bir konuşsak. Amerika'nın iade için kendi koşulları var. Eğer onların istediği her şeyi usulüne uygun istemişlerse o zaman bir ay sonra Gülen'in iade edilmesi lazım. Ne gerekçe ile ABD bir darbeciyi tutuyor? Mantığı var mı? 2004 kararını uygulamamanın siyasi sorumluluğunu Erdoğan üstlendi. Mahkemeye bütün delilleri koyacağız. Şimdi kalkmış Hulusi Akar'ı suçluyor. Başbakan değil miydin, sen bütün YAŞ karalarına müdahale etmiyor muydun? Sanki bütün bunları ben yaptım, o hiç bir şey yapmamış.Kim ne söylerse ona inanıyor, sonra da kalkıp 'Beni aldattılar.' diyor"

- "Bir gelecek inşa ediyoruz, geçmişle hesaplaşma değil"

CHP Genel Başkanı Kılıçdardoğlu, "CHP'nin FETÖ ile bir ilişkisi oldu mu? sorusuna, şu karşılığı verdi:

"Bir ilişkimiz olsaydı zaten ortaya çıkarırlardı. FETÖ'ye gidip ben mi ziyaret ettim, ben mi Pensilvanya'ya gittim, ben mi oturup telefon ettim? Yok öyle bir şey. Benim bütün hayatım o hareketin yanlış olduğunu anlatmakla geçti. Onlar FETÖ için bu ülkede para bastılar, kozmik odaya FETÖ'nün adamlarını soktular. Şimdi kalkmışlar FETÖ ile mücadele ediyorlar, ne mücadelesi? FETÖ borsası kurulduğunu ben mi söyledim? Onlar söylediler. Parası olan dışarı çıkıyor, gariban adam içeride. 17-25 Aralık'tan hemen sonra gazeteciye uçak tahsis edip Pensilvanya'ya gönderiyorlar aralarını düzeltsin diye. Bunların yatacak yeri yok. FETÖ de bunları aldattı. 'Ne istediniz de vermedik?' diyen bu muydu? Şimdi 'FETÖ ile mücadele ediyoruz.' diyorlar, hayır efendim hiçbir mücadeleleri yok."

Terörle mücadele edecek kurumun iktidar olduğunu anlatan Kılıçdaroğlu, "Terörle mücadele ettiler de biz mi karşı çıktık. Ancak gerçek anlamda terörle mücadele edecekler. Pensilvanya'ya giden 5 milletvekilini yeniden aday gösterdiler. Bana bir CHP milletvekilini göstersinler Pensilvanya'ya giden? Seçim beyannamesinde biz terörle mücadelenin nasıl yapılması gerektiğini söylüyoruz. Biz bir gelecek inşa ediyoruz, geçmişle hesaplaşma değil, onların anlayamadıkları nokta bu zaten." ifadelerini kullandı.

Kılıçdaroğlu, bir soru üzerine ise anket sonuçlarına göre Muharrem İnce'nin oy oranının yüzde 29-30-32 bandında göründüğünü belirtti.

CHP'nin rövanşist bir düşüncesi olmadığını aktaran Kılıçdaroğlu, eleştirilerinin ülkeyi yönetenlere yönelik olduğunu, oy veren her vatandaşın siyasi tercihine saygı gösterdiklerini söyledi.

Kılıçdaroğlu, "Biz eleştirilerle onları doğru sahaya çekmeye çalışıyoruz. 'CHP gelirse sosyal yardımları kesecek.' diye propaganda yapıyorlar. Yahu niye keselim, tam tersine biz aile sigortasını getireceğiz. Üstelik kimsenin yoksulluğunu teşhir etmeden. 'İşçiler işten çıkarılacak.' deniyor. Asla böyle bir şey yok, kimsenin ekmeğiyle oynamayız. Demokrasiyi savunan birisinin demokrasi dışı bir işlem yapması mümkün olabilir mi? 'CHP gelirse imam hatip okulları kapatılır.' deniyor. Hiç kimse merak etmesin, kapatmayacağız. Ben o çocuklarımızın dahi iyi eğitim almasını istiyorum, niye kapatalım? İmam hatipleri ve ilahiyat fakültelerini açan parti biziz, niye kapatalım?"

"KHK'larla ihraç edilenlerin görevlerine geri dönmesi konusunu gündeme getirdiniz. Bu kişiler için nasıl bir FETÖ filtresi olacak?" sorusunu Kılıçdaroğlu, şöyle yanıtladı:

"Çok basit. Devlet kimin FETÖ ile ilişkili olduğunu, kimin ilişkili olmadığını biliyor. Barış bildirisine 'Ben bu ülkede barış istiyorum, huzur istiyorum.' diyen bir akademisyeni kapı önüne koymak hiçbir demokraside olmaz. Bunların tamamı üniversitelerine geri dönecek. Biz bunu istiyoruz. O barış bildirisinin bazı bölümlerine ben de katılmıyorum, onu da ifade edeyim. Ama sonuçta bu bir akademisyen ve bir görüşü vardır. Katılırsınız veya katılmazsınız. Görüşünü beyan etti diye bir üniversite hocası kapı önüne konulur mu? 12 Eylül'de, 12 Mart'ta da biz bunu yaşadık."

Hukukun siyasallaştığını savunan Kılıçdaroğlu, "İşte Barolar Birliği Başkanı. Adli yılın açılışında geleneksel olarak konuşurdu. Onu bile kaldırdılar kanun çıkartarak. Tam bir rezalet. Savunma düzeni olmayan bir yargı, yargı olmaz ki zaten. Yargıda, iddia ve savunma vardır. Savunmayı tamamen devre dışı bıraktılar. Bizim düşündüğümüz yargı düzeninde savcı, hakimin yanında oturmayacak. Savcı, avukat ile aynı düzeyde olacak. Birisi iddia makamı, birisi savunma makamı. Yargıç yukarıda oturacak. Bizim istediğimiz bu." diye konuştu.

- "Sorunu (terör) siyasiler çözecek"

Kılıçdaroğlu, terör sorununun kangren halini aldığını ve acilen çözülmesi gerektiğini dile getirerek, "Sorunu siyasiler çözecek. Fatura her seferinde güvenlik güçlerine kesildi. Silahla çözülmüyor bu sorun. Sorunun çözümü, siyasilerin oturup güvenlik güçlerinin dışında ortaya irade koymalarına bağlı." dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı Başbakanlığı döneminde ziyaret ederek sorunun çözümüne ilişkin hazırladığı metni sunduğunu anlatan Kılıçdaroğlu, çözümün demokrasi ve özgürlükle mümkün olabileceğine dikkati çekerek, şu değerlendirmelerde bulundu:

"Uzlaşma Komisyonu oluşturulmasını, bunun dışında akil adamlardan oluşan parlamento dışında bir grubun olması gerektiğini söylemiştim. Meşru bir organı gayrimeşru bir organla muhatap etmenin yanlış olduğunu, PKK'yı muhatap almanın yanlış olduğunu ifade etmiştim. Temel Bey'in de bazı düşünceleri var. Elbette saygı göstermemiz lazım. Sorunun çözülmesi gerektiğini ifade ediyor. Bu konuda özel bir çalışmamız olmadı. Millet İttifakı'nın bu konuda özel bir çalışması olmadı. Demokratik standartların getirilmesi konusunda görüş birliği var. Türkiye'de hiçbir parti aksini söylemiyor zaten. Demokratik standartların geliştirilmesi gerektiğini hepimiz kabul ediyoruz. Bu standartlar nasıl hayata geçirilecek bu konuda net görüşler ortaya konmadı."

Muharrem İnce'nin Kürt kökenli vatandaşlardan oy alabileceğini belirten Kılıçdaroğlu, İnce'nin hiç kimseyi ötekileştirmediğini aktardı.

Kılıçdaroğlu, kişinin kimliği, inancı ve yaşam tarzı nedeniyle ötekileştirilmesinin demokrasinin ayıbı olduğunu ifade ederek, İnce'nin bu konuda en baştan tavır koyduğunu dile getirdi.

Türk Silahlı Kuvvetleri'nin Kandil'e yönelik operasyonlarını da değerlendiren Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:

"Terörün adı PKK, DEAŞ, FETÖ olsun... Bütün siyasi partilerin açık, net tavır almaları lazım. Ülkemizde terör istemiyoruz. Kim teröre başvurursa, bunu çıkış noktası olarak görürse bütün siyasi partilerin buna karşı çıkmaları lazım. Birisi insan olarak düşüncelerini aktarabilir. Bunlara katılırız veya katılmayız ama eline silah alıp ya da darbe yapıp ya da kimliğini beğenmedi silahla onu susturmak... Kendi anlayışını ona kabul ettirmek... Bu terördür, şiddettir. PKK'yla mücadele elbette yapılacak. Bir terör örgütüyle masaya oturup diyalog kurmak kadar yanlış bir şey olamaz. Yanlışı mevcut hükümet yaptı. Meşru bir devleti ve hükümeti bir terör örgütüyle masaya oturtmak kadar büyük bir yanlış yoktur. Masaya oturdular. Çözemediler. Fatura ağır çıktı. Kime çıktı? Bölge insanına ve güvenlik güçlerine çıktı. Dünya kadar şehidimiz oldu."

- "OBİT kuracağız"

Kemal Kılıçdaroğlu, apolet sökme tartışmasına ilişkin, bir partinin genel başkanının başkomutan olamayacağını, bir siyasi partinin toplantısına bir asker ve bürokratın katılamayacağını söyledi.

Asker siyasallaştığı, camiye, kışlaya, adalete siyaset sokulduğu zaman devlette dirliğin sağlanamayacağını aktaran Kılıçdaroğlu, "Boşu boşuna mı asker siyasetin dışında kalsın diyoruz. Ne oldu? FETÖ geldi, askerin içine girdi. Askerin görevi vatanı savunmaktır. Genelkurmay Başkanlığı'nın gereğini yapması lazım." diye konuştu.

Kılıçdaroğlu, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar'ın Abdullah Gül'ü ziyaret etmesinin de yanlış olduğunu ifade ederek, "Bir Genelkurmay Başkanı bir başka siyasetçinin vesayetinde bir yere gidemez, doğru değildir. Türkiye her alanda içten içe çürüyen bir devlete dönüştü. Ordunun saygınlığı zedeleniyor." dedi.

Deniz Baykal'ın sağlık durumuna da değinen Kılıçdaroğlu, GATA'ya alındıktan sonra Baykal ile kısa bir konuşma yaptığını, sağlığında iyiye doğru bir gidiş olduğunu söyledi.

Enis Berberoğlu'nun doğum günü olduğunu hatırlatan Kılıçdaroğlu, "Boşu boşuna hapiste yatıyor. Olmayan bir suçtan ötürü bir yıla yakın bir süredir hapiste. Çıkacak ama içeride kalması asla ve asla doğru değil." ifadelerini kullandı.

CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, HDP'nin Cumhurbaşkanı adayı Selahattin Demirtaş'ın durumuna ilişkin şunları kaydetti:

"Selahattin Bey niye hapiste, mahkumiyet mi çıktı, hangi gerekçe ile içeride? Akılla bağdaşacak hiçbir şey yok. Bir kişinin suçlu olup olmadığına kararı hakim verir. Hakim böyle bir karar vermediyse nasıl olur da terörist olarak suçlanır? Bir insana terörist demek bu kadar kolay mı? Siyaset bu kadar ucuz olmamalı. Onun da sahaya çıkması ve mücadelesini yapması lazım. Umut Muharrem İnce'de. Demokrasinin ne olduğunu gösterecek."

Kılıçdaroğlu, iktidara geldiklerinde bölgede barışı sağlamak için Ortadoğu Barış ve İşbirliği Teşkilatı'nı (OBİT) kuracaklarını belirterek, OBİT kurulduktan sonra Filistin ve İsrail sorununun da en kısa sürede çözüleceğini aktardı.

(Bitti)