ANKARA (AA) - Kamu Denetçiliği Kurumu (KDK) Başkanı Şeref Malkoç, "Fırsatçılık yapmak isteyenlere, toplumu sömürmek isteyenlere sözümüz şu: Hesabını veremeyeceğiniz hiçbir davranışa girmeyin. 'Kısa zamanda çok kar elde ederim.' düşüncesi ile aklınız başınıza geldiğinde pişman olacağınız işi yapmayın. Eğer hakkınızın dışında insanlardan daha fazla rant elde etmek isterseniz bunun hesabı sizden sorulur." dedi.

KDK ile Birleşmiş Milletler Çocuklara Yardım Fonu (UNICEF) işbirliğinde düzenlenen "KDK Başvurularında Çocuk Dostu Yaklaşımların Uygulanmasına Yönelik Eğitim Programı" bir otelde gerçekleştirildi.

Programın açılışında konuşan Malkoç, çocuklara yönelik hak ihlallerinin önüne geçilmesi amacıyla düzenlenen eğitim programından sonra kurum çalışanlarının bu konudaki bilgisinin gelişeceğini ve konuyla ilgili başvurularda sağlıklı karar alabileceklerini belirtti.

Malkoç, "Çocuklara kendileri ile ilgili konularda söz tanımak fevkalade önemli. Kamu Denetçiliği Kurumunun diğer kurumlardan farkı burada. Reşit olmayan ve 18 yaşın altında olan çocuklara, velisinin ve vasinin izni olmadan başvuru hakkı tanımıştır. Bu çok anlamlı bir olay." dedi.

Kurumun kadın, çocuk ve hak ihlalleri ile ilgili çalışmalarının devam ettiğini aktaran Malkoç, KDK'nin bütün hak ihlallerini ilgililerin nezdinde düzeltmeye çalıştığını ve tavsiye kararlarıyla yol gösterici olduğunu anlattı.

Malkoç, dünyada kan ve gözyaşının olduğu her yerde kadınların ve çocukların haklarının ihlal edildiğini, bundan dolayı çocuklarla ve kadınlara daha fazla hassasiyet gösterdiklerini ifade etti.

Türkiye'nin özellikle mülteci çocuklar konusunda hassas olduğunu vurgulayan Malkoç, KDK'nin Türkiye'de bulunan 3,5 milyon Suriyeliye yönelik özel bir rapor hazırladığını ve raporun önemli bir bölümünü ise çocuk haklarının oluşturduğunu bildirdi.

KDK'ye Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının yanı sıra vatandaş olmayan ama yolu Türkiye'den geçen herkesin başvurabileceğini, bunun da yasada belirtildiğini söyleyen Malkoç, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Norveç gibi refah seviyesi yüksek bir ülkede nüfusu sınırlı, okula, yani üniversite dışındaki okullara giden, çocuk sayılacak yaştaki öğrencilerin sayısı 375 bin civarında. Ama Türkiye'de Türk okullarına giden sadece Suriyeli öğrenci sayısı 800 bin civarındadır. Bunların okulla ilişkilerinde yaşadığı sorunları, kamu kurumlarında yaşadığı sorunların hepsini, bize müracaat ediyorlar ve çözebiliyoruz."

- Malkoç, çocuklara seslendi: "En küçük hizmet kusurunu bize intikal ettirin"

Türkiye'de ekonomik alanda dalgalanmalar olduğunu, geçmişte de buna benzer badirelerin yaşandığını ama aşıldığını dile getiren Malkoç, bu dalgalanmadan aşırı yararlanmak, haksız kazanç elde etmek ve toplumun diğer kesimlerini sömürmek isteyenler olduğunu bildirdi.

Haksız kazanç ve sömürüye yönelik başvuruları titizlikle incelediklerine işaret eden Malkoç, şöyle konuştu:

"Fırsatçılık yapmak isteyenlere, toplumu sömürmek isteyenlere sözümüz şu: Hesabını veremeyeceğiniz hiçbir davranışa girmeyin. 'Kısa zamanda çok kar elde ederim.' düşüncesi ile aklınız başınıza geldiğinde pişman olacağınız işi yapmayın. Eğer hakkınızın dışında insanlardan daha fazla rant elde etmek isterseniz bunun hesabı sizden sorulur. Bu anlamda çocukların da mağduriyeti var. Özellikle çocuklara medya aracılığıyla şunu duyurmak istiyorum. Sevgili çocuklar, okul kantinlerinde karşılaştığınız, aşırı kazanç elde etmek isteyenlere karşı bize başvurabilirsiniz. Toplumda gördüğünüz en küçük hizmet kusurunu ve ihlallerini bize intikal ettirin."

Boşanma ve velayet konusuna da değinen Malkoç, Türkiye'de son yıllarda boşanma davalarının arttığını, KDK olarak bu konuya çözüm getirmek ve aile içindeki geçimsizliğin sulh ile çözümlenmesini sağlamak adına Adalet Bakanlığı ile Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığına "Aile Arabuluculuğu"nun kurulması önerisinde bulunduklarını belirtti. Malkoç, şunları söyledi:

"Boşanmalardan sonra çocukların velayetiyle ilgili verilen kararlar, bu kararlardan sonra velayeti alamayan annenin ve babanın çocuk ile irtibatının sağlanması çoğu zaman yürekler acısı. Velayeti elinde bulunduran anne veya baba bunu diğer tarafa karşı silah olarak kullanmak istiyor. Yürek parçalayıcı, zihinlerde iz bırakan hadiseler yaşanıyor. İcra yoluyla anne veya babadan çocuk alınıp diğer tarafa getiriliyor. Bunun çözümü var, yasal düzenlemeler yapılması gerekiyor. Umuyoruz en yakın dönemde bunu çözecek yasal düzenleme yapılır."

- "Ortaokul ve liselerin önlerinde uyuşturucu baronları dolaşmaya başladı"

"Son yıllarda özellikle ortaokul ve liselerin önlerinde uyuşturucu baronları dolaşmaya başladı" diyen Malkoç, böylece çocukların, anne ve babaların geleceğinin karartıldığını ifade etti. Malkoç, "Türkiye'ye ve dünyaya zarar verecek durumlar. KDK olarak şuna inanıyoruz, bir çocuğun uyuşturucuya alışmasını önlemenin onun tedavisinden çok daha kolaydır. Sayın Cumhurbaşkanımızın ve İçişleri Bakanımızın gayretlerini destekliyoruz. Her kurumun özellikle anne ve babaların bu konuda daha duyarlı olmaları gerekiyor." dedi.

Türkiye'de ilk, orta ve lise düzeyinde okuyan öğrenci sayısının 17 milyon, üniversitede okuyan öğrenci sayısının ise 7,5 milyon civarında olduğunu ve bu rakamların yadsınamayacağını aktaran Malkoç, eğitimle alakalı bütün kurumları, çocukların ve gençlerin uyuşturucu kullanımına karşı dikkatli olmaya davet etti.

- "Türkiye örnek ülkelerden bir tanesidir"

UNICEF Türkiye Temsilci Yardımcısı Nona Zicherman ise bugün dünyanın birçok yerinde çocukların istismar, şiddet ve ayrımcılığa uğradığını dile getirdi.

"Türkiye, çocuk ihlalleri konusunda sorunlar yaşamakla beraber her zaman çocuklara olan yaklaşımında örnek ülkelerden bir tanesi olmuştur. Anayasasından başlamak üzere çocuk haklarına ilişkin birçok mevzuatını uluslararası standartlara uygun hale getirmiştir." diyen Zicherman, çocuk işçiliği, çocuklara karşı şiddet gibi konuların gündemde olduğunu, özellikle Türkiye'deki mülteci çocukların yaşadığı sorunların çözümüne çalışıldığını söyledi.

Zicherman, "KDK'nin oluşturulması, Türkiye'nin nitelikli girişimlerinden bir tanesidir. Bu kurum insan haklarının korunmasına katkı sağlarken aynı zamanda çocuk hakları konusunda da bir denetçinin atanmış olması KDK'nin bu konudaki üstlendiği rolün altını çizmektedir." diye konuştu.

KDK'nin UNICEF ile önemli çalışmalar yaptığına dikkati çeken Zicherman, iki kurumun birlikte çocuk hakları konusunda başarılı projelere imza attığını kaydetti.

Kamu Denetçisi Celile Özlem Tunçak ve UNICEF program danışmanı Sarah McCoubrey da programın çalışması hakkında bilgi verdi.

KDK uzmanlarının ve çalışanların 5 gün boyunca katılacağı eğitimde, çocuğa karşı şiddetin önlenmesi, çocuk hakları stratejisinin genel çerçevesi, çocuk haklarının KDK'nin çalışmalarına dahil edilmesi gibi konular ele alınacak.