Kılıçdaroğlu açıklamasında, "Şimdi başımıza bir de Zarrab belası çıktı. Düne kadar ne diyorlardı, 'Çok iyi bir adam bu'; ne yapıyorlardı, devletin protokolüne dahil ediyorlardı. Cumhurbaşkanı, Başbakan, bakanlar, Reza Zarrab hep bir aradalardı, devletin protokolü bu. Devletin protokolünde bir de fesli deli Kadir vardı. Böyle bir devlet protokolü olabilir mi? Daha 16 Kasım'da ABD'ye nota verdiler. 'Efendim Reza Zarrab temiz bir adamdır, bunu bize verin. Ne oldu bu adamın hayatı'. Reza Zarrab bülbül gibi ötünce, 'Efendim Reza Zarrab casustur, haindir'. Düne kadar adamındı, kol kolaydın. Paraları alırken iyi, ötünce kötü." ifadelerine yer verdi.

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının "Yabancı devlet lehine siyasi ve askeri casusluk yapmak" suçlamasıyla Reza Zarrab ve yakınlarının malvarlıklarına el koyması kararına da değinen Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:

"Sevgili Erdoğan, yanına doktoru al beni iyi dinle. Bu Reza Zarrab'a devletin sırlarını kim teslim etti? 'Casus' diyor savcı. 'Askeri ve siyasi bilgileri aldı ve götürüp yurt dışında birilerine verdi'... Sana anlatıyorum: Reza Zarrab'a bu sırları, bilgileri kim verdi? Ve bu bilgiler verilirken hükümette kim vardı? Ben gayet iyi biliyorum. Şimdi soruyorum, bütün Mersinlilerin önünde soruyorum; öyle kaçmak yok. Dün 'hayırseverdi' bugün 'casus' oldu yok. 'Casus'sa bu bilgileri kim verdi? Ben vermedim, devleti ben yönetmiyorum. Hangi parayla satın aldı bunları? Kendisine Salıya kadar izin veriyorum. Sevgili Erdoğan Salıya kadar otur düşün, bakanlar kurulunu topla, bu Reza Zarrab nasıl oldu da Türkiye Cumhuriyeti'nin sırlarını teslim aldı ve bu sırları Amerika'ya götürdü, çık anlat. Bunu da Amerikalılar mı ortaya koysunlar? Sen bu devleti yönetiyorsun, o zaman çık bunların tamamını bu millete anlat. Salıya kadar bekliyorum Sevgili Erdoğan, gözlerinden öpüyorum seni."