Adalet Yürüyüşü, 15 Haziran'da, yani CHP İstanbul Milletvekili Enis Berberoğlu'nun MİT tırları davasında casusluk suçlamasıyla 25 yıl hapis cezasına çarptırılmasından bir gün sonra başlamıştı.

Yol kenarında bir mola yerinde konuşma fırsatı bulduğumuz Kemal Kılıçdaroğlu, yürüyüşlerinin sadece Enis Berberoğlu'yla ilgili olmadığını, ama tutuklanmasının bardağı taşıran son damla olduğunu söylüyor:

"Hedefimiz Türkiye'nin uygar dünyanın bir parçası olması. Türkiye'de adaletin olması. Türkiye'nin hapishanelerinde milletvekilleri olmamalı, gazeteciler olmamalı, akademisyenler olmamalı. Bir bildiriye imza attı diye üniversite hocaları kapının önüne konulmamalı. Adaletli bir Türkiye, hukukun üstünlüğüne inanan bir Türkiye istiyoruz. Oysa bugün otoriter bir yapı var."

Kemal Kılıçdaroğlu'nun başlattığı yürüyüş uluslararası medya tarafından çok bilinen bir benzetmeyle anılıyor: Mahatma Gandhi'nin Tuz Yürüyüşü.

12 Mart 1930'da başlayan ve 24 gün süren Tuz Yürüyüşü'nde Gandhi'nin talebi Dandi köyü sahilinden tuz çıkarma çalışmalarının geçmişte olduğu gibi yerel halk tarafından yapılabilmesiydi. Ancak İngiltere hükümeti bunu yasadışı kabul etmiş, vergi getirmiş ve hatta zor kullanarak tuz üretimini engellemeye çalışmıştı.

24 günlük barışçıl yürüyüş sonunda İngiltere geri adım atmak zorunda kalmış, bu Hindistan'ın İngiltere'den bağımsızlık mücadelesi için de bir mihenk taşı olmuştu.

Kılıçdaroğlu, Gandhi'ye benzetilmekten onur duyduğunu ancak durumun farklı olduğunu söylüyor:

"Gandhi'nin artısı vardı. Mücadele ettiği kişiler demokrasinin beşiği diye tanımladığımız İngiltere idi. Bizim karşımızdakilerde ise demokrasi kültürü yok. Karşımızda bir duvar var.

"Ne söylersek söyleyelim bize kulak kabartmıyorlar. Ya bu insanlar niye yürüyor? Bu sıcakta, yağmurun çamurun altında bu insanlar 'Adalet! Adalet!' diye niye yürüyorlar? Bunu düşünmüyor.

"Gandhi'nin yürüyüşü başarıya ulaştı, İngiltere geri adım attı. Bizim yürüyüşümüzde böyle bir geri çekilme olmayacak. Önümüzde duvarlar var. Biz o duvarları yıkarak adaleti ve demokrasiyi getireceğiz."

Kaynak: BBC Türkçe