CHP lideri Kılıçdaroğlu özetle şunları söyledi: "Bu ülkede adalet yok. 80 milyon insan için adalet istiyorum. Adaletin iflas ettiği bir ülkede bırakın demokrasiyi devlet yoktur. Devleti var eden adalettir. Ve liyakattır. Bunlar ayrı kelimeler olsalar dahi birbirlerini tamamlayan kavramlardır. İşini ehline vermek demektir.

ADALET YOK

Bir kişi kalkıp diyor ki, "falan kişi suçludur, haindir". Savcılar harekete geçiyor ve karar çıkıyor. Sonra diyoruz ki, 'bu ülkede adalet var'. Eğer yöneten adaleti hakime değil de kendisine bırakmışsa,  adaleti ben dağıtırım noktasına gelmişse adalet iflas etmiştir. Az önce söyledim adaleti dağıtan yargıçtır, onun eğitimini görmüştür. Suçluyu belirleyecek olan hakimdir; savcı değildir, avukat değildir. Ama günümüzün Türkiyesi'nde suçluyu belirleyen siyasi otorite. Bir kişi kalkıp diyor ki 'falan kişi suçludur, haindir'. Savcılar harekete geçiyor, yargıç onun söylemlerini kararına geçiriyor ve karar çıkıyor. Ve biz diyoruz ki bu adalet var; bu ülkede adalet yok. Türkiye'nin en büyük ve en temel sorunu; bu ülkede adalet yok. Hangi partiden, görüşten, inançtan, kimlikten olursa olsun bütün vatandaşlarımızın üzerinde mutabık kaldığı konu; bu ülkede adalet yok. Biz bunun mücadelesini veriyoruz, adaletin mücadelesini veriyoruz. Adaleti kendim için ve sizler için istemiyorum; 80 milyon için adalet istiyorum. Doğmamış çocuk için de adalet istiyoruz. Ana rahmindeki çocuk için de adalet istiyoruz. Bizim gibi düşünmeyenler için de adalet istiyoruz. Adaletin iflas ettiği bir ülkede bırakın demokrasiyi devlet yoktur. Devleti var eden adalettir ve liyakattir. Bunlar ayrı sözcükler olsalar dahi biri birini tamamlayan kavramlardır.

15 Temmuz darbe girişiminden sonra BM'ye bir yazı yazıldı. 21 Temmuz 2016'da. BM Medeni ve Siyasi Haklara İlişkin Uluslararası Sözleşme. Bu sözleşmenin 13 maddesine çekince koyduk, 'OHAL döneminde askıya alıyoruz' dedik. Uygulamayacağız. 2 madde var ki çok ama çok önemli. Bunun üzerinde hiç kimse durmadı. Adil yargılama. Diyor ki, Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti BM'ye verdiği dilekçe ile 'Ben OHAL döneminde adil yargılama yapmayacağım' diyor. Bir başka madde daha var. 'Tutulanlara insanca davranmayacağız' diyor. Yani, 'işkence yapacağım' diyor. Bizim anlı şanlı medyamız var ya, CHP bir şey söylediğinde, 'nasıl eleştiririz' diye yazanlar var ya. Bu iki madde hakkında kalem bile oynatamadılar.

'BİR AİLE DEVLETİNE DÖNÜŞMÜŞTÜR'

Her yerde söyledim bir daha söylüyorum; devlet adaletle, bilgiyle, birikimle, liyakatle, danışmayla yönetilir. Devlet kinle, öfkeyle, bilgisizlikle, ön yargıyla yönetilmez. Eğer devletin bütün kurumlarını bir kişinin iki dudağından çıkacak söze teslim ediyorsanız, orada parti devleti de yoktur; şahıs devleti vardır. Bugün Türkiye'nin geldiği nokta parti devletini aşmış bir aile devletine, bir şahsi devlete dönüşmüştür.

'ARAÇLAR CHP'Lİ BELEDİYEYE VERİLMİYOR'

Adalet kavramı soylu bir kavram. Herkesin üzerine titrediği bir kavram, adalet yüceltmek hepimizin görevi. Yerel yönetimlerde adalet. Hangi adalet? Bazı kentler Büyükşehir Belediye Başkanlığı yapıldı. Oradaki il özel idaresinin görevi sona eriyor, mal varlıklarını tasfiye etmek zorunda. Bir bakıyorsunuz belediye iktidarın elindeyse, vali karar alıyor. İl özel idaresinin mal varlıkları belediyeye veriliyor.Düne kadar o hizmeti götüren araçların normalde belediyeye devredilmesi lazım. CHP'li bir belediye varsa devredilmiyor. Bize dönüp diyorlar ki, 'Biz adaletle ülkeyi yönetiyoruz. Devlet adaletle yönetiliyor.'

'ANAYASA ASKIDA'

Bugün Türkiye'nin geldiği nokta parti devletini aşmış, bir aile devletine, şahsi devlete dönüşmüştür. Siyasi otorite yargı üzerindeki gücünü o kadar ileri bir noktaya götürmüştür ki, en alttaki hakim en üstteki hakime 'Senin kararlarını tanımam' diyor. Anayasa böyle yazıyor diyor Başbakan, iyi de Anayasa askıda. Hangi Anayasa? Hangi yargı bağımsız.

'İKİ HÜKÜMET VAR'

İki hükümet var. Bir saray hükümeti, bir Binali Yıldırım hükümeti. Bir yasal, biri gayri yasal. Afrin'de operasyonlar yapılmalı, hiçbir itirazımız yok. Ordumuza sonuna kadar güveniyoruz. Bu mücadelenin yanındayız ama beyler bundan rahatsızlar. Bunu gayet iyi biliyorum. Biz ülkemizin selameti için, 'önce Türkiye' diyoruz. Türkiye Cumhuriyeti sınırları pergelle çizilen bir ülke değildir.

'ERDOĞAN-TRUMP GÖRÜŞMESİNİN BANTLARI YAYINLAYIN'

Açıklamalar yapılıyor aralarında büyük farklılıklar var. Trump ile konuştuk. Anlatacaksınız gerçekleri evet. Orası farklı burası farklı açıklama yapıyor. Ben de diyorum ki, bantları yayınlayın, Amerikalıları mahçup edin. Niye gizliyorsunuz bunu?

'BELEDİYE BAŞKANLARI ZORLA İSTİFA ETTİRİLDİ'

Biz hiçbir zaman denetimde şikayet etmedik. Hiçbir zaman. Bizim belediyelerimizin vermeyeceği hesap yok. Gelip denetlesinler ama şu gerçeği de herkese ifade etmek isterim.Belediye başkanları zorla istifa ettirildi. Demokrasilerde böyle bir şey var mı? Bir belediye başkanı istifa ederken kendisini tutamayıp ağlıyor. Kim yapıyor? Saray hükümeti yapıyor.