İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’in konuşmalarını dinlerken, siyasette iddialı olmanın önemini bir kez daha gördük. Her zaman söylediğimiz gibi, siyaset sahnesinde yer almak isteniliyorsa iddialı olmak da gerekiyor. Akşener, siyaset sahnesinde yer aldığı günden bugüne bu iddiasını şimdi İYİ Parti Genel Başkanı olarak sürdürüyor.

Akşener’in ana hedefi şu:

Cumhurbaşkanlığına aday olacak ve seçimde kazanmaya çalışacak. Hesaplar bunun üzerine kuruluyor. Zaten, ayağının tozu ile yurt gezilerine başlamadan önce de bu iddiasını ve gönlünde yatanı açıklamıştı.

Son yaptığı gezilerde de “Milletvekili adayı olmayacağım. Benim için ya herru,ya merru. Milletimize ve kadınlarımıza çok güveniyorum” diyerek Cumhurbaşkanlığı konusundaki iddiasını sürdürmeye devam etti.

Siyasette millet iradesine güvenmek, atılacak olan adımları da hedefine götürür. Akşener, hemen her açıklamasında millet iradesine vurgu yapıyor. “Millet ne derse o olur. Biz, milletimizin çizdiği yoldan gideceğiz. Milletimiz ne derse kabul edeceğiz” diyor. Kadın seçmenlere de son derece güvendiğinin altını çiziyor.

Bir önemli nokta da şu:

Yukarıda siyasette iddialı olmanın önemine değinmiştik. Aynı zamanda siyasette başarı, risk alabilmektir. Hiç kuşkusuz alınacak riskler akılcı olmalı, siyasiyi doğru yola sürükleyebilmelidir.

Dikkat edilecek olursa Cumhurbaşkanı Erdoğan, 15 yıldır partisinin iktidarda tutunmasını, siyasi alanda ortaya koyduğu risklerle sürdürüyor. Risk almaktan kaçınmıyor. Bugün bile gelecek hesaplarını yaparken bile birçok konuda risk alarak yola devam ediyor.

İYİ Parti umut olabilir mi? Çokları bu soruyu soruyor.

Bu noktada bizim de söyleyeceklerimiz olacak:

Akşener ve ekibinin il ve ilçe teşkilatlarının çok deneyimli isimlerden oluşması, genç ve kadınların çoğunlukta olması hiç kuşkusuz önemlidir. Kısa zamanda gençlik ve kadın kollarının oluşturulup, yoğun bir çalışma içinde girmesi gerekiyor.

En önemlisi, toplumun beklentilerine doyurucu ve olumlu yanıtların verilmesidir. İYİ Parti’ye gönül verenlerin ya da bu partiye umut bağlayanların gelecekte nelerin yapılacağını görmesi beklentilerinin olduğu unutulmasın.

Ekonomik alanda, dış politikada, tarımda, çalışan ve emekli kesimindeki sorunların nasıl aşılacağı ve diğer sıkıntılı konularda nelerin yapılabileceği açık biçimde anlatılmalıdır.

Siyaset aynı zamanda bir çözüm üretme sanatı olduğuna göre Türkiye’nin önündeki sıkıntıların çözümünde nasıl adımlar atılacak? Parti olarak neler verilecek? Kamuoyunun sıkıntıları hangi adımlarda giderilecek? Bunların da toplantılarda ve meydanlarda seslendirilmesi gerekiyor.

Sadece yurt gezileri yapmak, toplantılarda muhalefet yapmakla beklenen sonuçların elde edilmesi o kadar kolay değildir.

AK Parti iktidarından sonra, Türk siyasi hayatına İYİ Parti gibi iddialı bir parti girmedi. Merkez sağı toparlayabilecek, milleti kucaklayacak niteliklere sahip bir partinin siyasi hayatımıza geç de olsa girmiş olması bir umut olmuştur.

Partilerde lider önemlidir. Ancak, kadroların güçlü olması, güven vermesi ve umut olması da bunun bir parçası olarak değerlendirilmeli. İYİ Parti gibi sahaya çok iddialı biçimde giren bir parti sadece liderin omuzlarında belirli bir noktaya kadar gidebilir.

Bunları neden yazıyoruz?

Gezip görmekte, konuşup duymaktayız. Partiye olumlu yaklaşanların beklentilerinin olduğunu görmekteyiz. Özetleyerek sıraladıklarımız da sadece bir uyarı niteliği taşıyor.

Bu kadar iddialı şekilde sahaya inen partiden beklentilerin de aynı ayarda olması kadar doğal bir şey olabilir mi?

Özetle farklı söylemler ve yeni bir vizyon ortaya konulabilmelidir.