Tüm eşitsizlikler içinde en çok dikkat çekeni cinsiyet eşitsizliği. Birleşmiş Milletler’in son raporu dünya olarak bu alanda hiç denecek kadar az yol kat ettiğimizi gösteriyor. Diğer yandan yaşadığımız eşitsizlikler ile ilgili tanımlamalarımız o kadar dar ve ayrık ki, esasen bunun bir sistem olduğunu dahi farkedemiyoruz.

BUGÜN : EN EŞİTSİZ EŞİTSİZLİĞİMİZ

Bu hafta UN DESA Başkanı Liu Zhenmin tarafından “The World’s Women : Trends and Statistics” raporunun 2020 yılı güncellemesinin tanıtımı yapıldı. Tanıtım sırasında Zhenmin dünya genelinde cinsiyetçilik anlayışında değişim gözlendiğini söylerken, bu gelişimin çok kırılgan olduğunu da sözlerine ekledi.

Kadınların kazanımları tepeye kaya yuvarlamak gibi bir şey. En ufak krizde kazanılan haklar hızla kaybediliyor. Ekonomik ve sosyal alandaki varlığı çeyrek asır öncesi ile karşılaştırıldığında neredeyse hiç değişmeyen kadının pandemi döneminde ise bu iki alanda ciddi darbe aldığı gözleniyor.

Kadının, ekonomide karar makanizmalarındaki durumunu Fortune 500 sıralaması net olarak ifade ediyor. Listedeki şirketlerin yalnızca yüzde 7,4’ünün CEO’su kadın. Siyasi alanda da kadının temsiliyetinin küresel ölçekte çok düşük olduğuna şahit oluyoruz. Son çeyrek asırda dört katı bir gelişme olmasına rağmen parlamentolarda yüzde 25 sandalye sınırını henüz aşılabilmiş değil.

BM Genel Sekreteri António Guterres de rapor ile ilgili olarak Pekin Deklarasyonu ve Eylem Platformunun kabul edilmesinden bu yana yirmi beş yıl geçmesine rağmen, kadınların eşit haklara yönelik ilerlemesinin hala muğlak olduğunu vurgulayarak “Hiçbir ülke cinsiyet eşitliğine ulaşamadı.” diyor. Pekin Deklerasyonu 1995 yılında üye devletlerin katıldığı Dördüncü Dünya Kadın Konferansı’nda yayınlanmıştı.

Günümüzde kadının yaşadığı cinsiyet temelli eşitsizlik tüm eşitsizlikler sarmalı içinde en önemli başlık olarak yerini koruyor. Aslında çözülemeyen diğer eşitsizlikler ile besleniyor ve çoğalıyor. Kadının eşitliğinden bahsettiğimizde, teorik olarak neredeyse bugünün iki yüz sene öncesine ait talepler seviyesine gelmeye çalışıyoruz. Ne kadar basit şeylerden bahsettiğimizin farkında olmamız gerekiyor. Ekonomide, sosyal alanda ve karar alma mekanizmalarında bir eşitlik. Bunları sağladığımız zaman, sıradaki eşitsizlikleri yok saymış gibi duruyoruz.

DÜN : EŞİTLİK TALEBİ SİSTEME AYKIRI

Yıllık geliri dört yüz milyon dolar civarında olan Microsoft CEO’su 2014 yılında yaptığı bir açıklamada, kadınların zam istememesi gerektiğini, sadece sistemin onları “iyi karma” ile ödüllendirmesini beklemeleri gerektiğini söylüyordu. Daha sonra bu sözlerini yumuşatmaya çalışan açıklamaları olsa da özdeki zihniyetin pek değişmediği anlaşılıyor.

İşler arasında eşitlik anlayışının olmadığı bir dünyada kadın için eşit işe eşit ücret üzerinden bir mücadele verildiğini görüyoruz. Kadının ücreti eşitlendikçe, işler arasındaki eşitsizliğin ne kadar ayrıştığına ise dikkat etmiyoruz.

Bugün dünyanın en sürdürülebilir şirketler listesini oluşturan Corporate Knights, listeyi oluşturuken kullandığı endeksin metodolojisinde CEO ile ortalama bir çalışanın maaşı arasındaki farklılığın ne derecede kabul edilebilir olduğuna bakıyor. Bu anlamda bizim CEO’nun açıklamasının da ne kadar sürdürülebilir olduğunun takdirini size bırakıyorum. Zaten Microsoft da sürdürülebilir ilk yüz şirket arasında değil. Dünyanın en değerli şirketleri Apple, Amazon, Facebook ve Twitter’ı da merak ediyor musunuz? Onlar da ilk yüz arasında değil. Bu şirketlerin yaşamımızdan ne zaman çıkacaklarını tam olarak bilemiyorum ama batacakları kesin gibi.

Kendi içinde eşitsizlik olan bu şirketlerin yönettiği dünyada, eşitsizliklerin de olduğu gibi yansıdığına şahit oluyoruz. Bu da genel anlamda eşitsizlikler ile mücadele motivasyonunun aynı zamanda birer çalışan olan seçmende kaybına neden oluyor. Amerika’da yüksek eğitimi olmayan ve sisteme entegre olamamış insanların üçte ikisi seçimlerde oy kullanmanın bir anlamı olmadığına, çünkü seçimlerin büyük şirketlerin yararına olacak şekilde sonuçlandığına inanıyor. Bu durum dünyanın diğer ülkelerinde de çok farklı değil aslında.

Günümüzün hakim ekonomik sistemi olarak kapitalizm özü itibarı ile eşitsizlikler üzerine kurulmuş bir sistem. Bu özgürlükçü eşitsizlikler ortamının birey tarafından da savunulmasına olanak sağlayan en önemli motivasyon ise, aynı eşitsizlikler ortamından faydalanarak daha iyi bir konuma geçebilme umudu. Zaten sistemin tüm kanallardan kesintisiz olarak paylaştığı “başarı hikayeleri” de bu umudun canlı tutulmasına hizmet ediyor. Başarının toplumsal değil, bireysel bir mesele olduğuna dair bilgi, dinsel, materyalist veya spiritüel birçok versiyon ile de servis edilmiş durumda.

YARIN : ÖZGÜRLÜK TANIMINI DEĞİŞTİRMEK

Eşitsizlikler ile mücadele hem zihinsel hem de fiziksel olarak özgürleşmeye bağlı. Ancak bugün özgürlük anlayışımızı siyaseten belirlemiyoruz. Özgürlük serbest piyasa ile özdeşleştirilmiş bir kavram. İsteyenin istediğini yapabileceği, eşitsizlikleri iyi kullanan akıllıların ise başarı hikayesi olarak kabul edildiği bir sistem. Dolayısı ile tüm eşitsizlikleri hoş gören bir özgürlük anlayışının hakimiyetindeyiz.

Peki o zaman ne yapacağız? Öncelikle bireysel alanda yaşadığımız herhangi bir eşitsizlik durumunun bize özgü bir şey olmadığının farkına varmamız gerekiyor. Eşitsizlik diye bir durum yoktur, bir eşitsizlikler sistemi vardır. Eşitsizlikler sistem tarafından mükemmele yakın bir kompozisyona sahip olacak şekilde ve zaman içinde tasarlanmıştır. Herkes ve hepimiz bu eşitsizliklerden payımıza düşeni alırız.

Felsefi, siyasi ve semavi farklılaşmalardan başlayarak; cinsel, fiziksel, etnik, kültürel, ekonomik, mesleki ve benzeri tüm farklılaşmalar sistemin içinde zamana ve coğrafyaya göre değişecek şekilde eşitsizlikler olarak yayılmış durumdadır. Biz bir eşitsizliği değil tüm bir eşitsizlikler sistemini algılamalı ve mücadelemizi de ayrışmış olarak değil bütünsel olarak vermeliyiz. Ancak öncelikle sorunumuzu düşünsel seviyede çözmemiz gerekiyor.

UN DESA : United Nations Economic and Social Affairs Department (Birleşmiş Milletler Ekononik ve Sosyal Gelişmeler Ofisi)

The World’s Women : Trends and Statistics raporunun tamamına ulaşmak için https://worlds-women-2020-data-undesa.hub.arcgis.com/ linkini ziyaret edebilirsiniz.