Nasıl mı yardımcı oluruz? Ülkemize, insanlara ve doğada yaşayanlara. Önce sevmeyei öğrenmeliyiz. Sevginin gücünü öğrenmeliyiz. İsterseniz deneyin sevginin gücünü. En sevmediğniz bir insana, hayvana hatta bitkiye sevgiyle yaklaşınız. Sonucun ne kadar olumlu olduğunu göreceksiniz. Bunu sağlanmasıda insanların doğru ve çağdaş eğitim almalarıyla mümkün olabileceğini görmeleri gerekir. Ülkemizde kendini aydın, yetişmiş olarak görenler olmayacak durumlara giriyorlar. Bunu feto olayında gördük. Başka olaylardada görüp yaşamaktayız. Nerede yanlış yapıyoruz diye de düşünmemeiz gerekiyor.

Örneklerden birisi kurtuluş savaşımızın yok sayılması.

Atatürk ve arkadaşlarının çeşitli şekillerde karalanıp unutturulmaya çalışılması.

İçimizde keşke Atatürk yurdumuzu ve insanlarımzı kurtarmasaydıda ingiliz ve diğer ülkelerin sömürgesi altında yaşasaydık diyecek kadar, bunu düşünecek kadar densizlerimiz var içimizde. Hatta Türklüğümüzü bile kabul etmeyenler var bu ülkede.İstiklal marşımız okunurken ayağa kalkmayanlar var. Ama şeyhlerinin ağzını sildiği kağıt mendili kutsal diye yiyenler var bu ülkede. Kendilerini şeyhinin ipine bağladıklarında cennete gideceklerini sananlar var bu ülkede.

Atatürk anıtlarına heykel diyenler, put diyenler var bu ülkede.

Yani hangi birini sayayım.

Malesef geldiğimiz nokta tamda bu.

Bilmiyorlarki Türk ordusu, Atatürk. ün önderliğinde büyük bir cesaretle zafere yani bağımsızlığına koşuyordu.

Atatürk ya istiklal ya ölüm diye çıktığı bu yolda hedefine ulaştı.

Bu topraklarda yaşayan insanların asla tutsak olarak yaşayamayacaklarını dosta düşmana gösterdi. Ama şu anda öyle bir zamandayızki kime dayanacağımızı, kime güveneceğimizi seçemiyoruz.

Siyasal bağlar soydan başlayarak arkadaşlık hatta dostluğun bile önüne geçti.

Çıkar ilişkileri aldı yürüdü gidiyor. Siyasal yetki ve etkilerin sağladığı olanaklar nedeniyle ün, ünvan, makam cirit attığı bir ortamdayız.

İnsanlık yurttaşlık alanındada toplumsal çöküş içindeyiz.

Komşuluk, yurttaşlık, arkadaşlık ilişkilerindeki bozulmalar artarak sürmektedir.

Bu gün söylediklerimizin tam tersini söylemekten çekinmiyoruz.

Bir millet uyuyorsa uyandırmak kolaydır. Ama uyumuyorda uyuyor gibi yapıyorsa ne yapsanız nafile, uyandıramazsınız İNDRAGHANDI.

Peki ne yapalım?

Ailelerin eğitim vermekten yoksun olduğu ülkede,okullar insan yerine başka şey yetiştirdi.

Önce çocuklarımıza iyiliğin ne olduğunu anlatmalıyız.

Çocuklarımıza hurafeler yerine bilim öğretmeliyiz.

Artık yapılan hatalardan dönerek doğruyu, ilmi, bilgiyi öğrenerek öğretmeliyiz.

Hepinizin 30 AĞUSTOS ZAFER BAYRAMI'nızı kutlarım.

Sağlık ve başarılarla dolu yıllar dilerim.