Ortadaki genel iddia şu:

Gerek Cumhurbaşkanı Erdoğan, gerekse AK Parti kurmayları çatışma ortamının şiddetlenmesi ile bir yeni seçimin AK Parti’yi tek başına iktidara taşıyacağına inanıyor. Bunun için de çatışma ortamının hızlanması ve oyların AK Parti’de toplanması için plan üstüne plan yapılıyor. Son yapılan bazı kamuoyu araştırmaları, seçmenin bu planı gördüğü ve yeni bir seçimde AK Parti’yi tek başına iktidara taşıyacak oyu vermeyeceği de görülüyor.

Geçenlerde KONDA’nın patronu Tarhan Erdem, konu ile ilgili bir açıklama yapmış ve “Seçmen oynanmakta olan oyunun farkında. Bu nedenle yapılacak bir seçim yine AK Parti’nin tek başına iktidara taşınmasını mümkün kılmayacak. Artık seçmenin gözü kapalı oy verme dönemi kapanmıştır. “demişti.

KONDA’nın son yaptığı araştırmada AK Parti’nin en fazla yüzde 43 oranında oy alabileceği görülmüş, bu oyun da AK Parti’nin tek başına iktidar olamayacağını ortaya koymuştu. Hatta Tarhan Erdem, daha da iddialı konuşmuş “Gerilim ve çatışma ortamının hızlanması AK Parti’nin daha da oy kaybına neden olabilir. Böylesi bir ortamdan da fayda sağlanması beklenmemelidir” görüşünü ortaya atmıştı.

Seçmen, artık olup bitenleri çok iyi takip ediyor. Ülkenin geleceğinin tayini konusunda da son derece duyarlı hareket ediyor. Bu nedenle seçmeni kandırmanın ya da yanıltmanın mümkün olamayacağı görüşündeyiz.

KONDA’dan sonra Gezici Araştırma Grubu’da bir anket düzenledi. Gezici’nin araştırmasında da ilginç sonuçların ortaya çıktığını görüyoruz. Görüşlerini açıklayan seçmenin yüzde 65’i “Kaos ortamının AK Parti’yi tek başına iktidara taşımak için çıkarılmış olduğunu düşünüyoruz. Bu nedenle oyumuzun rengi ve görüşümüz değişmez” diyor.

Deneklerin yüzde 66’sı ülkenin bu ortamdan çıkması için koalisyon hükümeti istiyor. Erdoğan’ı de en büyük engel olarak görüyor. AK Parti’ye oy vereceğini söyleyen deneklerin yüzde 37,7’sinin Erdoğan’ı otoriter ve koalisyon önündeki engel olarak görmesi de önemsenmelidir.

Seçmenin yüzde 84,2’sinin savaşa ve Suriye’ye askerin girmesinin karşısında olması çıkarılması muhtemel savaş ve Suriye sevdasının AK Parti’ye bir şey kazandıramayacağı gibi, çok şey kaybettirebileceği bile tartışılıyor. Bütün bunlar kaos ortamının ancak ülkeye zarar verebilecek boyutlarda olabileceği gerçeğinin ortaya koyuyor. Özetle beklenen sonuçların bu ortamla elde edilemeyeceği görülmelidir.

 

 

 

Bugün seçim olsa sonuç ne olur?

Seçim sonuçlarını çok az yanılma ile bilen 4 tarafsız kamuoyu araştırma grubunun yaptığı anketlerin sonuçlarını değerlendirdiğimizde 7 Haziran’da yapılan seçimlerin sonuçlarının değişmeyeceğini görmekteyiz. Geçenlerde de konu ile ilgili yazdığımız yazıda vurguladığımız gibi AK Parti’nin oylarında yüze 2’lik bir artışın olabileceği görülüyor. Ancak, gelişmeler ve koşulların değişmesi bu oy oranını tamamen ters biçimde de gerçekleşebileceğini de görmek gerekiyor.

Seçmeni kandırmak mümkün değildir.

Seçmen, sandığa gittiğinde nasıl oy kullanacağını çok iyi bilmektedir. Bugün oynanmakta olan oyunun iç yüzünü bildiği için de belki de kendisini yeniden sandığa taşıyanlara çok daha anlamlı bir ders de verecektir.

Kamuoyu araştırması sonuçlarından bunları çıkarıyoruz.

Ülkeyi kaos ve savaş ortamına sürüklemenin bu nedenlerle çok büyük zararı ve bedeli olabilir, bundan sakınmak gerekiyor. “AK Parti oy alsın, tek başına iktidar olsun” anlayışı ile ülkeyi ateşin için atmayalım.

7 Haziran seçim sonuçlarının bu nedenle çok iyi okunması gerektiğini bir kez daha anımsatmak istiyoruz. Eğer seçim sonuçlarını çok iyi okuyup değerlendiremezsek, bu kez seçmenin nasıl bir ders vereceğini tahmin bile edemeyiz. Çünkü, seçmen eski seçmen değildir.

Siyasi kulislere yansıyan bir başka iddia da şöyle:

Başbakan Davutoğlu, AK Parti’nin önündeki en büyük engel olarak Erdoğan’ı görüyor. Bu görüşünü açık biçimde seslendiremiyor. Bu nedenle de rahat hareket edebilmek, partinin önünü açabilmek için kendi ekibi ile varlık savaşı veriyor. Kamuoyu araştırma gruplarının anketlerinden çıkan sonuçlar Davutoğlu’nu bu yönde hareket etmeye yönlendiriyor. Çünkü yeni bir seçime AK Parti’nin Davutoğlu dışında bir liderle girmeye hazırlandığı da söyleniyor.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın partiye hakim olduğunu, halen her istediğini kabul ettirebilecek güçte olduğunu da unutmayalım. Eğer ortaya Erdoğan-Davutoğlu mücadelesi çıkarsa bundan zararlı çıkacak olan Başbakan olacaktır.

Bu arada şu notu da sizlerle paylaşalım:

Seçmen, yeni bir parti istemiyor. Ancak, Abdullah Gül’ün AK Parti’nin başına geçmesini istiyor. AK Parti’ye oy veren seçmenin yüzde 68’i “Gül’e oy veririm” diyor. Gül’ün partinin başına geçmesi ile AK Parti’nin oylarının yüzde 45’lere fırlayacağı da ifade ediliyor.