MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin Türkiye’nin yığınla iç ve dış sorunu dururken, ortaya attığı Başkanlık konusu özellikle MHP içinde yoğun şekilde tartışmalara da yol açmış bulunuyor. Bahçeli’nin ne yapmak istediği de tartışılıyor.

 

Deneyimli gazeteci Işın Erşen, geçenlerde konu ile ilgili olarak “Sayın Devlet Bahçeli’ye açık mektup” başlıklı bir yazıyı paylaştı. Partiye gönül verenlerin önemli bölümünün seslendirmek istediği, ancak susmak durumunda kaldıkları bu konuyu Işın Erşen bütün hatları ve samimi duyguları ile kaleme almış.

 

Bizim de önemsediğimiz bu konuda kaleme alınan Işın Erşen ustanın bu yazısını sizlerle paylaşıyoruz:

 

 

“Sayın Devlet Bahçeli

MHP Genel Başkanı

2002 yılından bu yana milletvekili genel ve yerel yönetimler seçimlerinde Milliyetçi Hareket Partisine oy vermiş bir vatandaş olarak size bu açık mektubu yazma mecburiyetinde kaldım. Amacım, çevrenizdeki yalaka, dalkavukların sizin görmenize engel oldukları bazı gerçekleri hatırlatmaktır.

 

 

Merhum Alparslan Türkeş'in 4 Nisan 1997 tarihinde vefat etmesinin ardından, 6 Temmuz 1997 de yapılan olağanüstü kongrede Genel Başkan seçildiniz ve yaklaşık 19 yıldır MHP Genel Başkanlığı görevini sürdürmektesiniz. 

 

 

3 Kasım 2002 de yapılan milletvekili genel seçimlerinde MHP’nin oyu yüzde 9,62 oranında düşerek, yüzde 8.36 ile baraj altında kalınca yaptığınız açıklamada "Başarısızlığın tek sorumlusuyum" diyerek çok onurlu, haysiyetli, şerefli bir davranışla genel başkanlık görevinden istifa ettiniz. 12 Ekim 2003 tarihinde yapılan kongrede ise 1180 delegenin 688 inin oyunu alarak yeniden genel başkanlığa seçildiniz. 

 

 

7 Haziran 2015 de yapılan milletvekili seçimlerde partiniz 80 Milletvekili çıkarttığında AKP’siz bir koalisyon hükümeti kurulma şansı ortaya çıkmışken tüm kapıları kapatarak seçimlerin yenilenmesine neden oldunuz. Beş ay sonra, 1 Kasım 2015 de ülkeyi tekrar seçime mecbur bırakıp 7 Haziran’da 16.3 olan oyunuzu 11.9 a düşürerek 80 milletvekilinizi de 40 milletvekiline düşürdünüz. 

 

 

1 Kasım 2015 seçimlerinde MHP’nin yüzde 4,39 oy kaybederek yüzde 11,9 'a gerilemesinin ardından 547 delegenin imzasını taşıyan olağanüstü kongre taleplerini reddettiniz. Muhaliflerin olağanüstü kurultaya gidilmesi talebiyle Ankara 12. Sulh Hukuk Mahkemesinde dava sonucu 19 Haziran 2016 tarihinde gerçekleşen kurultayı ve parti tüzüğündeki “Olağanüstü kurultaylarda genel başkan seçimi yapılmasını” engelleyen maddenin değiştirilmesini “yok” saydınız. 

 

 

Sayın Bahçeli,

 

 

14 Ekim 2016 tarihinde TBMM’ndeki grup toplantısında yaptığınız konuşmada, “Anayasa değişiklik teklifi TBMM Genel Kurulunda ya 367 sınırını aşarak kanunlaşacaktır ya da 330 eşiğinin üstünde kalarak referandum yoluyla milletin kararına sunulacaktır. Milliyetçi Hareket Partisi Türk milletinin vereceği her karara saygılı ve bağlıdır” dediniz.

 

 

Doğrudur, milletin kararı mutlaka her şeyin üzerindedir. Ancak bu sizin için de, partiniz için de geçerlidir.

 

 

MHP’de “dikta rejimi” uygulayıp, terör estirerek muhaliflerinizi ihraç edip, iktidarın bastonu, stepnesi, koruyucu ve kurtarıcı meleği, koltuk değneği oldunuz.,

 

 

Bütün bunlar da yetmemiş gibi başkanlık yolunu açtınız. Bundan sonra siz, MHP genel başkanı değil AK-MHP’nin genel başkanısınız. 

 

 

Geçtiğimiz günlerde, “Başkanlık sistemini halka sormanın hiç bir mahsuru yok !” dediniz. Başkanlık sistemi halka sorulursa, MHP’nin erken olağanüstü kongresi neden sorulmasın? 

 

 

MHP, en kısa zamanda ya partiye kayıtlı tüm üyelerin, ya da tüm il ve ilçe kongre delegelerinin katılacağı bir referandum ile “zamanında olağan veya acil olağanüstü kurultay” yapılıp yapılmaması oylanmalıdır. Böyle bir referandum en kısa zamanda ve teşkilatlara baskı yapılmadan gerçekleşmelidir. 

 

 

Sayın Devlet Bahçeli,

 

 

Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ı “Başkan” yapmanın yolunu açmak için ifade ettiğiniz; “Türk milletinin vereceği her karara saygılı ve bağlı olalım” sözünüz, MHP’ye kayıtlı tüm üyelerin katılımı ve yargıç nezaretinde yapılacak referandumda sandıktan çıkacak karar da “Türk milletinin” kararı olacaktır.

 

 

Ülkemizin içinde bulunduğu bu kara günlerde, “umut ışığı” olarak görülen MHP’yi, hızla ve elinizle tarih sahnesinden yok olmaya götürüyorsunuz, bunun günahı, vebali sizindir. 

 

 

“Saygılarımla” diyerek bitirmek isterdim, ancak artık size saygı duymuyorum. “

NOT: Bu açık mektup www.devletbahceli.com.tr/ Devlet Bahçeli Resmi İnternet Sitesi’ne de aynen konulmuştur.