Kimliği Banksy'den sonra en çok merak edilen Kanadalı sokak sanatçısı Stikki Peaches iki günlüğüne geçtiğimiz hafta sonu 

Londra'daydı.

İngiliz hayranları için Shoreditch'de 6 eser yaptı bu iki gün içinde!

Montreal'de yaşayan Stikki Peaches 2009'dan beri yaptığı eserleri ile en sevilen sokak sanatçılarının başında geliyor. Paste -Up dediğimiz yapıştırma tekniği ile sergilediği eserleri kendi ülkesi dışında Amerika'da ve Avrupa kentlerinde ilgi ile izleniyor. Çok sevilme nedenlerinden birisi etkisi altında kaldığı Pop kültürü...

James Bond ve Batman'ı kolajladığı eserleri, Star Wars'dan Vader'in maskesi altına sakladığı "Boss" (Patron) karekterleri Berlin, Londra, Stockholm, Paris sokaklarını süslüyor.

Eserlerinin üzerinde yazan "What If Art Ruled the World?" (Sanat Dünyayı Yönetseydi Ne Olur du?) cümlesi artık onunla özdeşleşmiş mottosu! 

Basını pek sevmeyen sanatçının 2009 yılından bu yana yapılmış çok az gazete  röportajı var. Kimliğini, görüntüsünü sakladığı için de hakkında çok az şey biliyor hayranları. Az sayıda yapılmış görüşmelerin birinde kendisini Bruce Wayne'a benzetmiş! Hani Batman'ın kendini gizleyen karekteri...

Ailesi küçükken gözünün önünde öldürülen, bunun için intikam yemini etmiş, kimliğini Batman karekterinin altına saklamış Amerikalı milyarder!

Röportajlarının birinde çocukluğunun sanat çevresi içinde geçtiğinden bahsetmiş.

Ressamlar, dansçılar, oyuncular, heykeltraşlar ile yaşamış yıllarca. Bu da bize sanatçı bir aileden geldiğini düşündürüyor. Belki de Bruce Wayne gibi zengin ve ünlü bir aileden...

Buna rağmen sanat eğitimi almamış.

Çocukluğunu hatırlatan kahramanlar Batman, James Bond, Tenten, Star Wars dışında yine günümüz pop idolleri eserlerinin konusu. Silk print, spray boya, stikerlar kolajının temelini oluşturuyor.

Eserlerine espri, renk, rock'n roll unsurları katmayı seviyor. Pop kültürün mozaiği olarak tanımlıyor işlerini. “İşlerimde bir parça sarkazm var. Bu sizi düşündürüyor ve eğlendiriyorsa amacıma ulaştım demektir" diyor.

Oldukça zor bir dönem geçirmiş 9 yıl önce. Bu dönemi sanat ile atlattığını söylüyor bir röportajında "tedavi etti sanat beni. Negatif olan herşeyi sanat ile alt ettim. Özgürce herşeyi sanatım ile söylüyorum. Benim dünyamı yönetiyor sanat. Keşke dünyayı da yönetse" diyor.

Onunla özdeşleşen mottosunun nasıl oluştuğunu anlıyoruz bu açıklamasından. “What If Art Ruled the World!”

Andy Warhol ve Keith Haring'den etkilendiğini her fırsatta dile getiren sanatçı, onların ruhu ve tekniğinin günümüz sanatına değişik form ve şekilde hala ilham kaynağı olduğunu düşünüyor. Pop Kültür hareketinde oldukça büyük katkısı olan bu sanatçıların izinde kendisi.

Aslında sosyal medyada aktif olmayan (instagram hariç), röportaj vermeyen, kimliğini saklayan, sadece iki kişisel sergi açmış bir sanatçının bu kadar tanınması, sevilmesi onların izinde olduğunu belki de onların tahtına varis olduğunu düşündürüyor...

Haftaya görüşünceye kadar sanatla kalın!