Bizim bir atasözümuz vardır. "Sakla samanı gelir zamanı." diye. Bu yıl samanı bulamadık ki saklayalım. O beğenmediğimiz, döküp saçtığımız samanda altın oldu bulunmuyor. Başka ülkelerden de saman ithal ediyoruz. Bu yaşıma geldim ilk defa saman ithal ettiğimizi gördüm. Petrol ithal ederdik. Araba ithal ederdik. Daha adını sayamadığım kadar mal ithal ederdikte saman ithal etmezdik. Oda geldi başımıza. Hani büyüklerimiz diyorlar ya nereden nereye diye işte öyle oldu.
Bu günlerde kasaba ve köylerimizde şeker pancarı ekilecek ekilecekte kota diye birşey var. Kendi tarlana ne ekeceğini kendin belirleyemiyorsun. Sen şu kadar ekebilirsin diyorlar. Ona uymak zorundasın. Şeker çok kullamdığımız bir madde. Neden yeterince pancar ekip şeker üretip tüketemiyoruz? Bazılarını söylediği gibi şekerli su mu kullanalım acaba? Hani Amerika'dan ithal ediliyormuş ya. Zaten bizde üretme değil üretmeme durumu var.
Tarlayı sürmek için traktöre mazot doldurmamız gerek. Mazot ateş pahası. Denizde gezinti yatlara yakıt düşük¨fiyatla veriliyor. Üretim yapacak köylünun traktörüne pahalı. Artı gübre pahalı. Alamadığı için köylü, çiftci daha az gübre kullanıyor ya da hiç kullanmadığı için daha az ürün alıyor. Bunun patoz parası. Taşıma parası. Biçtirme parası.Tarlayı sürdürme parası. İlaçlama parası. Sulama parası. Gübreleme parası. İşçilik giderleri derken masraf tarladan kalkan ürünün bedelinden çok fazla oluyor.
Eee ekip dikip uğraşıp sonunda elim hamur karnım aç kalacağıma ekmem daha iyi diyerek tarlalarını boş bırakıyorlar. Son yıllarda birde domuzların verdiği zarar var. Haydi çık işin içinden çıkabilirsen. Köylerde bazen domuz avına çıkıyorlar köylüler. Babasından, atasından kalmış tek tüfeklerle ya da çiftelerle. Onu da jandarma, polis yakalayıp tüfeği aldığı gibi birde mahkemeye veriyorlar.
Peki ne yapacak bu köylü? İşte milliyetçilikti,değildi. Ben senden daha müslumanım sen değilsin. Benim yaptıklarım doğru seninlkiler yanlış gibi laf yetiştirmelerle vakit geciriyoruz. "Zenginin malı züğürtün çenesini yorarmış."
Yapılacak iş çok ama harcayacak para yok. Önce bu üreticelerimizin sorunlarının çözümü için gerekenler hemen yapılmalı.
Çiftçiye daha ucuz mazot verilmeli. Çiftçilik ve hayvancılıkla uğraşanlara her türlü destek verilmeli. Gübre, ilaç ve diğer üretime etki eden unsurlar daha ucuz ya da daha adam akıllı destekler verilerek üreticilerin belinin doğrultulması sağlanmalı. Vermeden alınmaz. Önce verelim sonra alırız. Bizim insanımiz vermekten çekinmez. " Ne bilsin ağrısını, döğer sağrısını" diye bir sözümuz vardır.
Yukarılardan ahkam keseceğimize bir yol olsunda bu gariban üreticilerimizin sesini dinleyelim. O zaman saman ithal etmeyiz. İhraç ederiz. Et ithal etmeyiz. İhraç ederiz. İnsanlarimızın karnı doyduğu için muhtaçlıkta kalkar ortadan.
Makarna komur ihtiyacını da kendisi karşılar.
Avrupa gazete 12.inci yılına ayak basmanın gururunu yaşıyor. Emeğe saygı nedir bilmeyenler bilmez çekilenleri. Olanaksızlılardan, yokluklardan var etmenin ne demek olduğunu. Başta oğlum Vatan'ım olmak uzere tüm çalışanlarnın başarılarını devamını dilerim. Daha nice 12'inci yıllara diyorum.Sevgilerimle.