AVRUPA GAZETE-Kalp ritim bozukluğu ve kalp krizi ile beyin arasındaki ilişki üzerine yürütülen araştırmalar, eş, sevgili, evlat gibi çok sevilen bir kişinin kaybedilmesinin, ayrılık, boşanma gibi ruhsal stres kaynaklarının, kalpte ilerleyen dönemde ortaya çıkabilecek kalıcı hasara yol açtığını ve kalp krizi riskini artırdığını ortaya koydu.İlk olarak Japon bilim insanlarınca, travmatik durumlar ile kalp hastalığı arasındaki ilişkiye yönelik yapılan çalışmalar sonucunda "Takotsubo" olarak isimlendirilen ve bir süre sonra "kırık kalp (broken heart) sendromu" olarak adlandırılan araştırmalar, daha sonra İngiliz bilim insanlarınca da genişletilerek incelendi.Kalp kırıklığının kalpte kalıcı hasara yol açtığının ortaya konmasının ardından son olarak da Danimarkalı bilim insanlarınca yapılan araştırmalar, kişinin çok sevdiği birini kaybetmesinin kalp krizi riskini artırdığını gösterdi.Kardiyoloji Uzmanı ve Atriyal Fibrilasyon Derneği Başkanı Prof. Dr. Erdem Diker, üzüntünün sadece psikolojik anlamda kişiye zarar veren bir duygusal durum olmadığını, tüm bedeni etkileyen ve yaşamsal önem taşıyan organlara da kalıcı hasarlar verebildiğini söyledi.İlk kez 1990'lı yıllarda Japonların "Takotsubo" diye isimlendirilen bir hastalık tanımladığını anlatan Diker, Japonca'da "ahtapot kapanı" anlamına gelen hastalığın, kalbin bir anlamda kapana kısılması şeklinde anlamlandırıldığını belirtti. Karı koclarda eş kaybetme kalp ritmini bozuyor.