Londra UCL ve Bath Üniversitesi’nden bilim insanları, hırsızlık, zorbalık yapan ve yalan söyleyenlerin beyinlerinin daha küçük olduğunu ortaya koyan bir araştırma yaptı. Lancet Psychiatry dergisinde yayımlanan araştırma kapsamında 700 gönüllünün MR sonuçları incelendi. Buna göre, çocukluklarında antisosyal kişilik bozukluğu gösteren 45 yaşlarındaki bireylerin beyinlerinin yüzeyi daha dar ve bazı bölümlerdeki zarların daha ince olduğu tespit edildi. Bu özellik antisosyal davranışlarla ilişkilendiriliyor.

"BEYİN YAPISI DENEYİMLERE GÖRE DEĞİŞİYOR"

Araştırmanın sonuçlarını değerlendiren İstanbul Aydın Üniversitesi (İAÜ) Fen Edebiyat Fakültesi Psikoloji Bölüm Başkanı Dr. Engin Eker, beynin esnek bir yapıya sahip olduğunu ve deneyimlere göre her an değişebileceğini söyledi. Dr. Eker, “Her yaşantı beynimizin nöronal kapasitesini etkiler. Alkol, sigara ya da madde kullanımı beyinde nöronal kayıplar kadar dokusal kayıplar da yaşanmasına sebep olur. Ancak deneyimleriniz geliştirici bir nitelik taşıyorsa bunun yeni sinaptik bağlantılar oluşması gibi nöro-fizyolojik kazanımları, artıları olacaktır” diye konuştu.

"DUYGUSAL KAZANIMLARI YETERSİZ"

Antisosyallerin insanlar kurdukları ilişkinin kısıtlı olduğuna dikkat çeken Dr. Eker, bu nedenle beyin gelişiminin ilerlemeyeceğini aktardı. Dr. Eker, “Bu durum eğitim, ilişki ve iş yaşamında edinebilecekleri duygusal kazanımları sekteye uğratır. Duygusal kazanımın beyindeki karşılığı hipokampal öğrenme ile gerçekleşen duygusal öğrenmedir. Bu da nörogenez dediğimiz yeni beyin hücresi üretimidir. Antisosyallerin bu imkanlardan yararlanma şansları tabii ki az olmaktadır” ifadelerini kullandı.

Antisosyal davranış bozukluğu olan kişilere 18 yaşına kadar ‘davranım bozukluğu’ tanısı konulduğunu söyleyen Dr. Eker, “Yetişkinlikte ise antisosyal kişilik bozukluğu (ASKB) denir. Sevme kapasiteleri kısıtlı olduğu için duygusal engelli olduklarını ifade edebiliriz. Ancak engellilik, gerçekleştirdikleri suç davranışları karşısında cezai ehliyetlerinin kısıtlanması ya da iptal edilmesi gibi bir sonuç doğurmaz” dedi.

"PSİKOTERAPİ SÜRECİ ŞART"

İnsan ilişkilerinden mahrum ve temas yoksunu oldukları için antisosyal davranış bozukluğu olan kişilerin psikoterapi sürecinden geçmeleri gerektiğini dile getiren Dr. Eker, “Antisosyalite madde ve alkol bağımlılığından kaynaklanmaz. Madde ve alkol bağımlılığı antisosyalitenin sonucudur. Muhtemelen ergenlikte başlayan hormonal uyarımın da etkisiyle çoğunlukla heyecanlar ve dürtüler üzerine kurulmuş günlük yaşamda madde ve alkol kullanımı, duygu regülasyonu ve sakinleşebilmek için kendi iç dünyasında bu kapasiteleri bulamayan antisosyaller için bir kolaylaştırıcı işlevi görür. Ayrıca suç olarak kabul edilen bu davranışlar, antisosyaller için otoriteye kafa tutma ihtiyacını karşılamak için de cazip bir seçenek olmaktadır” diye konuştu.