İSTANBUL (AA) - İREM DEMİR - Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Büyük Ödülleri kapsamında 'resim' alanında ödüle layık görülen ressam Yalçın Gökçebağ, 'Öğrencilerim, beni sevenler, resimlerimi evlerine asan binlerce kişi var. Onlar da sanatla gurur duydular. Ödülü sadece ben almışım gibi düşünmedim. Sanki bizim resmimiz aldı diye düşünüyorum. Ben değilim, bizim resmimize verildi o ödül. Yani o kadar önemli.' dedi.

Denizli'nin Çal ilçesinin Ortaköy köyünde 1944 yılında dünyaya gelen Gökçebağ, ilkokulu köyde okuduktan sonra Isparta'daki Gönen Köy Enstitüsünde eğitime başladı.

Okuduğu dönemde enstitülerinin adı değişen ancak kendini 'Son köy enstitülü' olarak değerlendiren Gökçebağ, arkadaşlarıyla her sabah Isparta'da gül topladı. Adı kulağa her ne kadar 'romantik' gelse de gül toplamanın zorluğuyla eğitim hayatına devam eden Gökçebağ, okuldaki resim öğretmeni İsmail Gülanper'in 'Sen bundan sonra gül toplamayacaksın, resim yapacaksın.' demesi üzerine resme yöneldi.

Gökçebağ, öğretmeninin resimlerini İstanbul'daki Çapa İlk Öğretmen Okulu Resim Semineri'ne göndermesi üzerine kente gelerek güzel sanatlara hazırlandı, İlhami Demirci ve Malik Aksel'den eğitim aldı. Buradaki 3 yıllık eğitimin ardından Gökçebağ, Ankara'da Gazi Eğitim Enstitüsü'nde Resim Bölümünde okumaya başladı. Eğitimini bitirdikten sonra İlköğretmen Okulunda öğretmenlik yapmaya başlayan Gökçebağ, askerlik yaptıktan sonra öğretmenliği bıraktı.

- 'Bir sanatçı için en güzel yer bizim ülkemiz'

TRT'de sınav açılması üzerine 1971-1972 döneminde kamera asistanı olarak işe başlayan Gökçebağ, 'hayatının değişmesi' olarak adlandırdığı süreci ve mesleğine olan tutkusunu AA muhabirine anlattı.

Emine Erdoğan'dan 'Hind Rajab'ın Sesi' filmine ilişkin paylaşım:
Emine Erdoğan'dan 'Hind Rajab'ın Sesi' filmine ilişkin paylaşım:
İçeriği Görüntüle

Gökçebağ, TRT'de çalışırken, 'Resim yapıyor, işini aksatıyor' diye emekliliğini istediklerini ve emekli olması üzerine profesyonel resim hayatına 1992'de başladığını söyledi.

Emekli olduktan sonra atölyesini açtığını ve sabahtan akşama kadar resim yaptığını anlatan Gökçebağ, 'Yurdun her tarafını dolaştığım için kameramanlıkta, oralardan edindiğim intibaları, izlenimleri hep tuvale aktardım. Mesela Karadeniz'e gittim, çay bahçelerini gördüm, aşık oldum. O kadar güzeldi ki sanki senfonik müzik gibi. Adeta resmin içinden müzik fışkırır. Yaptığım resimleri çok severek, heyecan duyarak yaptım. Mesela güneyde zeytin ağaçları, portakal bahçeleri. Doğuda mesela göz alabildiğince stepler, ovalar, Ağrı Dağı... Yurt o kadar güzel ki. Bir sanatçı için en güzel yer bizim ülkemiz. Sanat için daha keşfedilmemiş hakikaten. Sanat dolu bir yer.' diye konuştu.

Gökçebağ, resim sanatını Anadolu'ya yayma temennisinde bulunarak, Anadolu bu işe karıştıkça, ülke sanatla iştigal oldukça daha iyi ve mutlu insanlar oluşacağına emin olduğunu ifade etti.

İnsanların ruhunu doyurmak istediğini kaydeden Gökçebağ, bunu sağlayan tek şeyin sanat olduğunu dile getirdi.

Gökçebağ, resimlerinin hiç satılmadığı, beğenilmediği, hatta ailesinin 'Resim yapma, git başka şeyle uğraş' dediği dönemleri hatırladığını aktararak, şu an sanatta gelişme olduğunu ama yozlaşma tehlikesine dikkat etmek gerektiğini, bunu atlatınca 'kendi resmi'ne dönülebileceğini ifade etti.

Resimle uğraşmak isteyen gençlere tavsiyelerde bulunan Gökçebağ, her mesleğin bir sürünme dönemi olduğunu ve biraz zorluk çekilmeden olmayacağını belirterek, gençlere kopya çekmemeleri, kendi resimlerini yapmak için çaba göstermeleri ve acele etmemeleri konusunda uyarılarda bulundu.

- 'Kendi resmimizi oluşturmamız lazım'

Resimlerinde Anadolu'yu konu aldığına değinen Gökçebağ, 'Anadolu bitmez tükenmez bir güzellik hazinesi. Bundan istifade ediyorum ve yaptığım resimleri de onun için yapıyorum. Sadece Anadolu'yu seviyorum. Mesela araba kullanırken sağa sola bakarken kaç kere şarampole düştüm. Öyle olacaksın bir ressam gözüyle. Fazla bakmışım, dalmışım ekin biçiyorlardı 'hop' diye şarampole düşmüştüm. Tarlanın göbeğine kadar gittik.' dedi.

Gökçebağ, 'Kendi resmimizi oluşturmamız lazım. Mesela çağdaş resim, çağdaş Türk sanatçısı yok daha. Ülkelerin kendilerine sanatları var ama bizim yok daha. Niye yok? Çünkü. İşte bu yüzden yok. Kendi resmimizi yapamıyoruz. Daha gelmedik oraya ama yapılıyor. Yani çok değil, az zaman sonra bizim de kendi resmimizi yaptığımızı göreceğiz inşallah.' değerlendirmesinde bulundu.

Kendisine Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Büyük Ödülleri kapsamında 'resim' alanında ödül verilmesiyle ilgili duygularını dile getiren Gökçebağ, şunları söyledi:

'Ben şuna sevindim. Yani bana yıllarca hep 'Anadolu ressamı', 'Anadolu düşlerinin ressamı' diyorlar. Dolayısıyla yani sanki bir 'Anadolu ressamı' gibi nitelendiriliyorum. Bununla ilgili olarak da böyle büyük bir ödül almak beni hakikaten şaşırttı. Kendi kendime 'Bana mı?' diye. Ben yaptığım işlerde tabii, 'Çok büyük ressamım' falan hayatta demem böyle bir şey. Sanatla ilgili daha çok öğreneceğimiz şeyler var. Bir de şundan sevindim. Öğrencilerim, beni sevenler, resimlerimi evlerine asan binlerce kişi var. Onlar da sanatla gurur duydular. Ödülü sadece ben almışım gibi düşünmedim. Sanki bizim resmimiz aldı diye düşünüyorum. Ben değilim, o ödül bizim resmimize verildi. Yani o kadar önemli.'

Kaynak: AA