Bazı okurlarımız “Bugünlerde daha ağırlıklı olarak koranavirüsle ilgili yazıyorsunuz” sitemi edebilirler. Ancak, tedbirli olarak rahatlamaya başladığımız bugünlerde çok daha dikkatli olmak durumundayız. Türkiye Bilim Kurulu üyeleri de sıkça uyarı yapıyor.

Her ne kadar normalleşme adımları atıldıysa da, özellikle bundan sonraki süreçte çok daha sıkıntıların yaşanabileceğine vurgu yapılıyor. Özetle, pandemi ile savaş daha bitmedi ve birkaç yıl daha sürebilecek.

Önümüz yaz. Rehavete kapılabileceğimiz günler geliyor. Bir yıldır süren salgın nedeni ile evlerine kapananlar rehavete kapılabilirler. Bunun beklenmeyen aksi sonuçlar ortaya çıkarabileceği endişesi yaşanıyor.

Bazı tatil yörelerinde toplu denize girişler yasaklandı. Yeni bazı tedbirler de alınıyor. Hedef, insanların rehavete kapılmasını önlemek. Bunda ne kadar başarılı olunur ilerleyen zaman içinde göreceğiz.

Kırmızı renkteki illerde kısıtlamaların daha bir süre devam edebileceği, normalleşmenin ise zaman alabileceği ifade ediliyor.

Bütün bu gelişmeleri göz önünde bulundurduğumuzda biz de pandemi konusunda sizleri aydınlatıcı ve bilgilendirici açıklamalara daha yoğun yer vermek istedik.

Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekanı, Halk Sağlığı Anabilim Dalı Başkanı ve Sağlık Bakanlığı Toplum Bilimleri Kurulu üyesi Prof. Dr. Mustafa Necmi İlhan, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın ayrıntılarını açıkladığı yeni 'kontrollü normalleşme' dönemine ilişkin değerlendirmelerde bulunan isimlerin başında yer alıyor.

Prof. Dr. İlhan, yeni sınıflandırma sistemi ile illerin 4 kategoride değerlendirildiğini anımsattı. İlhan, illerde değerlendirme kriterinin sadece 100 binde vaka sayısı olmadığını, illerdeki yoğun bakımdan tutun yatak sayısı, PCR pozitifliği gibi pek çok bileşeni bir arada tutan bir yaklaşım söz konusu olduğunu kaydetti.

Prof. Dr. İlhan, bazı illerde kırmızı renkte kümeleşme olduğuna dikkat çekiyor. “Rehavet olursa çarpan etkisi artar” diye de uyarıyor. Açıklamalarını önemsediğimiz için bu görüşleri sizlerle paylaşmak istedik:

"Özellikle Karadeniz bölgesinde bunu gözlemliyoruz. Bu illerimizde birbirine geçişler çok fazla. İnsanlar hafta içi, hafta sonu birbirlerine gidiyorlar, bu da tabii virüsün yayılmasına sebep oluyor. Virüsün yayılmasında mutant virüs de söz konusu olabilir; ama bu denli yüksekliği açıklayacak kadar bir mutant virüs söz konusu değil. Bu illerde, illerin yöneticileri değerlendirme yaparak, o illerde filyasyon sonuçlarına göre riskin daha bol olduğu yerleri tespit edip, buna göre ilerlerseler çok kısa zaman içinde, 2 hafta sonraki değerlendirmede daha alt renge doğru yol alırlar. Mavi renkli illerimiz de daha farklı bir renge, hatta aniden kırmızıya doğru yol almamak için şu an hangi önlemi aldılarsa, daha iyisini almaları için çaba sarf etmeleri gerekiyor. Geldiğimiz noktada geçtiğimiz haziran, temmuz, ağustos aylarında şahit olduk; eğer bir ilde önlemler alınmaz ve aniden bir rehavet söz konusu olursa vaka sayısı çarpan etkisiyle artıyor. Bugün mavi olan illerimiz, iki hafta sonra baktığınızda sarı, turuncuya doğru da dönebilirler. Mavi renk olmak, 'maskeyi çıkartalım, fiziksel mesafeye uymayalım, her yer açıldı gidelim sıkışık oturalım' anlamına gelmiyor. Her hafta risk durumuna göre illerin kategorilerinin yeniden tespit edilmesi gerekiyor iki haftada bir güncellenecek normalleşme uygulamasının ilin risk durumuna göre daha erken de yapılabileceğini görebiliriz. Baktık illerimiz kırmızıda sebat ediyor, diğer kırmızı renkli illerimiz benzer önlemler ile vaka sayılarını azalttılar, o ilimizde çok daha sert önlemler söz konusu olabilir. Örneğin hafta içi sokağa çıkma zamanları yine daha da kısıtlanabilir, ilçeler, mahalleler, sokaklar kapatılabilir. Örneğin bu hafta sonu baktınız mavi renkli ilimizde istenmeyen görüntüler oluştu, insanlar kurallara uymadılar, işletmeler hıncahınç doldu. Biliyorsunuz 3-4 gün sonra vakalara yansıyor, yeni vaka sayısı çok arttı. Elbette 'iki hafta beklenecek' diye bir şey yok, hemen İl Umumi Hıfzıssıhha Kurulu karar alıp, o ilde bu olumsuz gidişatı önlemek için önlemler alabilir, il içerisinde ilçeleri kapatma, açılan restoranları, kafeleri kapatma yaklaşımını benimseyebilir. Baktığımızda bazı illerimiz farklı renklerdeki illerle çok sınırdalar. Örneğin Uşak, çevresindeki illerden farklı renkte, Sakarya, Adıyaman farklı renkte, olumlu ya da olumsuz anlamda; bu illerden geçişleri engellemek ile ilgili bir kısıtlama şu an söz konusu değil. Ama illerimizin yöneticileri, gerek vaka sayısı düşük, gerekse yüksek illerde iller arası kısıtlama uygulayabilirler. İle giriş çıkışlarla ilgili çeşitli kısıtlamalar koyabilirler. Aşı olup olmadığına bakabilirler, HES kodu sorgulayabilirler; bunların hepsi uygulanabilecek şeyler. İl Umumi Hıfzıssıhha Kurulu, tam yetkili. İl yöneticileri, kendi illerinin dahil olduğu risk grubunda daha olumsuz bir yere doğru gidiş olmaması için ile giriş çıkışta devletin o sırada yaptığı aşılama sırasına göre, kişilerin aşı olup olmadığını sorgulayabilir, HES kodu sorgulayabilir.”