ANKARA (AA) - Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, seçim sürecinin başlangıcında Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar ile kendisinin 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ü ziyaret etmesine ilişkin "Bu ziyaret tamamen Hulusi Akar Paşa'nın ve benim, Sayın Abdullah Gül ile olan şahsi hukukumuza binaen yapılmış bir ziyaretti." dedi.

Kalın, Habertürk televizyonunda katıldığı programda gündeme ilişkin soruları yanıtladı, açıklamalarda bulundu.

CHP'nin Cumhurbaşkanı adayı Muharrem İnce'nin, 2. Ordu Komutanı Metin Temel'le ilgili eleştirilerinin hatırlatılması üzerine Kalın, Temel'in devlet protokolüyle TESK'in düzenlediği iftar davetine katıldığını söyledi.

Kalın, Temel'in söz konusu iftara katılmamasının anormal olabileceğini, bunun bir tavır gibi algılanabileceğini belirterek, şöyle devam etti:

"Açıkçası bu çok da siyasetin kalitesine yakışmayan çıkışlar. Eleştirecekseniz başka şeyleri eleştirin. Ekonomi, sosyal politikaları...eleştirin ama şimdi bakın normal şartlarda olması gereken bir şeyi siz çok zorlayarak siyasi polemik yaratmaya çalışıyorsunuz. Tersi olsaydı ve Metin Paşa katılmasaydı, bu bir 'tavır' gibi algılanırdı. Alkışlama meselesine gelince; şimdi Cumhurbaşkanı konuşuyor ve herkes konuşma içerisinde birkaç defa alkışlanır, her yerde bu olur. 'Alkışlamadı' diye bu sefer başka spekülasyonlar çıkardı. Tartışmanın kendisi bence biraz sakil bir tartışma. Bir parti faaliyetinde değil Metin Paşa. Bunun üzerinden 'apoletlerini sökeceğim, sökerim' vesaire gibi çıkışlar bir kere devlet ciddiyetiyle de bağdaşmıyor."

- "HDP, PKK'nın sözcülüğü rolünü üstlenmek durumunda kaldı"

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, meydanlarda sadece İnce'yi muhatap aldığının görüldüğü ve bunun bir strateji olup olmadığına yönelik soruya Kalın, "Bizim mitingelerimizde, Cumhurbaşkanımız konuşmalarında, salon toplantılarında yüzde 95 kendisini anlatıyor. Siyasi olarak tabii ki seçim ortamında polemikler kaçınılmazdır. Çünkü diğer muhalif adayların da her gün konuşmalarına bakın, tersine yüzde 90-95 Tayyip Erdoğan üzerinden gündem oluşturmaya çalışıyorlar." yanıtını verdi.

Kalın, Cumhurbaşkanı adayı Selahattin Demirtaş'ın tutukluluğunun hatırlatılması üzerine ise şunları söyledi:

"Asıl derin çelişki, Türkiye'yi yönetmeye aday birisinin PKK terör örgütü ile arasına net bir mesafe koyamaması. Bu yeni bir şey değil. HDP'nin ilk umut vaat ettiği, çözüm sürecinin vesairenin gündemde olduğu günlerde hatırlayın, beklenti neydi? HDP hem bir siyasi parti, aktör olarak, terör örgütü ile arasına net bir tavır ve mesafe koyacak, bu konunun siyasi olarak çözümü için katkı sunacak... Hep örnekler verilirdi, IRA'dan, ETA'dan, İspanya'dan ve İrlanda'dan başka yerlerden. Oralardaki örnekler neydi? Siyasi kanat bu işin öncülüğünü alır, örgütü saf dışı eder, bir silahsızlanma süreci olur. Herkesin beklentisi bu yöndeydi. Ne oldu? Tam tersine maalesef HDP, PKK'nın sözcülüğü rolünü üstlenmek durumunda kaldı. Tercih etti, bunu bilemiyorum, kendi içlerinde ne tür tartışmalar oldu."

Bu arada bir sürü olayların yaşandığını belirten Kalın, vatandaşlara, güvenlik güçlerine ve devlete karşı terör faaliyetlerinin hala devam ettiğini vurguladı.

Kalın, "Türkiye'yi yönetmeye aday bir şahsın ya da bir partinin, bütün Türkiye'yi kucaklamaya aday bir partinin herkesten önce terör örgütü ile arasına çok net bir mesafe koyması gerekirdi. Biz bunu görmedik maalesef." değerlendirmesinde bulundu.

- "Dayanışmanın devam edebileceğini söyleyebilirim"

"24 Haziran'dan sonra Cumhur İttifakı devam eder mi?" sorusuna Kalın, "Seçimlere giderken AK Parti ve MHP bir ittifak protokolü imzaladı. Bu seçimlere dönük bir protokoldür, resmi bir kağıt imzalandı, şu şartlarda bu iki parti seçimlere ittifak halinde girecek diye." karşılığını verdi.

Kalın, "25 Haziran'da protokol resmen bitiyor mu?" sorusu üzerine ise "Geçerliğini yitiriyor çünkü artık seçim yapıldı, bitti. Kastedilen şuysa; 'bu iki partinin birlikte hareket etmesi, birbirine destek olması' bunu gerektirecek bir durum yok şu anda. 24 Haziran'da çıkacak tabloyu da göreceğiz. Benim gördüğüm hem AK Parti'de hem MHP'de zaten bu yönde bir irade var." dedi.

"AK Parti ile MHP arasındaki iş birliği biter mi?" sorusuna Kalın, "İş birliği niye bitsin ki? Tam tersine belki daha da yaklaştıracaktır AK Parti ile MHP'yi belli konularda. Ama bu şu demek değil, her konuda bu iki parti yüzde 100 aynı düşünür, aynı şeyi yapar. Görüş farklılıkları olabilir, farklı görüşler gündeme gelebilir." cevabını verdi.

Kalın, 24 Haziran gecesi ortaya çıkacak parlemento tablosuna bakılıp, o gün ona göre mutlaka değerlendirmeler yapılacağını bildirerek, "Genel olarak bu birlikteliğin ve dayanışmanın devam edebileceğini rahatlıkla söyleyebilirim." dedi.

- "Kürtlerin özgürlüklerini geriletecek hiçbir adım atılmayacak"

"Kürt seçmen bu seçimde Cumhurbaşkanı Erdoğan'a oy vermekte tereddüt edebilir yorumları yapılıyor? Siz böyle bir ihtimal görüyor musunuz?" sorusu üzerine Kalın, şu ifadeleri kullandı:

"Diyarbakır mitinginde verdiği en önemli mesajlardan bir tanesi, Kürt vatandaşlarımızın sahip olduğu özgürlükleri geriletecek hiçbir adım atılmayacaktır. Özgürlüklerin korunması konusunda Cumhurbaşkanlığı olarak kendisinin Cumhurbaşkanı olarak bundan sonra izleyeceği politikanın da en önemli ipucunu aslında bu veriyor.

Kürt vatandaşlarımızın temel meselelerin gerek hizmet siyaseti noktasında, gerekse kimliğinin tanınması onurlu eşit vatadaş muamelesi görmesi noktasında hakikaten bir devrim yaşandı, bunu hiç kimse inkar edemez."

- "Şahsi hukukumuza binaen yapılmış bir ziyaretti"

Kalın, seçim sürecinin başlangıcında Genelkurmay Başkanı Akar ile kendisinin 11. Cumhurbaşkanı Gül'ü ziyaret etmesine ilişkin soruya, "Bu ziyaret tamamen Hulusi Akar Paşa'nın ve benim, Sayın Abdullah Gül ile olan şahsi hukukumuza binaen yapılmış bir ziyaretti." dedi.

Gül ile nasıl bir şahsi hukuklarınının sorulması üzerine ise Kalın, sözlerine şöyle devam etti:

"Hulusi Paşa'nın bildiğim kadarıyla 40 yıla varan bir dostluğu var Sayın Abdullah Gül ile. İkisi de devletin farklı görevlerine, makamlarına geldikleri zaman da bu ilişkileri devam etti. Ta ki bugüne kadar. Benim de yaklaşık 15 yıldan fazla bir süredir Sayın Abdullah Gül ile bir tanışıklığım ve hukukum var. Bu hukuka binaen yapılmış bir ziyaret.

Bunun dışında 'gittiler, ultimatom verdiler, darbeydi' gibi siyasi istismar konusu yapılan meselelerin hiç birinin gerçekle bir ilgisi yok. Biz gittik, görüşlerimizi açıkladık, tamamen kendi şahsi inisiyatifimizle görüşlerimizi açıkladık."

Kalın, "Cumhurbaşkanı Erdoğan mı gitmenizi istedi" sorusuna, "Bilgisi dahilinde gittik ama onun talebi üzerine değil. Biz kendi inisiyatifimizle gittik oraya." dedi.

Gül ile görüşmede neler konuşulduğuna ilişkin ise Kalın, şunları kaydetti:

"Birinci sorumuz, 'sizinle ilgili aday olacak, böyle bir hazırlık var' gibi şeyler konuşuluyor. Böyle bir şey var mı yok mu diye bizzat sizden duymak istedik. Gerekli konuları etraflı bir şekilde değerlendirip, tamamen nezaket çerçevesinde...

Çok senaryo yazıldı, ben de ilk defa konuşuyorum bununla ilgili. Bunun böyle bir siyasi istismar malzemesi yapılması... Bir faydası da olmadı bana sorarsanız, bunu hedefleyenlerin. Netice itibariyle de Sayın Gül aday olmayacağını, olmadığını açıkladı, konu kapandı gitti."

- "Takdir Cumhurbaşkanımızın"

Kalın, son günlerde Türkiye Musiki Eseri Sahipleri Meslek Birliğinde (MESAM) yaşanan olayların sorulması üzerine şunları söyledi:

"Benim için üzücü. Arif hocayla Orhan Gencebay'ın bu polemikleri MESAM'da yaşananlar benim için üzücü. Ama ben detaylarını bilmiyorum, o tartışmaya hiç girmedim, girmek de istemem. Keşke bunlar yaşanmasa, keşke bundan sonra düzeltme imkanı olsa. Çünkü son tahlilde bir mesleki kuruluş içerisinde yaşanan bir tartışma var benim uzaktan görebildiğim kadarıyla."

Yeni kabinede bakanlık beklentisinin sorulması üzerine Kalın, "Benim öyle bir beklentim yok. Takdir Cumhurbaşkanımızın. Önemli olan herkesin bulunduğu yerde görevini en iyi şekilde yerine getirmesidir." dedi.

(Bitti)