ADANA (AA) - Kurtulmuş, beraberinde AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Jülide Sarıeroğlu ile Adana Öğretmenevi'nde, AK Parti İl Başkanlığı tarafından düzenlenen Sivil Toplum Kuruluşlarıyla İstişare Toplantısı'na katıldı.

AK Parti Genel Başkanvekili Kurtulmuş, burada yaptığı konuşmada, sivil toplum kuruluşlarına katılımları nedeniyle teşekkür ederek, siyaseti sadece siyasetçilerin yaptığı, siyasetin kendisinden ibaret bir alan olarak görmediklerini kaydetti.

Sivil toplum örgütlerinin, resmi olmama, resmi görüşü yansıtmaktan daha çok kendi görüşlerini, kendi sahalarıyla ilgili fikirleri aksetme durumunda bulunduğunu dile getiren Kurtulmuş, bunların ayrıca toplumsal konuma sahip olma zorunluluğu da olduğunu belirtti.

Gittikleri her şehirde, aynı toplantıları yapmaya gayret gösterdiklerini bildiren Kurtulmuş, siyasetin, sivil toplum kuruluşları, üniversiteler, araştırma merkezleri ve toplumun farklı katmanlarındaki fikriyatı alabileceğini, bunların bir şekilde özümsenip stratejik bilgilere dönüştürebilmesi halinde ise kendi işini daha iyi yapan bir alan olacağını söyledi.

Kurtulmuş, içinde bulunulan coğrafyanın çok büyük türbülanslar içerisinde olduğunu belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Dünya ekonomik ve politik olarak diyebiliriz ki İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra en zor dönemlerinden birisini geçiriyor. Dünyada yeni oluşlar ve altüst oluşları hep beraber yaşıyoruz. Soğuk savaş sonrasındaki dönem, İkinci Dünya Savaşı ile soğuk savaş arasındaki 45 yıl, o dönem içerisinde oluşan bütün siyaset teamülleri, alışkanlıkları dünyadaki küresel siyasetin dizayn edildiği bütün hususlar, kurum ve kuruluşlar bugün fonksiyonsuz hale gelmiş vaziyette. Birleşmiş Milletlerden, IMF'sine, Dünya Ticaret Örgütü'ne, ne kadar uluslararası kuruluş varsa bunların her birisi kağıt üzerinde var ama aslı yok olan kuruluşlar haline gelmiş vaziyette. Dünyada güç dengeleri üzerine oturan soğuk savaşın o gerilimli dünyası geride kaldı ama ne yazık ki 1990'lardan sonraki, 89'da Berlin duvarının yıkıldığı dönemden sonraki süreçte, maalesef 2018'de geldiğimiz dünya daha fazla duvarların örüldüğü, hatta bu duvarların fiziki olarak da görünür hale geldiği bir dünya halini aldı."

Macaristan'nın Slovenya ile arasına göçmenler gelmesin diye dikenli tellerle duvar, ABD'nin ise Meksika sınırına duvar ördüğünü anımsatan Kurtulmuş, "Dünyanın birçok yerinde terör nedeniyle ya da göçmen riski dolayısıyla görünür riskler bunlar, bu iki görünür risk dolayısıyla duvarlar örülüyor. Ama bir de görünmez duvarlar var. Bir gecede Trump yönetimi ABD'nin falanca ülkelere karşı gümrük duvarlarını yüzde 45 yükseltiyor. Hani dünyada serbest ticaret ekonomisi vardı. Ekonomik olarak da politik olarak da ciddi şekilde duvarlar örülmeye çalışılıyor." değerlendirmesinde bulundu.

İsrail'in, Filistin topraklarına koca koca duvarlar ördüğünü vurgulayan Kurtulmuş, dünyanın birçok yerinde, görünmez ve görünür duvarların olduğu bir dönemden geçildiğini kaydetti.

Güç dengelerinin, artık alabildiğince çatışma ortamına doğru sürüklediği bir dönemde olunduğunun altını çizen Kurtulmuş, "Özellikle son 7-8 yıl içerisinde yeni tür savaşların ortaya çıktığı bir dünyadayız. 'Vekalet savaşları' diye burnumuzun dibinde, Suriye'de olan savaşı görüyorsunuz,. Yani bazı ülkeler terör örgütlerini maşa olarak kullanarak, DEAŞ'ını, PYD'sini ve diğerlerini maşa olarak kullanarak kendi güçlerini bir şekilde dengelemek, bir şekilde güçlerini artırmak istiyorlar." diye konuştu.

Ticaret savaşları diye yeni bir döneme gelindiğini de aktaran Kurtulmuş, "Korkarım ki bunun arkasından dünya tam manasıyla ekonomik savaşların içerisine girecektir." dedi.

Böyle bir dünya ortamında, Türkiye'nin, "bölgenin amiral gemisi" ülke konumunda olduğunun unutulmaması gerektiğinin dile getiren Kurtulmuş, geçiş kapısı Türkiye'nin üzerine çok büyük yüklerin bindiğinin görüldüğünü söyledi.

"Türkiye'nin, özellikle bu küresel türbülansın var olduğu ve devam edeceği, altüst oluşların bir müddet daha devam edeceği dünyada, özellikle bu kapışmaların merkezi olan Ortadoğu coğrafyasında çok güçlü olması lazım." diyen Kurtulmuş, Türkiye'nin ekonomik ve siyasal sistemini, demokratik yapısını çok daha kuvvetlendirmek mecburiyetinde olduğunu kaydetti.

- "Devletle millet aynı telden çalmaya başladı"

Halkıyla bütünlenmiş, milli sanayisine, markalarına sahip, eğitimde, sanatta, bilimde dünya ölçeğinde insanları yetiştirecek bilim ve teknoloji yuvalarına sahip olan, tam manasıyla devletle milletin kaynaştığı bir Türkiye olması gerektiğini anlatan Kurtulmuş, "Türkiye'nin uzun yıllar en büyük problemi devletin başka telden, milletin başka telden çalıyor olmasıydı. Allah'a çok şükür özellikle son 16-17 yıllık süreç içerisinde devletle millet aynı telden çalmaya başladı. Ahenkli bir şekilde yürümeye başladı." ifadesini kullandı.

Kurtulmuş, şimdi devletle milletin daha fazla bütünleşmesi noktasında olduklarını, sivil toplumun burada da hayati bir önem ortaya koyacağını aktardı.

Milli ekonominin, sanayinin gelişmesi noktasında ve diğer alanlardaki gelişmelerde sivil toplumun çok önemli bir yeri olacağını vurgulayan Kurtulmuş, en önemli meselenin de içeride dirliği ve birliği korumak olduğunu söyledi.

Kurtulmuş, "Türkiye bu kadar çok reformları yapıyor, bu reformaları da sessiz sedasız halkın oylarıyla gerçekleştirebiliyorsa buradaki en önemli kazanım, her şeye rağmen ülkede işleyen bir demokrasiye sahip olunmasındandır." dedi.

Demokrasinin geldiği bu noktanın korunacağını ve daha da geliştirileceğini bildiren Kurtulmuş, toplumun bütün kesimlerini doğrudan doğruya söz sahibi olduğu, yeni demokratik atılım ve reformları gerçekleştireceklerini kaydetti.

Cumhurbaşkanını doğrudan doğruya halkın seçtiği bir Türkiye'ye gelindiğini ifade eden Kurtulmuş, bunun Türkiye'de demokrasinin, halkın zaferi olduğunu söyledi.

Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nde, milletin sandıktan kimi seçiyorsa aynı akşam hükümetin de sandıktan çıktığı bir sisteme kavuşulduğunu hatırlatan Kurtulmuş, şu değerlendirmelerde bulundu:

"Şimdi daha ileriye gideceğiz. Daha da güçlendireceğiz. Bu geçiş sürecinde evet yeni sistemin oturmasıyla ilgili birtakım belki zaman zaman adaptasyon süreçleri olacak. Sonuçta hep beraber siyaset, sivil toplum, üniversite, toplumun farklı kesimleri el ele vereceğiz. Her konuda yüzde 100 aynı düşünmemiz gerekmiyor, zaten olmasın da. Farklı şeyler düşüneceğiz ama ortak değerlerimizi asla unutmayacağız. İnsanlarımıza ayrımcı bir şekilde yaklaşmayacağız. Bizim kitabımızda, lügatımızda insanları mezheplerine, meşreplerine, etnik kökenlerine göre ayırmak yoktur. Bizim lügatimizde insanları hayat tarzlarına göre de ayırmak yoktur. Biz insanları ya yaradılışta eş olarak kabul ederiz ya da dinde kardeş olarak kabul ederiz. Böylesine büyük bir medeniyet mirasımıza da sahip çıkarak milletimizin bütün fertlerinin ortak hedeflere yönelmesi için el birliğiyle gayret edeceğiz. Daha güçlü, büyük bir Türkiye. İnşallah ekonomide de siyasette de yönetimde de her bakımdan dünyaya örnek olan bir Türkiye ve dünya mazlumlarının gözyaşlarını silebilme gücüne sahip olan muktedir bir Türkiye'yi hep beraber oluşturacağız."

- Genel Başkan Yardımcısı Sarıeroğlu

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Jülide Sarıeroğlu da 16 Eylül'de kentteki sivil toplum kuruluşlarıyla bir araya geldiklerini ve nitelikli bir toplantı yaptıklarını anımsattı.

Bütün sivil toplum kuruluşlarının kendileriyle paylaştığı görüş, öneri ve beklentilerinin, yol haritalarını oluşturmada çok katkı sağladığını dile getiren Sarıeroğlu, AK Parti olarak birlikte çalışma kültürüne inandıklarını, sorunların çözümünün ortak akıl ve istişareyle çok daha kolay olacağını söyledi.

Sarıeroğlu, iktidara geldikleri günden itibaren ülkenin üç kat büyümesi, dünyanın parlayan yıldızı haline gelmesinde istişare, birlikte çalışma kültürünün önemine değindi.

Kurtulmuş ve Sarıeroğlu, Seyhan ilçesinin Ali Münif Caddesi'ndeki esnafı da ziyaret etti.

Daha sonra Kurtulmuş ve Sarıeroğlu, Adana Valisi Mahmut Demirtaş ile basına kapalı bir görüşme gerçekleştirdi. Kurtulmuş ve Sarıeroğlu, AK Parti Adana İl Başkanlığını da ziyaret ederek partililerle bir araya geldi.