ESKİŞEHİR (AA) - Soylu, Valilik tarafından kent merkezindeki otelde düzenlenen "Şehit Aileleri ve Gaziler Buluşması"nda yaptığı konuşmada, ülkede huzur içinde, kendi bayrakları altında, ezan sesiyle özgürce yaşamaları için canlarını feda eden ve yüceler yücesi makama erişen aziz şehitlere ve artık aralarında bulunmayan gazilere rahmet diledi.

"Biz ne onların ne de sizlerin hakkını asla ödeyemeyiz. Böyle bir iddianın da sahibi değiliz." diyen Soylu, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bizim tek iddiamız, onların bize bıraktığı emanetlere, bu ülkeye, bu bayrağa sahip çıkmaktır. Cenab-ı Allah şahit, bizim bütün gayretimiz bunun içindir. Bayrağımız dün olduğu gibi bugün de yarın da özgürce dalgalansın, çocuklarımız, şehitlerimizin hayat ettiği o güzel ülkede yaşasınlar. Ülkemde huzur olsun, refah olsun, bizim yaşadıklarımızı, büyüklerimizin yaşadıklarını yaşamasınlar, tekrar İstiklal Marşı yazmak zorunda kalmayalım, tekrar Kurtuluş Savaşı vermek zorunda kalmayalım. Çanakkale'ye yeniden ordular dayanmasın. Bir Temmuz gecesi ansızın içimizdeki hainler üstümüze tank sürmesin, uçaklardan bomba yağdırmasın.

Ülkemin dağlarında, şehirlerinde teröristler gezinmesin, bombalar patlamasın, kardeşliğimize el uzatılmasın, aramıza nifak sokulmasın, çocuklarımız iyi okullarda okusunlar, iyi mesleklere sahip olsunlar, bizden güzel yaşasınlar, bizi inancımızdan, tarihimizden, geleneğimizden ayırmasınlar, bizden sonra gelenler arkamızdan birer Fatiha okusunlar, bizi hayırla yad etsinler diye çalışıyoruz. Bizim bütün gayretimiz bunlar içindir."

- "Biz kimsenin ülkesine fitne tohumu ekmedik"

Soylu, Türkiye'nin yalnız ve köksüz bir millet olmadığını söyledi.

"Balkanlar'da soydaşlarımız var, Orta Doğu'da hem soydaşlarımız hem komşularımız var." diyen Soylu, şunları kaydetti:

"Daha önce de bir televizyon programında ifade etmiştim. Bugün Halep, İdlib, Lazkiye, Deyrizor gibi yerleri konuşuyoruz. Biz bu isimleri yeni duymuyoruz ki... Çanakkale şehitliklerimizde Hama'dan 189, Halep'ten 544, Şam'dan 91, İdlib'den 129, Lazkiye'den 31, Deyrizor'dan 67, Maret-ün Numan'dan 27 ve mezar taşlarında şehir belirtilmeden sadece Suriye yazan 51 şehidimiz var. Toplam bin 129 şehit.

Biz bencil bir millet değiliz, her şeyi parayla, menfaatle düşünen bir millet asla olmadık. Biz kimsenin ülkesine fitne tohumu ekmedik, kimsenin ülkesinde terör örgütleri kurmadık, kimsenin inancıyla, değerleriyle uğraşmadık. Kimsenin ülkesini karıştırmak için planlar, tezgahlar kurmadık.

Bakınız, 35-40 yıl öncesine kadar, dünyadaki sıcak çatışma alanlarının sadece dörtte biri İslam ülkelerindeydi ancak maalesef gitgide artan bir ivme ile bugün yeryüzünde savaş, iç savaş, askeri darbe, mezhep savaşı veya işgal niteliğindeki neredeyse bütün sıcak çatışmalar İslam coğrafyasındadır."

- "Bu olayın her yerinde mesaj var"

Yeni Zelanda'dan bugün hiçbir vicdanın kabul etmeyeceği haber aldıklarına değinen Soylu, "Camide ibadet eden insanları, 49 kişiyi, bir terörist şehit etti ama bildiğimiz sefil terörist profilinde değil." dedi.

Soylu, şu değerlendirmelerde bulundu:

"Dikkat edin, yaptığı işi kameraya alacak kadar sadist ama bir o kadar da profesyonel, silahından aracına kadar her şeyi gayet modern, düşünülmüş, hesaplanmış ve yüksek bir operasyon eğitimi gerektiren bir eylemi gerçekleştiren bir terörist profili var. Olayın sebepleri, sonuçları, kriminal durumu hakkında pek çok araştırma ve iddia ortaya konabilir ama hiç kimse bu olayın öyle münferit bir olay, psikolojik rahatsızlık sonucu sivil bir insanın yaptığı öngörülemez bir olay olduğunu iddia etmemelidir.

Bu olayın her yerinde mesaj var ve bu mesaj bizimle ilgilidir. Bunu görmemek mümkün değildir."

- "Hırsızın hiç mi suçu yok?"

"Geçmişimize, dinimize, inancımıza, tarihimize ve vicdanımıza uygun bir hayat yaşıyoruz" diyen İçişleri Bakanı Soylu, "Eksiklerimiz olabilir, hatalarımız illa ki vardır ama Allah için söyleyin, hırsızın hiç mi suçu yok?" diye sordu.

"Elbette ki ülkeleri siyasi iktidarlar yönetir, kararlar alırlar, uygularlar, çalışırlar ama bize yapılmak istenileni görmeyecek miyiz?" ifadesini kullanan Soylu, konuşmasını şöyle tamamladı:

"Bu salondaki insanların hepsi bir acı yaşadı. Bize bunları yaşatanların eline silahı tutuşturanları, bunları eğitenleri, bunlara destek olanları tartışmayacak mıyız? Devlet mücadelesini elbette ki yapacaktır, yapmaktadır da. Hatta bugün devletimiz, terörle mücadelesinde hiç olmadığı kadar da güçlüdür, bu işin gerçekten sonuna gelmiştir ama şimdi tam bu noktada durup bu teröre, bu acıları yaşatan insanlara destek verenlere, bunlarla kolkola girenlere iki kelime söylemeyelim mi? Bu derdimizi milletimizle paylaşmayalım mı? Gördüğümüz tehlikeyi söylemeyelim mi?"