Papa Françesko Vatikan’da yaptığı açıklamada Türkiye’yi Ermenilere yaptığı soykırım ile suçladı. Papa’nın bu açıklamaları çeşitli şekillerde yorumlanıyor. Türkiye’den de haklı olarak Papa’ya karşı tepki yağmuru var. Biz de Papa’nın bu açıklamalarını hem talihsiz, hem de yanlı buluyoruz. 

Vatikan’ın Türkiye’nin Ermenilere karşı soykırım uyguladığını açıklaması, tam anlamı ile bir Hıristiyan dayanışmasıdır. Tarihler boyunca kendi yaptıkları soykırımları görmezden gelen, gündeme taşımayan Hıristiyan alemi, Ermeni konusu gündeme gelince birleşip, bütünleşme örneğini sergiliyor.

Azerbaycan’ın Dağlık Karabağ’ının Ermenilerce işgal edilişi, Hocalı katliamı unutuluyor. İşgal altındaki topraklardan söz eden olmuyor. 

20.yüzyılın en büyük soykırımının Almanlar tarafından Yahudilere karşı yapıldığı unutturulmaya çalışılıyor. Bu suç Nazilerin üzerine atılarak Almanlar aklanıyor. 

Sovyet Rusya’nın Çeçenlere, Kırım Tatarlarına, Kuzey Kafkas halklarına yapılan soykırımlar sanki olmamış gibi hareket ediliyor.

Bugün,    Amerikan kıtasının tarihi  bir soykırımlar tarihidir..İster ABD olsun İster Latin - Amerika ülkeleri yerli halkların soykırıma uğratılıp yok edilmesiyle  ABD  ve Latin Amerika ülkeleri kurulmuştur. Avustralya, Aborjinlerin  katledilmesi Yeni Zelanda; Maorilerin soykırıma uğratılmasıyla kurulmuştur.

 

Fransızların Cezayir ve Ruanda’da yaptığı soykırımlarını gündeme getirenleri hiç gördünüz mü, duydunuz mu?

 

 Doğu Türkistanın  Çin tarafından işgal ve sömürgeleştirilmesi Çinli  Sömürgecilerin Doğu Türkistanlılara  sistematik olarak uyguladığı  soykırımın kanlı yüzüdür. Fakat bu uygulanılan soykırımların çoğu  Müslüman kökenli  halklara batılı    devletler tarafından uygulandığı için  batı tarafından  soykırım olarak tanınmamış, Batılılılara göre Müslüman kökenli halklar insan değil vahşilerdir. Yok, edilmesi gerekir.

 

Fazla uzaklara gitmeye de gerek yoktur: Avrupa’nın ortasında Sırp’ların Bosna’da Müslüman’lara karşı girişilen yok hareketi ve uygulanan vahşet tam anlamı ile bir soykırım değil midir? 1993 yılındaki bu vahşet aynı zamanda bir insanlık suçu ve yüz karasıdır. Bu noktada bile biz Hıristiyan dayanışması görmekteyiz.

 

Önümüzde bu kadar gerçekler ve çarpıcı bir tablo var. Bu tabloya baktığımızda Hıristiyan aleminin tek yumruk halinde hareket ettiğini görüyoruz. Bu nedenle Papa’nın Türklerce Ermenilere yapılanları soykırım olarak açıklamasını da Hıristiyan dayanışması olarak görmekteyiz. 

 

Ermeniler, Hıristiyanlığı  kabul eden ilk halklardan olduğu için daima  Batı ve Hıristiyan ülkelerden destek görmüştür. Ermeniler  Nüfusunun%6  oluşturdukları  Bitlis, Trabzon, Van bölgelerinde devlet kurmaya kalktılar.Batılıların kendilerine  Yunanistan’ın kurulmasındaki gibi  yardım edeceklerini düşünüyorlardı..Bu bölgelerde yaşayan Türklere karşı terör eylemlerinde bulundular. Hedefleri Türkleri  bu bölgeden temizleyerek demografik yapıyı  ele geçirmekti.Bu amaçla  birçok isyan çıkardılar    masum insanları öldürdüler. Ermeniler, Türk topraklarında   Bağımsız Ermenistan kurmak için 1.  Dünya savaşında  Rus çarlığının ordusunda  Osmanlı devletine karşı Fransız  ordusunda  yine Osmanlıya karşı savaştılar. Sonuç hezimet oldu. Asıl soykırımı Türklere karşı yapan Ermeni çeteleri olmuştur. 

 

Papa’nın bu açıklamaları bizi fazla şaşırtmadı. Çünkü Papa Buenos Başpiskoposu olduğu dönemlerde yazdığı kitapta, Türklerin Ermenilere karşı soykırım gerçekleştirdiğini öne sürmüştü. Türkleri küçümseyen ifadeler kullanan Papa, bütün kin ve garazını bu kitapta ortaya dökmüştü. Papa’nın her zaman Ermeni cemaatine yakın olduğu da zaten bilinen bir gerçektir. 

 

Zaten dikkat edilecek olursa Papa’nın bu açıklaması Hıristiyan dayanışması olduğu kadar siyasi içerikli olduğu da görülecektir. Nitekim EkoAvrasya Yönetim Kurulu Başkanı Hikmet Eren de konu ile ilgili açıklamasında “Papa Francesco’nun bu açıklamaları ve tavrı tamamen siyasidir” diyor. Sonra da şu görüşleri dile getiriyor:

 

’’1915 olayları savaş yılları çerçevesinde ve kendi atmosferinde incelenmesi gereken ve tarihsel belgelerin ışığında her iki ülkenin de tarihçilerinin çözmesine, aydınlatmasına ihtiyaç duyulan olaylardır. Uluslararası ilişiklilerde bir ülkeyi bir ırkı tamamen ortadan kaldırmaya yönelme olarak ifade edilen soykırım ifadesinin, böylesine gerçeklerden ve iyi niyetten uzak şekilde ve olaya taraf olmayan birisi tarafından ifade edilmesini talihsiz bir açıklama olarak değerlendiriyorum. Papa Francesco eğer bir soykırımdan bahsetmek istiyorsa, bu tanımlamalar doğrultusunda Ermenistan’ın Hocalı’da 1992 yılında Azerbaycan Türklerine yaptığı katliamdan bahsetmesi gerekir. Sırpların 1993 yılında Bosna’da Müslümanlara yaptığı vahşetten bahsetmesi gerekir. Türklerin ve Müslümanların acılarını görmezden gelerek ayırımcı bir açıklama yapan Papa’nın tarihi siyasete alet ettiğini ve kendisinin de bunun bir parçası olduğunu üzülerek görüyoruz. Kendisinin geçmişine baktığımızda görünen şudur: Papa, Arjantin kökenlidir ve Ermenilerin nüfus bakımından en yoğun yaşadığı bir bölgeden gelmektedir. Acaba birilerine karşı olan ahde vefasını mı bu vesileyle yerine getiriyor diye düşünmüyor değilim. ’’