Bugün size başka bir konuyu yazacaktım ama medyada gördüğüm bir haber nedeniyle fikrimi değiştirdim.“ Askeri okulların yapısı değiştiriliyor “ başlıklı haberde CHP Genel Başkan Yardımcısı Umut Oran, Deniz Harp Okulu öğrencilerini hedef alan karalama kampanyasını Meclis gündemine taşındığını belirtiyor.

Oran yaptığı açıklamada “ Harp okullarında ve askeri liselerde neler oluyor? Kimse askeri okulları kendi ideolojisi ve talepleri doğrultusunda dizayn etmeye kalkışmamalı, bu hareketlerin sonu ülkemiz için gerçekten vahim olur “ diyor.

Kediyi bile kurban etmedim

Bu açıklamalar doğru olmasına doğruama yeni bir şey değil ki! Bu köşenin sahibi bu saldırıların en yoğun olduğu dönemde Deniz Harp Okulu Komutanlığı yaptı. Bu saldırılara karşı mücadele etti ve komutanlarının sahip çıkmaması nedeniyle istifa etti. Şunu açık yüreklilikle söyleyebilirim ki, bu saldırılar sırasında değil bir öğrencimi, kontrolümde bulunan bir kediyi bile kurban etmedim ve emrimde bulunan herkese sonuna kadar sahip çıktım.

Saldırılardan kaçmak için değil daha iyi mücadele edebilmek için istifa ettim. Yaşamımın hiçbir evresinde gazetecilik ve siyaset rüyalarımı süslememesine rağmen bu işlerle uğraşmaya başladım. Çünkü Deniz Harp Okulu ve Türk Silahlı Kuvvetleri’ne saldırı ara hedefti, esas hedef Gazi Mustafa Kemal Atatürk önderliğinde yapılan Türk Devrimleri ile şekillenen Türkiye Cumhuriyeti’ydi.

Operasyonların arkasında Cemaat var

Tam 3 yıldır yazdım, televizyonlarda, konferanslarımda konuştum ve anlatmaya çalıştım; Niçin Deniz Harp Okulu’nun ve Türk Deniz Kuvvetleri’nin bir numaralı hedef olduğunu! Niçin Türk Silahlı Kuvvetleri’nin itibarsızlaştırılmaya ve etkisizleştirilmeye çalışıldığını! Esas hedefin Türkiye Cumhuriyeti’nin rejimi olduğunu! Operasyonları yapanın polise ve yargıya sızmış olan Cemaat olduğunu! Bu operasyonlarda emperyalizmin ve AKP iktidarının cemaate destek olduğunu!Ergenekon ve Balyoz gibi davaların bu amaçlara hizmet ettiğini!

Bununla da yetinmedim. Yaklaşık 2,5 yıl önce CHP Genel Başkanı’na gittim. Kendisine Deniz Harp Okuluna ve Türk Silahlı Kuvvetleri’ne niçin saldırıldığını, arkasındaki hedefi ve saldıranların kimler olduğunu, Teğmenlere yapılan ahlaksız operasyonları, Alevi öğrencilere karşı Cemaat tarafından yapılan cadı avını bütün çıplaklığı ile anlattım, belgeledim ve belgeleri kendisine verdim. Ayrıca bu olayları halka anlatalım ve Meclis gündemine taşıyalım teklifini yaptım!

Kılıçdaroğlu belgeleri ne yaptı?

Merak ediyorum Sayın Kılıçdaroğlu benim kendisi ile paylaştığım bu bilgileri ve belgeleri CHP Gurubu ve yöneticileri ile paylaşmış mıdır? Yoksa çöpe mi atmıştır.Sayın Oran’ın açıklamalarına bakılırsa bu bilgiler en azından kendisi ile paylaşılmamış gözüküyor.

Oran “ Askeri okulların yapısı değiştiriliyor “ diyor. Çok doğru ama gerçekte ülkenin yapısı değiştiriliyor bu konuda bir sözü var mı? Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucu felsefesini değiştirmeye çalışan yeni anayasa çalışmaları bu amaca matuf, bunun için bir şey diyecek mi? Sadece sorunu söylemek yetmez. Bu sorunun kaynağını, arkasındaki güçleri ve amaçlarını da halka anlatmanız ve bunu tersine çevirmek için bir irade ortaya koymanız lazım. Eğer bunu yapmaz iseniz sorunun parçası olmaktan öteye gidemezsiniz.

Rejim değişikliği anayasası

Askerlere operasyon yapılmasaydı, teğmenlere ve öğrencilere ahlaksızca iftiralar atılmasaydı, Ergenekon, Balyoz ve Casusluk gibi davalar olmasaydı biz bugün komşularımıza istikrarsızlık ve terör ihraç etmiyor olurduk ve rejim değişikliği anayasası peşinde koşmuyor olurduk.

Türkiye dahil dünyanın hiçbir yerinde rejim değişikliği demokratik ve hukuki kurallar içinde kalınarak yapılamaz ve yapılamamıştır. Böyle bir rejim değişikliği ancak darbe ile yapılır. 

Türkiye’de rejim değişikliğinin önünü açabilmek için başta Türk Silahlı Kuvvetleri olmak üzere Türkiye Cumhuriyeti’nin kurumlarına karşı darbe başlatılmış ve darbe kapsamında yurtsever siyasetçiler, aydınlar, bilim insanları, gazeteciler ve askerler zindanlara atılmıştır. 

Sonuç odaklı değil faaliyet odaklı

Bu büyük resim görülmeden, bu resim tüm çıplaklığı ile halka anlatılmadan, yapbozun küçük parçaları ile uğraşmak sonuç odaklı değil faaliyet odaklı olur.

Türkiye Cumhuriyeti’ne ve onun kurumlarına karşı yapılan darbe operasyonlarına geç reaksiyon göstermek, bilerek veya bilmeyerek bu darbenin arkasında olmak demektir.

Bugün gerçek darbeyiMısır’da değil Türkiye’de 11 yıllık AKP iktidarının icraatlarında aramak gerekir.Bugün gerçek bir halk hareketi bu darbe girişimine karşı Türkiye’de tecelli etmektedir. Kaybettiğimiz 5 yurttaşımız ise bu halk hareketinin şehitleridir.

Saygılar sunarım