Dört bir tarafımızı düşmanlar sarmış. Bilinçli olarak içerde ve dışarda karmaşaya uğramaktayız. Suyun başındaki bizde çook yükseklerde olmasına karşı suyumu bulandırdın diyor. Ben seni bölüp parçalayacağım diyor. Başımızdaki terör belası yetmemiş gibi ortaya birde kuzey Irak, Suriye sınırımızda ellerinden gelen karışıklıkları çıkararak bizi savaşa sürükleyip güçücümüzü denemeye, gücümüzü kırmaya çalışıyorlar.

Ama her zaman olduğu gibi gene hüsrana uğrayacaklar. Haçlı seferlerinden, Çanakkale'ye, Kurtuluş savaımızdan Kıbrıs harekatımıza da olduğu gibi gene onların haklarından Allahın izniyle gelmesini biliriz.

Ama bizim de yapmamız gereken işlerimiz var.

İktidarı ve muhalefeti ile sen ben demeden, birbirimizin görüşlerine değer vererek, birbirimize sımsıkı sarılarak ancak bu işlerin, bizlere kin besleyen küstahların haklarından geliriz.

Ülkemizi böldürmeyiz. Bir karış toprağımızı kimseye vermeyiz.

Ne kadar uğğraşsalarda Allahın izniyle birlik ve beraberlik içinde güçlüklerin hakkından gelmesini biliriz. Allah ülkemizi, askerimizi vatanımızı kem gözlerden korusun.

Gözümüzü açık tutmak zorundayız. Sonra bizi kandırmışlar diye feryat etmenin kimseye bir yararı olmuyor.

Ülkemizdeki insanlarımız geçim sıkıntısı çekiyor.

Aç kalıyor işsiz kalıyor.

Çaresizlikten kendisini TBMM'nin önüne üzerine benzin dökerek yakıyor.

Kim kendisini neden yakmak ister?

Demekki yaşamdan ümidini kesmişler.

İnsan ümitsizliğe kapılırsa yapmayacağı iş yoktur.

Kendisinede zarar verir çevresinede zarar vermeye kalkar.

Şu anda insanlarımız bunalmış durumda.

Çaresislik içinde ne yapacağını şaşırmış durumda.

Bizim yöneticilerimiz yok öyle değil böyle, böyle değilde benim dediğim gibi söz ve davranışlar içinde olayı saptırarak oradan bile çıkar sağlamaya çalışıyorlar.

Çeşitli terör örgütleride çeveremizdse, içimizde dışımızda ellerinden gelen kötülüğü yapmak için fırsat  bekliyorlar.

Zaman arıyorlar.

Bu ve diğer terör örgütlerini tez zamanda yargı önüne çıkarılarak gereklşi cezalarını verilmesi, geciktirilmemesi gerekiyor.

Bu ülkede herkes adaletin karalarına saygı duymak zorundadır.

Buna karar veren hakim ve savcılarda dahildir.

Yanlış ve taraflı verdikleri, verecekleri karalar bu dünyada olmasada öbür dünyada yakalarına yapışaca ve hesap soracaktır.

Benim bildiğim anayasa mahkemesi bir karar verir .

Onu yayınlar ve karar kesinleşmiştir.

Ama son zamanlarda kimin eli kimin cebinde belli değil.

Ben Anayayasa manayasa dinlemem diyemeyiz.

Dememeliyizde.

Çünkü hak ve adalet hepimize her zamankinden daha fazla gerek.

Geç kalmamak için hatalardan bir an önce dönmeliyiz.

Sağlıklar dilerim.