Gecenin geç saatlerinde kapı çalındı. Merak ettim. Acaba birine bir şey mi oldu diye !

Kapıyı açınca öğretmen arkadaşım Hamza Arık’ı gördüm. Hayırdır Hamza bu yağmurlu gecede sırıl sıklam ıslanmışsın. Birşey mi oldu ? Necati öğretmenin hanımı rahatsızlanmış dedi. Kalktık eşimle beraber gittik Necatilerin evine.

İçeri girince Necati ile hanımı birbirlerine sarılmışlar ağlıyorlardı. Hayırdır Necati ne oldu dedim. Hanımın sancısı var dedi.

Peki hanımın ağlıyor sen niye ağlıyorsun dedim dayanamadım dedi.

Köyden ilçeye sadece bir kamyonla gidilip gelinirdi. Kamyoncuya haber verildi. Ama bir terslik vardı. Kamyonun farları çalışmıyordu.

Bizlere çaresizliklere karşı çare bulma öğretilmişti. 4 Tane pilli elektrik lambası bulduk. Bir arkadaşımız şöförün sağ tarafına diğer birimizde sol tarafına geçerek yolu aydınlatmaya çalıştık. Böylece o kargacık burgacık çamur içindeki yoldan ilçeye kadar giderek gereken tedaviyi yaptırdık.

Bu arada Necatinin eşi hastahanenin kapısında sancım geçti demesin mi?

Köylere giden öğretmenler binbir güçlük içinde görevlerini yerine getirmeye çalışırlardı.

Çamur, kar , yağmur onlar için önem taşımıyordu.

Onlara göreve gelirlerken her türlü koşullarda görevlerini yerine getirmeleri öğretilmişti.

Taaa eskilere gittim.

***

Köyün birinde bir kadın öğretmen daha yaşıda genç olmasına rağmen atandığı köy okulunda öğrenciler gelmeden okula gelir, odunları kırar sobayı da yakarak öğrencilerin sıcacık odada ders yapmalarını sağlar. Kendisi odun kırmayı, soba yakmayıda burada öğrendim diye anlatıyor. Köylere öğretmen yetiştirmek için köy çocuklarını sınavla köy enstitüsü denilen bilim kurumlarında yetişmeleri için gece gündüz çaba gösteren öğretmenlerimizi saygı ve sevgi ile anıyor, ölenlere Allahtan rahmat sağ olanlara uzun ömürler dilerim.

Bizlere okullarda sadece bigi öğretilmedi. Öğrenmek, öğrendiklerimizi uygulamak, sonuçlarını görerek hataları gidermek öğretildi. Okulu yolu, masa sıra ve sandalyesi olmayan köy okullarında verdiğimiz eğitimden hoşnut olur bizlere bu olanağı sağlayanlara sonsuz minnet duyardık.

Zamanla birilerinin çıkarlarına zarar verdi diye bu ilim yuvaları kapatıldı. Her meslekten kişiler öğretmen yapılarak bu kutsal meslek dejenere edildi. Yüzlerce öğretmen atama beklerken intihar etti. Canına kıydı. Bunlar olamamalıydı, yapılmamalıydı. Ama anlatamadık.

Öğretmenler kendi öğrencileri, veliler tarafından yıpratıldı. Geçen hafta öğretmenler günü kutlandı.

Gene bir iki hoş laf edildi o kadar.

Bu arada tüm öğretmenlerimizin gününü kultlar ölenlere rahmet sağ olanlara uzun ömürler dilerim.Hepinize sağlıklar başarılar dilerim.