Banksy'nin İngiltere-Fransa sınırı Calais'de  Suriye'li mülteciler için oluşturulan kampa yaptığı son eseri büyük ses getirdi geçtiğimiz hafta.

Elinde bilgisayarı sırtında sığınmacıların sırtında görmeye alışık olduğumuz çantasıyla 

Steve Jobs'u resmettiği eseri Suriyeli mültecilerin sembolü olma yolunda!

Eserin üzerinde yazan "Steve Jobs; Suriyeli mültecinin oğlu" yazısı fazla açıklamaya gerek bırakmasa da,yine de kısa bir açıklama yapma gereği görmüş Banksy internet sitesinde. "Mültecileri herzaman sığındıkları ülkelerin imkanlarını karşılıksız kullanan, onlardan fayda sağlayan insanlar olarak görüp buna inandık.Oysa sadece Steve Jobs sayesinde Apple 7 milyar dolar vergi ödüyor Amerika Birleşik Devletlerine".

 

Banksy'nın Suriye ve Suriyeliler ile ilgili yaptığı ilk eser değil bu.

Calais'de "Jungle" adı verilen çadır-kentin kurulduğu aylarda,ilk ziyaret eden sanatçılardan olmuş ve duvara Theodore Gericault’un Raft of the Medusa (Medusa'nın Salı) isimli eserini kendi tarzında resmetmişti.

Bilmeyenler için eseri hatırlatayım;

Tabloda, 1816 yılında Moritanya açıklarında ki  Arguin Kayalıkları'na çarpan Fransız fırkateyni Medusa'nın çaresiz yolcuları, bir salın üzerinde betimlenmiş.

Resim, bir kazazedenin hatırlayıp anlattığı bir anı gösteriyor: Kurtulmalarından önce, ufukta bir gemi görmüşler ve ona işaret göndermeye çalışmışlar. Ancak gemi gözden kaybolmuş ve kazazedenin sözleriyle saldakiler "çılgınca bir mutluluktan derin bir ümitsizlik ve kedere düşmüşler".Argus isimli bu gemi iki saat sonra geri dönmüş ve hayatta kalanları kurtarmış.

 

Banksy bu tabloyu aynen duvara yapmış,ama ufuktan görünen gemiyi oldukça lüks bir yat olarak çizmiş ve üzerine "hepimiz aynı gemide değiliz" yazmıştı,sallarla,şişme botlarla ülkelerinden kaçmaya çalışan Suriyelilere gönderme yaparak...

 

Bu yıl oldukça ses getiren projesi "Dismaland"de Suriyeli sanatçılara yer vermiş,sanat parkın en çok ilgi çeken eseri  uzaktan kumandalı botların içindeki göçmenler ile sorunun altını büyük bir ustalıkla çizmişti.

"Dismaland" projesi sona erdiğinde de bütün çadırları ve oyun alanlarını Calais'ye sığınmacılar için göndermişti.

 

Her ne kadar bu yıl ki eserleri ve projeleri ile adı Suriye ile beraber anılsa da,Banksy iç savaşın başladığı günlerde ilk tepkisini vermiş,Suriye'de yaptığı eserlerle bir kampanya başlatmıştı.İkonik eseri "Balonlu Kız"ı yeniden Suriye'li çocuklar için yorumlamıştı 3 yıl önce.

Geçtiğimiz yılda "Balonlu Çocuklar" isimli harika bir animasyon hazırlamış,kalplerimize dokunmuştu.

 

Jobs'un biyografisi en çok satan eserler sıralamasında aylarca ilk sırayı korudu.Bu yıl hayatının anlatıldığı film en çok izlenenler arasında ve Oscar'a aday olmayı bekliyor!

Popüler kültürle bu kadar iç içe olan bir yaşam ve başarı öyküsü medyada yinede Banksy'nin son derece yalın,basit figürü kadar büyük etki yaratmadı.

Yüzbinler son iki gündür Jobs'u ve yeniden mülteci krizini konuşuyor sayesinde.

 

Umarım Banksy'nin sağduyusu galip gelir.

Tam da Paris'de yaşanan saldırılar sonrası,mülteci alımının bir çok gelişmiş ülkede sınırlandığı bir sırada,bu eseri yapması sanatçı duyarlılığının sorgulanmasını da sağlamıştır dilerim.

Aslında Banksy bunu hep yapıyor.Gaza da yaptığı son eserler ile unutulmaya yüz tutan sorunları yeniden günyüzüne çıkarmıştı hatırlarsanız.

 

Bu satırları yazarken aklıma Gabriel Garcia Marquez'in bir şiiri geldi.

 

Ben sizden de değilim, diğerlerinden de;

Ben, ölüme dair yemin etmeyenlerden,

tehdit savurmayanlardan,

dinini ve ırkını aklının yerine koymayanlardanım.

Ben hâlâ şiir okuyanlardanım.

 

 

"Ben hala şiir okuyanlardanım" mısrasını "Ben hala resim yapanlardanım" diye değiştirip Banksy'ye ithaf etmek istiyorum.Yüreği ve ruhu sanatından büyük adama!

Haftaya görüşünceye kadar sanatla kalın!