ABD Başkanı Trump,daha önce yaptığı açıklamada “PKK/PYD’ ye artık silah verilmeyecek” demişti. Pentagondan yapılan açıklamada da “DEAŞ ile mücadele sona erdi. Verilen silahların Türkiye’yi tehdit oluşturanları geri alacağız” açıklamasını yaparak Türkiye’yi rahatlatmaya çalışmışlardı.

Ancak bu açıklamalara rağmen biz bunlara inanmadık ve yazılarımızda da “İnandırıcılıkları yok” vurgulamasını yaptık.

Bugün gelinen noktaya baktığımızda dost ve müttefik olarak gördüğümüz Amerika’nın yanı başımızdaki terör örgütlerine 2018 yılında da yine silah sevkiyatında bulunacağı ortaya çıktı. Pentagon gelecek yıl PYD’ ye 50 uçak dolusu silah daha vereceklerini resmen açıkladı.

2018 yılında PYD’ye 12 bin kalaşnikof, 6 bin makineli tüfek, 3 bin RPG-7 roketatar ve bin AT-4 füzesinin teröristlere teslim edileceği açıklandı. Bu silahlar arasında İHA ve tanksavarlar da bulunuyor.

DEAŞ ile savaş bittiğine ve Suriye’de artık bu tehlike kalmadığına göre, terörist gruplara bu silahların verilmesinin nedenleri soru işaretidir. “Bunlar kime karşı kullanılacak?” sorunsa da yanıt aranıyor.

YPG’ye verilen her silahın terör örgütü PKK’nın elinde bulunması bu soruların yanıtını açık biçimde veriyor.

Bundan sonraki hedef Türkiye olacak.

Suriye’de sayıları 25 bin olan PYD güçlerinin 2018 yılında 30 bine, daha sonra da 40 bine çıkarılacağını da yine Pentagon açıkladı. Aynı şekilde birçok PYD’nin silahlı gücü YPG’nin Amerika’da eğitim verildiği de biliniyor.

Düşmanlık ve bundan sonra ne yapılacağı artık çok açık.

Şimdi Amerika’nın PYD’ye silah yardımının geçmişine kısa bir yolculuk yapalım:

ABD'nin terör örgütü PYD/PKK'ya silah yardımını kapsayan ilk sevkiyatı, 7 Nisan'da Rümeylan hava üssüne yapılmış, ABD helikopterleri Rümeylan'daki PYD/PKK unsurlarına askeri malzeme yüklü kargo indirmişti.

O tarihten itibaren aralıklarla yapılan yardımlar devam etmiş, ABD'nin gönderdiği silahları taşıyan tırlar da görüntülenmişti. ABD'nin yardımlarının toplamda 30-40 bin kişilik orduyu donatacak niteliğe sahip olduğuna dikkat çekilmişti.

Suriye'de bir süre terör örgütü PYD/PKK'nın paravan kuruluşu SDG'nin sözcülüğünü yaptıktan sonra bölgeden kaçan Talal Silo da ABD'nin silah yardımında bulunduğunu itiraf etmiş, bunun yanı sıra askeri eğitimler verildiğini de açıklamıştı.

ABD'nin yardım kapsamında verdiği silahlar Türk Silahlı Kuvvetlerine (TSK) yönelik terörist saldırılarda da kullanılırken Silo'nun bu konuya ilişkin, "Silahların nereye gittiği umurlarında değildi, bir kere bile sormadılar." ifadesi, ABD'nin konuya bakışını göstermesi bakımından dikkati çekiyor.

Teröristler, ABD'nin yardımı kapsamında dağıtılan silahları son olarak Hakkâri’de 9 güvenlik görevlisinin şehit olduğu saldırıda kullanmıştı. Hakkâri’deki saldırıda kullanılan AT-4 tanksavar, ABD'nin terör örgütü PYD/PKK'ya verdiği silahlar arasında yer alıyor.  Bu arada, ABD'nin 2018'de terör örgütü YPG’ ye 50 uçak dolusu silah yardımında bulunması öngörülüyor.

Şu noktaya dikkat

Amerika silah desteğinin Suriye Demokratik Güçleri (SDG) yapılacağını söylüyor. SDG, burada tepki çekmemek için paravan isim olarak kullanılıyor. Aslında silahlar doğrudan PYD’ ye yapılıyor. Zaten SDG’den Türkiye’ye kaçan Silo’nun açıklamalarından da Amerika’nın bu sinsi oyununu görmüş olmaktayız.

Gerek Amerika’da, gerekse AB’deki bazı gazetelerde çıkan yorumlarda da YPG’nin silahlandırılmasının ardında hedefin Türkiye olduğu vurgulanıyor. Bazı Ortadoğu uzmanlarının görüşü de aynı doğrultuda olduğunu görmekteyiz.

Yanı başımızda bizi tehdit unsuru olarak güçlendirilen PYD’ ye karşı duyarsız olamayız. Nitekim Cumhurbaşkanı Erdoğan başta olmak üzere, tüm muhalefet partileri ve sivil toplum kuruluşları ile bu yapılaşmaya milletçe karşı durmaktayız.

Suriye’de Rusya ile ortaklaşa girdiğimiz işbirliğinde de dikkatli adımlar atarak bizi tehdit edebilecek tüm unsurlara karşı sonuna kadar mücadele etmekten de kaçınmamalıyız.

Son bir not:

PYD’nin yeni Suriye’de yerinin ne olacağı konusunda Putin ve Esad önemli ölçüde etkili olacak. Bu Türkiye’yi de yakından ilgilendiriyor. Bekleyip, sonucu birlikte göreceğiz.