Bir şeyler oldu son yıllarda insanlarımıza. Kendi tarafından, görüşlerine uymayan diğer insanların sanki yok edilmesini ister duruma geldi. İnsanlarımız ölümle tehdit ediliyor. İşyerleri, sanat merkezleri, hatta evleri kundaklanıp yakılıp yıklıyor. O kadar ki sokakta insanlara soruluyor. Uzaya köprü yapacağız ne dersiniz diye. Çok iyi olur . Bizim cumhurbaşkanımız ne derse olur. Yapılanlara karşı değiliz diyorlar.

Peki uzaya yapılacak köprünün boyu kaç metre olacak ?

10 ya da 20 metre falan diyorlar.

Geldiğimiz nokta budur işte.

 

Sadece eğitim ve doğruları araştırıp bulma sorunumuz yok. İnançlarımızda öyle. Dinimizin emirlerini, kitabımızın söylediklerini değil birilerinin kendi kafasına göre söylediklerini din olarak önümüze koyuyorlar da ona yanıyorum.

Bizim durumumuzu uluslararası bir dergide yazan bir bilim adamı açıklamış. Kura'nın ortaya koyduğu değerlere  uygun yaşayan ülkelerin başında İrlanda, danimarka ve Lüksemburg geliyormuş.

Türkiye 72.

Sudi Arabistan 91.

İran 139.

Pakistan ise 145. ci sırada yer alıyormuş.

Derginin açıkladığına göre 208 ülke arasında yönetim anlayışı kuran ve islam anlayışına uygun olduğu belirtilen ilk 30 ülke arasında müslüman bir ülke yer almıyomuş.

Durum bu .

Ne kadar gerçektir bilemem ama bu bir araştırma, incelemedir.

Bize düşen bu durumu tersine çevirmek için çaba harcamak.

Dinimizi, kitabımızı incelemek, içindekileri okuyup anlamk ve kitabımızın söylediklerine harfiyen uyarak dinimizi yaşamak olmalıdır diye düşünüyorum.

Artık yıllardır bizlere söylenen doğru ya da yanlış bilgileri sorgulamalıyız.

Kitabımızı okuyup anlamalıyız.

 

Peki neler yapmalıyz?

Bilim, düşünce ve sanat insanlarımız doğruları söylemekten kaçınmamalıdır.

Bildiklerini sonuna kadar savunabilmelidir.

 

Hakim, savcı ve avukatlarımız siyasete entegre olmadan sadece adalet üzerine kararlarını vermelidirler.

Okumak ve öğrenmeyi bir ibadet haline getirmeliyiz.

Birbirimizin yaşam tercihlerini sorgulamak yerine şekilci anlayışın yerini ahlak ve bilgi temeline oturtmalıyız.

Farklı yaşam ve giyinme tercihlerini insanlarımızı öteki ilan etmeden birlik içinde yaşamayı başarmalıyız.

Böylece bilimden uzak kişilerin söylemlerinin yanlışlıklarını görerek yaşama alışkanlıkları edinebiliriz.

Eğer bir ülkede adaletsizlik, eşitsizlik, yasalaar önünde eşitsizlik varsa.

Kimileri fakirlik yoksulluk içinde yaşamaya çalışırken diger bir kesim lüks içinde yaşıyorsa orada kargaşa, güvensizlik eksik olmaz.

Hepinize saygı ve sağlıklar dilerim.