Muğla’ya yeni atanan Vali Amir Çiçek, yaptığı bir açıklamada “Narenciye bahçeleri yetinmeyeceğiz. Modern tarımı ve hayvancılığı geliştireceğiz” demiştir. Vali Çiçek, hayvancılığın gelişmesi yönünde olumlu adımların mutlaka atılacağına vurgu yapmıştır.

Modern tarım, hem üretimin verimini, hem kalitenin artmasını, hem de buna bağlı olarak üreticinin çok kazanmasını sağlıyor. Dünyanın her tarafında modern tarım ilgi görüyor ve gelişiyor. Eğer toprak iyi işlenir, verimli hale getirilebilirse yıl içinde birkaç ürün almak bile mümkün oluyor.

Muğla gibi, tarıma ve özellikle de hayvancılığın gelişimine uygun iklime sahip bir il, bugüne kadar narenciye ve zeytin ile yetinmeye çalıştı. Modern tarımda geri kaldı. Yeni atanan vali Amir Çiçek’in özellikle bu kon uyu gündeme taşımış olması ve çalışmalara başlanacağı müjdesini vermesi önemli bir gelişmedir.

Aslına bakılacak olursa Muğla, toprak verimliliği ve zenginliğine rağmen narenciye ve zeytin üretiminde de bugüne kadar beklenen adımları atamadı. Bakımsızlık, modern tarımdan uzak üretim koşulları, pazarlamadaki zorluklar bugün narenciye ve zeytin üreticisine gelir getirmediği gibi, yük bile olmaya başlamıştır.

Bodrum ve benzeri turizm beldelerinde tarım alanlarının yerini betonlaşmanın almasının da önüne geçilemeyince üreticiler işi bırakmak zorunda kaldı. Dikkat edilecek olursa yıllar öncesi üretim bölgesi olarak gösterilen Bodrum, bugün tam anlamı ile bir tüketim yeri konumuna gelmiştir. Yerel olarak yapılan tarımın da yeterli olmadığını her fırsatta görüyor ve söylüyoruz.

Muğla Valisi Amir Çiçek’in “modern tarım” sözü heyecan vericidir.

Hayvancılığın gelişimine öncülük edeceği mesajı da umut doludur.

Temennimiz, bu açıklamaların sözde kalmamasıdır.

Vali’nin “Tarım güzel yapılıyor ama daha iyi nasıl yapılır bunun için çalışacağız. Toprağı en iyi şekilde nasıl kullanırız, modern tarımı daha fazla nasıl yaygınlaştırırız, ihracata yönelik ürün elde ederek gelişimimizi daha fazla nasıl artırırız bunun çabası içinde olacağız”

diyor.

Buradaki “ihracat” kelimesi de önemlidir. Üretilen malın ihraç edilmesi demek, zenginlik demektir. Üreticin cebine daha fazla para girmesi demektir. Piyasada kaliteli malın bulunması, bollaşması, buna paralel ucuzlaması demektir. Vali Çiçek, açıklamalarında sadece modern tarım ve üretimin yanında üretilen bu malların ihraç edilmesi gerektiğinin de altını çizmiştir.

Muğla’yı gezenler ve tanıyanlar çok iyi bilir. Bölge verimli ve zengin tarım arazileri ile doludur. Ancak, buralarda elde edilen üretimden gerektiği gibi istifade ediliyor mu, buna bakmak gerekiyor. Muğla’daki üreticiler, ürettikleri mallardan bekledikleri geliri elde edemediklerini her zaman söylüyor. Hayvancılıkla uğraşanlar, beklenen verimi elde edemiyor.

Hala köylerde, beldelerde çok eski makinelerle yağ üretimi yapılıyor.

Verim düşüyor. Mandalina bahçeleri, narenciye ve diğer ürünlerde düşüş yaşanıyor. İhracatı bırakın, iç piyasalara verilmede bile sorunlar aşılamıyor. Sulama ve toplama konularında sıkıntılar var. Hayvancılık bölgelerinde modern ve bakımlı ahırların yerinde eski köy evleri kullanılıyor. Hiç kuşkusuz bunlar da süt ve et veriminin düşmesine neden oluyor.

Valinin modern tarıma geçilmesi konusundaki açıklamaları bu nedenle önemlidir. Eğer, Muğla ve ilçelerinde modern tarım anlayış hakim olursa, şuna inanıyoruz, bugün tarımdan ve hayvancılıktan elde edilen verim, ikiye, üçe katlanır. Kalite artar, üretici zenginleşir.

Modern tarıma geçmiş ve üretimi bu yolla yapan ülkeleri biliyoruz.

Tarım alanlarında yaptığımız gezilerimizde üretimin kalitesi ve artışı konusunda nasıl bir sistemle çalışıldığını da gördük. Çoğu yerlerde bilgisayar ortamında gelişmeler izleniyor. Aksayan yönler anında tespit edilip, önlem alınıyor.

Önemli olan verimin artırılması, kalitenin yüksekliği ve elde edilen ürünün en iyi şekilde pazarlanmasıdır. Balık üretiminde kısa zamanda büyük yol alan Muğla, tarım ve hayvancılık alanında da beklenen sıçramayı yapabilir.

Bunları Muğla ve ilçelerinde, beldelerinde yakalayabiliriz. Bu konuda Vali lokomotiftir. Tarım alanındaki sivil kuruluş temsilcileri, üreticiler, birlikler de bu işlerde ellerini taşın altına koymalıdırlar. Her şeyi Vali’den beklemek de doğru değildir.

Böylesine açıklamalar yapan, böylesine tarımı ve hayvancılığı kucaklayan bir valinin yanında yer almak ve çalışmalara katkı sağlamak bu sektöre gönül vermiş olan herkesin görevi olmalıdır.

Muğla’yı sadece bir turizm kenti olarak görmenin doğru olmadığını, aynı zamanda tarım ve hayvancılık sektörünün lokomotifi konumunda da bulunduğunu unutmamak gerekiyor. Bunları hayata geçirebilmek için de projeler gerektiriyor. Tarımın ve hayvancılığın zenginliğini tespit eden Vali Çiçek’in bu projeleri hayata geçirmesi ile Muğla’nın kabuk değiştirebileceğini de söylemeliyiz. Muğla, modern tarıma kavuşarak mutlaka sınıf atlayacaktır.