Herkese merhabalar, sizin de benim gibi ara sıra zamanı durdurmayı istediğiniz anlar olur mu? İtalya’nın güneyinde Bari şehrine 40 km uzaklıkta Adriyatik denizine kıyısı olan küçük bir balıkçı kasabası olan Monopoli'nin nüfusu 50.000 civarı. (Eski erkek arkadaşım orada doğup büyümese belki öyle bir kasaba olduğundan haberim bile olmayacaktı). Monopoli’de zamanı  durdurmak istemenize gerek yok zaten kendinizi birden Ortaçağ’da hissediyorsunuz. Hayat bir film sahnesine dönüşüyor anında ve gerçek hayatla olan ilişkiniz kesiliyor.  

Monopolinin daha ilk görüşte kendine çeken bir büyüsü var. Denizinin ise kendine has bir rengi. Sımsıcak bir balıkçı kasabası limanında sandallarla size hoş geldin diyor. Daracık sokakları kemerlerle birbirine bağlanan yeşil panjurlu beyaz binaların balkonları kurumayı bekleyen çamaşırlarla dolu. Hayat o kadar yavaş akıyor ki buralarda saat kavramı yok gibi. Öğle saatlerinde her yer kapalı Siestadalar. Eski kentin dar ve dolambaçlı sokaklarında ortaçağ dokusunu keşfe başlamadan önce. Bir kadeh şaraba ve bir şeyler atıştırmaya ihtiyacımız var. Puglia bölgesinde mutlaka içeceklerin yanında Taralli ikram ediliyor. Hamur ve zeytinyağından yapılan küçük krakerlerin tatlısını hiç denemedim ama tuzlusu gerçekten alışkanlık yapabilir. Votka ve yeşil elmadan hazırlanan Monopolitanı  denememek Roma’ya gidip Papa'yı görmeden dönmek gibi olurdu herhalde. Monopoli deniz kenarında bir balıkçı kasabası olduğu için restoranlarda adını bile bilmediğim hatta hiç görmediğim deniz ürünlerinin  cenneti aynı zamanda . İtalyanların sabah kahvaltısında yedikleri ve kuzeyde Brioche diye adlandırılan kruvasanların adı burada Cornetto. Simit ile gevrek olayı diyelim ya da ay çekirdeği ile çiğdem. Cornettolar o kadar taze yapılıyor ki ikiye böldüğünüzde içinden çikolata akıyor. Artık Londra'da içi taş gibi olmuş çikolatadan yapılanlardan yer miyim bir daha hiç bilmiyorum.  

Barok mimarisinin göz kamaştırıcı örnekleri olan katedral kilise tipi tarihi yapılara hiç değinmeyecegim beni çok aşar içinden çıkamam çünkü her yer tarih. Sadece limanda bulunan kaleden bahsetmek istiyorum. Yeni elden geçirilmiş ve nefes kesiyor. İtalyan mutfağının leziz tatları, sıcak kanlı halkı, güneşi,  denizi doğası ile güneyin küçük ama şirin kasabası beni büyüledi. Burada aynı dili konuşmaya da gerek yok öyle sıcak kanlı ve yardımseverler ki kafeteryada, kaldığım otelin adresini sorduğum çift beni arabalarıyla otele bıraktılar. 

İtalya'nin her bölgesi ayrı bir güzellikte ama Puglia galiba eski erkek arkadaşımın çaldığı kalbi ikinci defa çalmayı başardı...

Haftaya görüşmek üzere