Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ile Başbakan Erdoğan, Gezi olaylarından sonra Mısır konusunda da görüş ayrılığı içine düştü. Erdoğan, Mursi'nin göreve iade edilmesi konusunda israr ederken, Gül'ün uzlaşma ve seçim istemesi bir noktada “ZIRVEDE ÇATLAK” olarak da değerlendirilebilir. 

Ancak, Gül ile Erdoğan'ı iç ve dış konularda değerlendirecek olursak, Cumhurbaşkanı Gül'ün daha akılcı hareket ettiğini görürüz.

MISIR’DAKI ASKERI DARBENIN HER ZAMAN KARŞISINDA OLDUK. ANCAK, KÜRESEL GÜÇLERIN BÖLGEDEKI ÇIKARLARI GEREĞI OYNADIKLARI OYUNLARI BOZABILECEK VE ONLARIN KARŞISINA DIKILIP “YANLIŞ YAPIYORSUNUZ” DEME GÜCÜNE SAHIP DEĞILIZ. BIR YERDE BU GÜÇLERLE ÇATIŞMAK DEMEK, AYAĞINA KURŞUN SIKMAK DEMEKTIR. SADECE DARBELERIN KARŞISINDA OLDUĞUMUZU SÖYLEMEKLE YETINMEK DURUMUNDAYIZ. YOKSA ERDOĞAN’IN SÖYLEDIKLERINE KARŞI ÇIKMAK, DARBEYI SAVUNMAK ANLAMINA GELMEMELIDIR.

ERDOĞAN, TABANA OYNUYOR

Gül, küresel güçleri ve bölgeyi iyi okuyor. Beğensek de beğenmesek de, akılcı hareket ederek, bazen Başbakan ile ters de düşüyor. Mısır'daki askeri darbeye Amerika da AB ülkeleri de "darbe" demedi. Amerika daha da ileri giderek "Asker, Mısır'da eksik olan demokrasiyi getirmek için iş başındadır" diyerek bir yerde askeri darbenin arkasında durdu. Şimdi bütün bu gerçekleri görerek ortaya çıkıp meydan okumak, küresel güçlerin karşısında “BEN MURSI’YI ISTIYORUM, DESTEKLIYORUM” demek sadece tabana oynamaktan başka şey değildir. Sonuç getirmeyecek, boş laflardır.

Burada yapılması ve atılması gereken adım, Mursi'nin serbest bırakılması olayıdır. Yoksa Amerika'nın ve Avrupa'nın arkasında durduğu bu askeri darbede ortaya çıkıp, sonuç getirmeyecek sözlerle gündem yaratmanın hiçbir getirisi olmaz. Nitekim, Gül Financıal Times'e yazdığı makalede “MURSI SERBEST BIRAKILSIN, TÜM SIYASI LIDERLERIN KATILACAĞI BIR UZLAŞMA SAĞLANSIN, BUGÜN YÖNETIM DE BUNA IZIN VERSIN” isteğinde bulunmuştur.

DARBEYE SUUDİLER VE KATAR DA KATILDI

Kaldı ki, burada Başbakan Erdoğan'ın unuttuğu bir nokta var,biz

anımsatalım:

MISIR’DA MURSI’YE KARŞI YAPILAN ASKERI DARBENIN ALTYAPISINI HAZIRLAYANLAR BAŞBAKAN’IN ÇOK YAKIN DOSTLARI SUUDI ARABISTAN VE KATAR EMIRLIKLERIDIR. SUUDI ARABISTAN VE KATAR, MÜSLÜMAN KARDEŞLER’E KARŞI IŞBIRLIĞI IÇINDELER. BU ÖRGÜTÜ KENDI REJIMLERI IÇIN DE SON DERECE TEHLIKELI GÖRÜYORLAR. ANCAK, BAŞBAKAN KONUŞMALARINDA HIÇ SUUDILERE VE KATAR’A SES ÇIKARMIYOR. ONLARI DARBECI OLARAK DA SUÇLAMIYOR.

 Dış politikada ağızdan çıkan her kelimeye dikkat etmek gerekir. Dış politika, hataları affetmez. Her şey çok hızlı değişebiliyor. Manevra kabiliyetinin de artırılması, olaylara göre yeni politikalar üretilmesi gerekiyor. Bunlar biz de var mı, göremiyoruz. Aynı şeyleri iç olaylar için de söyleyebiliriz. Gezi olayları ile başlayan gerginlik, Başbakan Erdoğan'ın söylemlerinden, sağduyudan uzaklaşmasından kaynaklanmıştır. 

Gezi olaylarındaki tabloya baktığımızda bu noktada Cumhurbaşkanı Gül'ün daha sağduyulu hareket ettiğini de görmüş oluruz.

DOĞRU OLAN UZLAŞMA VE SEÇİM

MISIR’DA HER ŞEYIN NORMALE DÖNMESI IÇIN UZLAŞMA VE HIZLI ŞEKILDE SEÇIME GITME GEREKIYOR. BUNUN ALTYAPISININ OLUŞTURULMASINDA YARDIMCI OLMAK MISIR’I KAZANMAK DEMEK OLACAKTIR. BUGÜN, MISIR YÖNETIMI ILE DE SORUNLAR YAŞIYORUZ. ERDOĞAN’IN MURSI’DE NEDEN ISRARLI OLDUĞUNU HERKES BILIYOR. ANCAK, GÖRÜLMESI GEREKEN MURSI DÖNEMININ ARTIK KAPANMIŞ OLMASIDIR. AMERIKA’NIN, BATI’NIN, SUUDI ARABISTAN VE KATAR’IN KARŞISINDA OLDUĞU BU YÖNETIMIN YENIDEN IŞ BAŞINA GELMESI BUGÜNKÜ KOŞULLARDA MÜMKÜN OLABILIR MI? GÜL GIBI, ERDOĞAN’IN DA BU KONUDA GERÇEKÇI OLMASI, OLAYLARI IYI OKUYABILMESI GEREKMEKTEDIR.

Askeri darbenin karşısında olmak, müttefiklerle, tüm dünya milletleri ile ayrı düşmek anlamına da gelmemelidir. Burada, Başbakan Erdoğan şiddetle Amerika, Batı, Suudi Arabistan, Katar gibi ülkelerle de ters düşüyor. Belki şu anda bu ters düşmenin sıkıntıları görülmeyebilir ama gelecekte önümüze uygulanan bu politikaların faturasını koyarlar.

OKURLARIMIZA ŞU KONUYU YENIDEN ANIMSATALIM: BIZ, HIÇBIR ZAMAN GÜL’Ü DE SAVUNMADIK. POLITIKALARININ DA ARKASINDA OLMADIK. SADECE KONUMUZU ILGILENDIRDIĞI IÇIN GEZI EYLEMLERINDEKI VE MISIR’DAKI DARBEDE GÜL’ÜN BAŞBAKAN ERDOĞAN’DAN DAHA AKILCI DAVRANIŞ IÇINDE OLDUĞUNUN KIYASLAMASINDA BULUNDUK.