Bu hafta sizlere kendi güzel ülkemden bahsedeyim istedim. Hatırlarsanız kısa bir süre önce Mardin gezisi yapmıştım ve yazmıştım. Mardin'e gidipte Midyat’a uğramadan olmaz diye düşünüp bir günümü Midyat'a ayırdım.

Sabah Mardin otogarından küçük minibüs türünde bir araçla yola çıktık. Ben sol direksiyon araba kullanamadığım için toplu taşımaya muhtacım ve kabul etmem gerek ki çokta eğlenceli oluyor. Minibüsü beklerken Ankaralı iki vergi müdürü genç kadın ve Moğolistan’dan hiç üşenmeden kalkıp gelen orta yaşlı bir turist vardı. Moğolistan nerde desen Çin taraflarında derim ama haritada yerini bile zor bulurum. Kadına gercekten bravo dedim.

Mardin Midyat arası 66 km, yaklaşık 1 saat 13 dk. Mardin’e kadar gelipte Midyat’a uğramamak hakaret olurdu. ilk durağım Hercainin çekimi yapılan konağa gitmek oldu. Kalabalığı takip edin oradasınız zaten haritaya adrese falan gerek yok. İçeri giriş ücretli 5 TL sanırım yanlış hatırlamıyorsam. İçinde açık ve kapalı kafeteryaları var. İç kısımda oturmak isteseniz camdan Hercainin çekimlerinide seyredebilirsiniz. Yada en tepeye çıkın kuş bakışı avluda yapılan çekimleri izleyebilirsiniz. Kalabalıktan yer bulabilirseniz tabii. İyi şanslar. Ara sıra aşağıdan sessizlik diye uyarılar gelse de çok takan yok. Hercai annemin sevdiği diziyle aynı saatte olduğundan sadece bir sefer seyretmiştim en azından bir fikrim olduğu için kendi çapımda mutlu oldum. Geçen senelerde de Sıla dizisi aynı konakta çekilmiş. Kalabalıktan sıkıldığım için Konakta fazla kalmadım. Konağın en tepesinden manzara şahane, Midyat ayaklar altında, fotoğraf çekmeye düşkünseniz mutlaka uğramalısınız. Hercai bahane manzara şahane.

Midyat’ta görülmesi gereken yerlerin başında dünyada ayakta kalan en eski Süryani Ortodoks Manastırı, Mor Gabriel geliyormuş. Benim fazla vaktim olmadığı için detaylı gezemedim. Bu bahane ile tekrar gitmek kısmet olur umarım.

Sarı kalmer taşlı binaların çevrelediği dar sokaklarda kaybolmak ilginçti. Turist gezdirip harçlık kazanmak isteyen bir çok çocuk peşimi bırakmak istemediler ısrarcı ama gayet kibarlardı. Midyat’ta Mardin’den daha fazla sayıda Süryani varmış. Çarşının içinde Süryanilerin işlediği şarap mağazalarında şarap deneyebilir ve satın alabilirsiniz. Ben birkaç tane denedim ama Istanbul'a kadar taşımak zor geldi açıkçası birde şarabın ana vatanı Italya’ da yaşayınca şarap konusunda biraz şımartıldım.

Midyat’ın teras kafelerini çok sevdim. Kendilerine özgü aroma tadında bir çok kahve çeşidi var. Nerde yemek yedim onuda söyleyeyim. Midyat Geluske Hanı Mahalli Restoranda. Bir çok kişi orayı tavsiye etti ve gerçektende memnun kaldım.

Midyat ta bir cok dizi film çekildiğinden bahsettim ya aslında yazımı şöyle özetleyebilirim. Midyat kendisi açık hava film seti gibi. Çok doğal, çok çekici, çok değişik, çok büyülü. Hayat durmuş akmıyor Mardin’e geriye dönerken ne iyi yaptımda geldim dedim.

Bu topraklarda doğup, büyüyüp Mardin’i ve Midyat’ı görmemiş olmakda bizim büyük ayıbımız. En kısa zamanda geri dönüp rehberli turla gezmek istiyorum. Tarih kokan şehirde kim bilir ne efsaneler yaşandı.

Haftaya Görüşmek Üzere