AK Parti ve MHP milletvekillerinin imzasını taşıyan, sosyal medyaya ilişkin düzenlemeleri içeren kanun teklifi Meclis Başkanlığına sunuldu.AK Parti Grup Başkanvekili Özlem Zengin, AK Parti ve MHP milletvekillerinin imzasını taşıyan, sosyal medyaya ilişkin düzenlemeleri içeren kanun teklifinin detaylarını, Meclis'te gazetecilerle paylaştı.Zengin, sosyal ağ sağlayıcısı, bu yaptırımın gereği olan temsilciyi belirlerse para cezasının dörtte bir oranında tahsil edileceğini, reklam yasağının da ortadan kalkmış olacağını söyledi.

Kullanıcıların, kişilik haklarının ihlal edilmesi halinde temsilciye yazılı olarak başvuruda bulunacağını dile getiren Zengin, 48 saat içerisinde bir cevap gelmezse sosyal ağ sağlayıcısına 5 milyon lira tutarında ceza verileceğini bildirdi.

Sosyal ağ sağlayıcısının, 6 aylık periyotlarla istatistikleri yayınlamaması halinde 10 milyon lira tutarında bir idari ceza yaptırımın ortaya konacağını dile getiren Zengin, "Hukuka aykırılığı hakim veya mahkeme kararıyla tespit edilen sosyal ağ sağlayıcısında, ortaya çıkmış olan bir hak ihlalinin bildiriminden sonra 24 saat içerisinde içerik kaldırılmazsa, buradan doğan zararı kendisinin tazmin etmesi istenecek. O kişiye tazminatla alakalı bir dava açılmamış bile olsa ortaya çıkacak olan zararın tazmini, sosyal ağ sağlayıcısından istenebilecek. Buradaki hedefimiz, mahkeme kararlarının uygulanabilir hale getirilmesini sağlamak." diye konuştu.

Zengin, 5651 sayılı kanunda verilebilecek tek bir karar türünün, erişimin engellenmesi olduğuna dikkati çekerek, "Erişimin engellenmesi verildiğinde, tamamına dair bir yaptırım ortaya çıkıyor. Bu sebeple bundan sonra verilebilecek kararlarda erişimin engellenmesi veya içeriğin çıkarılması kararı verilebilecek." bilgisini paylaştı.

İlgilinin, kişilik haklarını ihlal eden bazı internet siteleriyle isminin ilişkilendirilmesinin engellenmesini talep edebileceğini dile getiren Zengin, yurt dışında bulunan muhataplarla alakalı olarak elektronik tebligatın mümkün olacağını söyledi.

Bu çalışmayla ilgili Komisyon üyeleri ve diğer siyasi partilerle temasları olacağını açıklayan Zengin, "Çok yoğun bir çalışma gerçekleştirdik. Cumhurbaşkanlığındaki arkadaşlarımız ile birlikte değerlendirdik. Buradaki birinci önceliğimiz, sosyal ağların hukuki bir zemin içerisinde varlığına devam etmesi. Hukuk olmadan özgürlüklerin var olması mümkün değil. Birinci önceliğimiz, sosyal ağ sağlayıcılarla alakalı olarak idari, mali ve hukuki anlamda bir muhataplık teşkil etmektir. Bu, bağımsız her ülkenin hakkıdır." değerlendirmesinde bulundu.

Türkiye'nin kendi egemenlik hakkından doğan en tabi şeyi hayata geçirdiğini, hukuki bir düzenleme yapacağını belirten Zengin, Komisyon safhasında müzakereler ve ilaveler olabileceğini söyledi.

- "Bu hafta Komisyon'a göndereceğiz"

TBMM'de "Dijital Mecralar Komisyonu" adı altında yeni bir komisyon kurulmasının bu teklifle alakasının sorulması üzerine Zengin, "Dilekçe Hakkı Komisyonu gibi düşünebilirsiniz. Bu konuya dair hak ihlalleri ile ilgili başvuruların takip edildiği bir komisyon olacak. Belki de bu kanunla Komisyonumuz, işleyişle alakalı süreci gözlemleyecek. Meclis, bu anlamda bir gözlemlemeye, şahitliğe ve gerekli uyarılara belki bir imkan verecek. Gerekirse başka düzenlemeler için bize fırsat verecek." ifadelerini kullandı.

"Unutulma hakkının" siyasetçiler için de geçerli olup olmayacağına yönelik bir soruya Zengin, "Siyasetçiler için biraz daha iş zorlaşıyor. Artık tarihin malı olmuşsanız, yaşadığınız şeyler siyasi tarihin bir parçası haline gelmişse bunu ayırmak lazım. Burada kastedilen, asıl hakkı korunan sade bireysel vatandaşlarımız için geçerli." cevabını verdi.

MHP'nin benzer bir yasa teklifinin olduğunun hatırlatılması ve Komisyon ya da Genel Kurul aşamasında birleştirme gibi bir durumun olup olmayacağına ilişkin bir soru üzerine Zengin, "Biz zaten birlikte çalıştık. Bu teklifimiz inşallah geçerli olacak. Beraber çalıştığımız bir kanun teklifi. Birlikte veriyoruz teklifi zaten. Ortak imza ile veriyoruz." dedi.

Kanun teklifinin görüşülme takvimine ilişkin Zengin, "Ümidimiz, bu hafta Komisyon'a göndereceğiz. Önümüzdeki hafta yasalaşmasını bekliyoruz." bilgisini paylaştı.

Kanun teklifinin adının "İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi Ve Bu yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi" olduğunu açıklayan Zengin, teklifin 9 maddeden oluştuğunu belki bir ilave olabileceğini söyledi.

- "Tazmin konusunda sorumlu olacak"

Sosyal medyada, yurt dışı kaynaklı hesaplardan yapılan hakaretlerin hatırlatılması üzerine Zengin, "Muhakkak ki temaslar olacak. Eğer yurt dışı hesaplardan yapılan bir şey varsa bu manada tebligatlar yapılacak. Tebligat için bir adres olacak. Biz, temsilcilikleri bunun için istiyoruz. Eğer bu içerikler kaldırılmazsa o zaman zaten eşit bir sorumluluk ortaya çıkıyor. Bu sosyal ağ sağlayıcısı tıpkı bu suçu işleyen gibi sorumlu olacağı için, bir tarafıyla da sosyal ağ sağlayıcısının sorumluluğu haline geliyor. Normal şartlar altında herhangi bir itiraz olmadığı takdirde sosyal ağ sağlayıcısı içeriklerden sorumlu değil. Fakat böyle bir itiraz geldiğinde, ister mahkeme kararıyla olsun ister muhatabın kişilik haklarına veya özel hayatın gizliliğine dair bir rahatsızlığı halinde başvurması durumunda, 48 saat içinde bir cevap verecek, sonra 24 saat içinde bunu kaldıracak. Eğer kaldırmıyorsa da kendisi de bu manada tazmin konusunda sorumlu olacak." ifadelerini kullandı.

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin "Sosyal medya terörü bir güvenlik sorununa dönüştü." açıklamasının hatırlatılması ve "Siz de bu şekilde tariflendirebiliyor musunuz?" sorusu üzerine Zengin, şöyle konuştu:

"Tabii ki. Sadece Türkiye için değil dünya için de bu böyle. Bunun iki boyutu var. Bu mecralarda sanki suç işlemek bir özgürlükmüş gibi addediliyor. Ülkenizin güvenliğine ilişkin olarak, yapılan hakaretlerle ülkenizin devlet başkanına, sade vatandaşınıza ama en önemlisi de veri güvenliği ile alakalı bir sorun var. Veri güvenliğinde de Türkiye'den pek çok veri toparlanıyor. İnsanlar, kendileri isteyerek, iradi olarak veriyorlar. Ama neticesinde bu ortaya çıkan verilerden de hem güvenlik açısından hem de çok ciddi bir kar elde ediyor bu sosyal ağ sağlayıcıları. Hal böyle olunca bu manada bir düzenleme yapmamak mümkün değil, bir zaruret haline geliyor. Sayın Bahçeli'nin altını çizdiği şeyin bu olduğu kanaatindeyim. Bu kanunla beraber inşallah bu konuda önemli bir adım atacağız. Bu kadar dinamik olan bir süreçte, ihtiyaç halinde başka kanuni düzenlemelerimiz de olacak. 2007'de yaptığımız düzenlemenin bugün yetmediğini görüyoruz."

- "Başvuruyla doğru orantılı sayıda insan çalıştırması gerekecek"

Günlük olarak şikayet başvurularının 2-3 bin olması durumunda temsilciğin buna nasıl yetişeceğinin sorulması üzerine Zengin, "Bizim mahkemelerimiz, binlerce başvuru var, bunlarla baş ediyorlar. O zaman başvuruyla doğru orantılı sayıda insan çalıştırması gerekecek. Kastettiğimiz, bu kadar konuyla ilgili tek bir kişiden tabii ki hayatın olağan akışı içinde bahsedilemez. Bahsettiğimiz şey temsilcilik, yetkili isim anlamında bundan bahsediyoruz." yanıtını verdi.

Sahte hesaplarla ilgili olarak Zengin, "Burada en önemli sorumluluk sosyal ağ sağlayıcısının bizatihi kendisine düşüyor. Bu yaptırımlar devreye girdiğinde kendiliğinden süreç, onları bu hesaplara doğru yönlendirecek." dedi.

"Getirilen düzenleme, sosyal medya terörünü durdurmaya yeterli olacak mı?" sorusunu Zengin, şöyle yanıtladı:

"Biz bir adım atıyoruz. Bunu atarken de biz dengeli bir şey yaptığımızı düşünüyoruz. Olayın hacmiyle doğru orantılı bir adım attık. Eğer olanlar, ortaya çıkan tablo bizim düşündüğümüz şekilde bir sonuç almaya az gelirse o zaman daha fazla üzerine yoğunlaşırız. Ama şu anki öngörümüz, bu yaptığımız çalışmaların en azından bir muhataplık oluşturmak, kovuşturma ve soruşturma sürecinde bir sonuç almayı sağlamak. Buradaki en temel sorun; mevcut hukuk sistematiği, hukuk anlayışı, bütün dünyada sadece Türkiye'de değil, sonuç almayı zorlaştırıyor ve sonuç alsanız da hukuken iyileşmeye imkan vermiyor. Bizim amacımız, mahkemeye de gitmeksizin insanların rahatsız oldukları bu içeriklerden, bu paylaşımların ortadan kaldırılarak bütün yükü de yargıya bindirmeden, bu sosyal ağ sağlayıcılara yaptıkları işle doğru orantılı olarak bir sorumluluk vermek istiyoruz. Mali anlamda bu kadar karlı oldukları bir süreç içerisindeler ama hiçbir sorumluluk almıyorlar. Bunu da kabul etmek mümkün değil."

Sosyal medya teklifinin "ifade özgürlüğünü kısıtlayacağına" ilişkin eleştiriler konusunda değerlendirmesi sorulan Zengin, "Bizim en büyük hassasiyetimiz, özgürlüklerle bu yaptırımlar arasında bir denge kurabilmek. Bugün Türkiye'de pek çok kanun düzenlemesi var. Hukuk Fakültesinde öğrendiğimiz şey; hukuk dediğimiz şey, aslında, her şey yolunda giderken ihtiyacınız olmayan bir şeydir. Hava gibidir. Havayı alırsınız, her şey yolundaysa farketmezsiniz nefes aldığınızın ama başınıza bir şey geldiğinde hukuk sizi koruyan bir şeydir. Eğer hukuk azsa, nefes alamazsınız." diye konuştu.

Bu sosyal medya düzeni içerisinde insanların zaman zaman nefes alamadığını belirten Zengin, "Muhatap bulamıyorlar. Biz, hukuken sorun yaşayan insanların gidebileceği bir sistematik kurmaya çalışıyoruz. Eğer her şey yolunda gidiyorsa insanlar kendini suç işlemeden, hakaret etmeden, kişilik haklarına zarar vermeden, terör örgütlerine destek vermeden istedikleri her şeyi söyleyebilirler, yazabilirler, görüntülerini paylaşabilirler. İş, suça, hakarete evrildiğinde, bireysel haklara, özgürlüklere, sınırlara dokunduğunda işte o zaman bizim ihtiyacımız olan bir mevzuat yapmaya gayret ettik. Böyle bakıldığında özgürlüklerle, hakların, hukukun, bireysel hukukun korunması adına bir denge kurduğumuzu düşünüyorum. Zor bir terazi, zor bir denge. Biz, bunu hassasiyetle tartmaya gayret ettik. Ümit ediyoruz netice de böyle olacaktır." ifadelerini kullandı.

(Bitti)