1962’de siyah caz piyanisti Don Shirley, ABD’nin güney eyaletlerini kapsayan bir turneye çıktı. Şoförü ve koruması Tony Lip adlı bir beyazdı. Manhattan’tan yola çıkan ikili, ülkedeki ırklar arası gerilimin en üst düzeyde olduğu bir dönemde, ABD’nin en ırkçı bölgelerinde güvenli seyahat için, küçük, yeşil bir kitaba güvenmek zorundaydı. 1936’de 10 sayfalık bir broşür halinde başlayan “The Negro Motorist Green Book – Zenci Sürücünün Yeşil Rehberi”, siyah gezginlere hizmet veren restoran, bar ve mola yerlerini listeliyordu.
Shirley ve Lip’in hikayesi, “Green Book – Yeşil Rehber” adlı komedi-dramada yeniden anlatıldı ve En İyi Film Oscarını kazandı. Piyanisti En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu Oscarı’nın sahibi Mahershala Ali, şoförünü ise Viggo Mortensen canlandırdı. Ancak eğlenceli film, siyahların neden kendi ülkelerinde güvenle seyahat etmek için bir rehbere ihtiyaç duydukları gibi, rahatsız edici bir soruyu da gündeme getirdi. Filmin geçtiği yıllarda ırk ayrımını öngören Jim Crow yasaları uyarınca, ABD’nin güney eyaletlerinde hâlâ resmen uygulanıyordu. Jim Crow, ABD’nin güneyindeki pamuk tarlalarında çalışan işçilerin söylediği bir şarkıdaki bir karakterdi.
“YANLIŞ BARA GİRERLERSE ÖLEBİLİRLER”
Amerikan İç Savaşı’nın ardından, güney eyaletlerinde kölelik 1860’li yıllarda yakalansa da, siyah ve beyazları ayıran ve uygulamada siyahları toplumun kenarına iten “ayrı ama eşit” kuralı, yerel ve eyalet düzeyindeki yasalarda yürürlükteydi. Irk ayrımı döneminde seyahat etmek, her siyah sürücü için zorluklarla doluydu. Siyah yayıncı Alvin Hall, en iyi ihtimalle beyazların sahip olduğu işletmelerin siyah sürücülerin araçlarını tamir etmeyi reddetmesi ya da otel odası vermemesi nedeniyle, rahatsızlık yaşandığını söylüyor.
Geçen yıl BBC Radyosu’nda yapılan Yeşil Rehber belgeselinde konuşan Hall, en kötü ihtimalle de “yanlış kasabada, yanlış bir bara girerlerse” siyah sürücülerin yaşamlarının tehlike altına girebileceğini vurguluyor. İşte bu nedenle, 1936’de Victor Hugo Green adlı bir postacı, postacı arkadaşlarından siyah ailelerin kaygı duymadan hizmet alabileceği yerler halkında bilgi istemeyi düşündü. Yeşil Rehber’de, oteller, restoranlar, barlar ve mola yerleri listeleniyordu. Victor Green’e göre liste “Zenci gezginlerin, zorluklar ve rahatsızlıklar yaşamasını önleyecek bilgiler ” veriyordu.
Tarihçi Gretchen Sulluvan Sorin’e göre, kitap hızla “1950’ler ve 1960’lı yılların başlarında otoyollarda gezen her zencinin kutsal kitabı” oldu. Alvin Hall, ırk ayrımcılığı dönemindeki Amerika’da seyahat eden siyah Amerikalıların “açık düşmanlık ve fiziksel tehlikeyle” karşı karşıya olduğunu söylüyor ve “Yeşil Rehber, düşmanca ve hoşgörüsüz bir dünyadaki sığınakların ve hoşgörünün kataloğu oldu” diyor.
GREEN ÖLDÜKTEN SONRA DA DEVAM ETTİ
Smithsonian dergisine göre Yeşil Rehber, her yıl Nisan ve Mayıs aylarında basılıyordu. Her baskısı 15 bin dolayında satıyordu. Victor H Green, 1948 baskısını umut dolu bir önsözle basmış ve “Yakın gelecekte bu rehberin basılmasının gerekmediği bir gün gelecek. İşte o gün ırkımız, ABD’de eşit fırsatlar ve ayrıcalıklara sahip olacak” demişti. Green 1962’de öldü ve Yeşil Kitap 1967’ye dek, ABD Vatandaşlık Hakları Yasasını geçirdikten üç yıl sonrasına kadar basıldı.
Alvin Hall, kitap elinde memleketi Tallahassee, Florida’dan, Alabama, Mississippi, Tennessee ve Missouri’ye gitti. Hall, çok sayıda Afro-Amerikalı’nın hala seyahat ederken güvende olmadıklarını düşündüğünü söylüyor. Devam eden ırklar arası gerilimden “Siyahların Hayatı Önemlidir” (Black Lives Matter) hareketi doğdu. Alvin Hall “Siyahların yoldayken hala ihtiyatlı olması önemli. Yeşil Kitap’ın basımı 1967’de dursa da, Victor Green’in kitaba koyduğu tavsiyeler bugün için hala geçerli” diyor.