AVRUPA AJANSI (AVA) - Sabah Gazetesi tarafından 15 Temmuz'un ardından Türkiye gündeminin dünyaya doğru anlatılması amacıyla kurulan ve Başbakanlık Basın Yayın Enformasyon Genel Müdürlüğü (BYEGM) tarafından desteklenen ‘Sabah Yazarlar Kulübü’ Londra Yunus Emre Kültür Merkezi’nde düzenlenen panelde, Türkiye ile İngiltere ilişkilerini masaya yatırıldı.


Moderatörlüğünü A Haber Ekonomi Müdürü Özlem Doğaner’in yaptığı panele, Cumhurbaşkanı Baş Danışmanı VE Basın Yayın Enformasyon Genel Müdürü (BYEGM) Mehmet Akarca, Sabah yazarı Hilal Kaplan, İstanbul Ticaret Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi ve SETA Strateji Araştırmaları Direktörü Doç. Dr. Hasan Basri Yalçın ile SETA Toplum ve Medya Araştırmaları Direktörü İsmail Çağlar konuşmacı olarak katıldı.

‘‘Darbe girişiminin Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından püskürtüldü’’

Panelin açılış konuşmasını yapan BYEGM Başkanı Akarca, Türkiye’nin çok güzel ve çok hareketli bir coğrafyada yer aldığını belirterek ‘‘Çevremiz savaş ve kanla dolu. Ülkemiz ayağa kalkmasın diye çok farklı olaylar ile karşı kaşıyayız’’ dedi. 



1960 yılından bu yana her 10 yılda bir darbe olduğunu vurgulayan Akarca, ‘‘1960’daki darbede Başbakan, Meclis Başkanı ve Dışişleri Bakanı’nın idam edildi. 1971-1973 ve 1980’de darbeler ve 28 Şubat sürecini yaşandı. 15 Temmuz 2016’da James Bond filmlerini aratmayacak şekilde FETÖ’cüler darbe girişiminde bulundu. Bu darbe girişiminin Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından püskürtüldü’’ diye konuştu.

‘‘Türkiye'ye ilk desteği veren İngiltere oldu’’

Konuşmasında Türkiye ile İngiltere'nin benzerlikleri üzerinde duran Sabah yazarı Hilal Kaplan, imparatorluk geçmişi bulunan her iki ülkenin ticari ilişkileri ile terörle mücadeledeki iş birliğine dikkat çekti. 

FETÖ darbe girişimi sonrasında Türkiye'ye ilk desteği veren Batı ülkesinin İngiltere olduğuna işaret eden Kaplan, girişimin ardından İngiltere'nin Avrupa'dan Sorumlu Devlet Bakanı Alan Duncan'ın ve bir süre sonra da Başbakan Theresa May'in Türkiye'yi ziyaret ettiğini hatırlattı.

İngiltere ve Türkiye, terörle mücadele gibi bir çok konuda birlikte hareket ettiğini vurgulayan Kaplan, Türkiye’nin AB üyeliği sürecini değerlendirdi. Türkiye’nin söz verdiği herşeyi yerine getirmesine rağmen Avrupa kapısında en uzun bekleyen ülke olduğuna dikkati çeken Kaplan, Türkiye’nin AB konusundaki umutlarının tükendiğini ve AB’nin verdiği hiçbir sözü yerine getirmediğini ifade etti. 

‘’Türk halkı ABD’ye iyi duygular beslemiyor’’

Suriye konusunda 6 milyar Dolar sözü veren AB’nin, sadece 1,85’lik ödemeyi gerçekleştirdiğini, Türkiye’nin ise bugüne kadar Suriyeli mülteciler için 30 milyar Dolar harcadığını anlatan Kaplan, AB’ye kıyasla İngiltere’nin Türkiye’ye daha hassas ve yakın davrandığını, 15 Temmuz darbe girişiminde terör örgütü lideri Fethullah Gülen’in parmağı olduğunu kabul eden ilk ülke olduğunu söyledi.

Türk halkının YPG’ye yaptığı silah yardımları nedeniyle Türk halkının Amerika’ya karşı iyi duygular beslemediğini vurgulayan Kaplan, Türk halkının Avrupa ülkelerinin kendileri hakkında ne düşündüğünü pekte umursamadığı belitti.

‘‘İngiliz basınının iyi sınav vermedi’’

İstanbul Medeniyet Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Bölümü'nde öğretim üyesi İsmail Çağlar ise 15 Temmuz darbe girişiminin İngiliz basınına yansılamalarını ele aldı.



15 Temmuz FETÖ darbe girişimi sırasında ve sonrasında İngiliz gazetelerinin darbe girişiminin "İslamcılara karşı" olduğunu yazarak, girişime meşruiyet sağlamaya çalıştığını anlatan Çağlar, gazetelerin darbecileri de "seküler" diye nitelendirmesini eleştirdi.

Türkiye'nin DEAŞ ve PKK terör örgütlerinin saldırılarının hedefi olduğu dönemde de İngiliz basınının iyi sınav vermediğini kaydeden Çağlar, Türkiye'de yaşanan 5 DEAŞ saldırısına karşın İngiliz gazetelerinde Türkiye'nin DEAŞ'ı desteklediği iddialarının yer aldığını; PKK saldırılarının yaşandığı dönemde de aynı gazetelerin bu kez Türkiye'nin "kendi halkını öldürdüğünü" yazmaya başladığını ifade etti.

‘‘Türkiye Batılı müttefikler tarafından yalnız bırakıldı’’

SETA Strateji Araştırmaları Direktörü ve İstanbul Ticaret Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü öğretim üyesi Doç. Dr. Hasan Basri Yalçın da, Türkiye'nin Arap Baharı döneminde halk hareketlerine verdiği destekte Batılı müttefikleri tarafından yalnız bırakıldığını söyledi.
Türkiye'nin terk edildiği yalnızlık içinde bağımsız bir aktör haline geldiğini anlatan Yalçın, "Yalnız olmak zordur ama bu sizi bağımsız ve özerk yapar." ifadesini kullandı.

Türkiye'nin AB üyeliği perspektifiyle ilgili bir soruya ise Yalçın, ABD'nin hegemon güç olarak dünya sahnesinden kendisini geri çekmesinin sonuçları üzerinde durarak yanıt verdi.

Hegemon gücün eksikliğinde ülkeler arasında iş birliğinin yerini rekabetin aldığına dikkati çeken Yalçın, bu rekabetin AB üyesi ülkelerin kendi aralarında da görüldüğünü kaydetti.