Avrupa'da 18'inci yüzyılın sonlarında ortaya çıkan bir moda akımı, uluslararası bir skandala neden olmuş, hatta aristokrat sınıf, kamusal alanda çıplak dolaşmakla dahi suçlanmıştı.  Skandala neden olan, dönemin en değerli kumaşı olarak bilinen tarihi Dakka musliniydi. Bangladeş'in başkenti olan Dakka'dan ithal edilen bu şeffaf kumaş, 16 adımda ve büyük bir incelikle, yalnızca kutsal Meghna Nehri kıyılarında bulunabilen bir pamuk bitkisinden üretiliyordu. Antik Yunan tanrıçalarının heykellerinde de kullanılan kumaşın dünya çapında alıcısı çoktu. Dünyanın dört bir yanındaki imparatorlar kadar, bölgede hüküm sürmüş Babür İmparatorluğu'nun soylu ailelerinin de nesiller boyu kendilerine layık göreceği kadar değerliydi.

200 yıl kadar önce dünyanın en değerli kumaşı olarak bilinen Dakka muslini, nasıl ortadan kayboldu? Bu kumaşı hayata döndürmek mümkün mü?

Kumaşın bazı türleri, "rüzgar kadar" hafif ve yumuşak diye niteleniyordu. 

Altın çağını Babür İmparatorluğu Dönemi'nde yaşayan kumaş 18. yüzyıl Avrupası'nı etkilemiş, bu dönemde Osmanlı'nın yanında İran, Irak ve Orta Doğu'daki pek çok ülke ile muslin ticareti de hız kazanmıştı.

Geleneksel Hint kıyafetleri olan sariler ve jamaların yapımında kullanıldığı gibi, İngiliz aristokrasisinin de gözdesiydi.

Aristokrat kadınların kapılardan zor sığan geniş etekli kıyafetlerinin modası geçmiş, iç çamaşırlarını andıran tarza sahip, tepeden tırnağa dümdüz inen uzun ve ince muslin kumaştan elbiseler moda olmuştu. 19. yüzyılda mizah gazeteleri, muslin elbiselerin tehlikeleriyle alay ediyordu.İç gösterecek kadar şeffaf olması nedeniyle kumaş, 19. yüzyıl İngiltere'sinin hiciv örneklerine de konu olmuştu. Örneğin, kadınların kalçaları, göğüs uçları, hatta kasıklarındaki tüylerinin dahi parlak muslin elbiselerinin altından rahatlıkla görüldüğü resmedilmişti.

Çağın en pahalı kumaşı Dakka muslini her şeye rağmen çok ünlüydü- en azından parası yetenler için. 

Hayranları arasında Fransa Kraliçesi Marie Antoinette de vardı, ünlü İngiliz yazar Jane Austen da. 

Aydınlanma Çağı Avrupası'nda fırtınalar estirmesi ile ortadan kaybolması ise bir oldu. Dakka muslini, 20'nci yüzyılın başlarında kayıplara karışmıştı bile.Günümüzde hayatta kalan birkaç örneği ise yalnızca müzelerde ve özel koleksiyonlarda güvenli bir şekilde muhafaza ediliyor. Üretiminde kullanılan pamuk bitkisinin nesli tükendiği gibi, oldukça karmaşık olan üretim tekniği de unutulmuş durumda.

Peki Dakka muslini nasıl yok oldu? Geri getirmek mümkün mü?

Bu eşsiz kumaş, dünyanın en büyük deltası Ganj'da uzanan Meghna Nehri kıyılarında yetişen bitkilerden üretiliyor. Bulunduğu topraklarda "Phuti karpas" olarak da bilinen (Latince adı Gossypium Arboreum Var. Neglecta) bu bitkiler yetiştikleri zaman yılda yalnızca iki kez, tek bir çiçek veriyor. Günümüzde dünyada üretilen pamuğun yaklaşık yüzde 90'ını oluşturan ve Orta Amerika'da görülen türevi Gossypium hirsutum'dan farklı olarak, bu bitkiden üretilen iplikler kısaydı ve kolayca yıpranıyordu.Lifler büküldüklerinde daha kolay kırıldığı için endüstriyel makinelerle ucuz pamuktan kumaş üretimi yapmayı zorlaştırıyordu.Dakka yakınlarındaki bir köyün sakinleri, bu serseri ipliklerle başa çıkmak için yıllar içinde 16 adımdan oluşan bir teknik geliştirdi. 

Ustalık gerektiren bu teknik genç, yaşlı, kadın, erkek, ortak çabanın bir ürünüydü. 

Bu bodur ipliklerin eğrilmesi için bir grup genç kadın nemin en fazla olduğu sabahın erken saatleri ve öğlenleri, kayıklara binip çalışıyordu. Son aşama olan dokuma ise, aylar sürüyordu.Geometrik çiçek tasvirleri doğrudan kumaşa işleniyordu. Sonuç, binlerce ipeksi yapıda iplikten oluşan, özenle ve ayrıntıyla işlenmiş bir sanat eseriydi. Batı'da Dakka kumaşının gerçekten insan eliyle üretildiğine inanmayanlar dahi vardı. Hafifliği ve yumuşaklığı nedeniyle Muslinleri periler hatta hayaletlerin dokuduğu söylentileri dolaşıyordu.( Zaria Gorvett -BBC Future-BBC Türkçe)