The Four Italian Tenors ile Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası (CSO), "Yeni Yıl Konseri"nde aynı sahneyi paylaştı.Zorlu Holding'in desteği ve ev sahipliğinde Zorlu PSM'de gerçekleşen konserde, Genel Müzik Direktörü Prof. Rengim Gökmen yönetiminde sahne alan orkestra ile İtalyan dörtlü, unutulmaz klasikleri yorumladı.Gökmen, konserde yaptığı açıklamada, yıllar sonra ilk defa CSO'nun yeni yılın ilk konserini Ankara dışında verdiğine dikkati çekti.

CSO'nun köklerinin İstanbul'da olduğuna vurgu yapan Gökmen, şöyle devam etti:

"CSO, 200 yıla yaklaşan geçmişiyle, dünyanın en eski sanat yapılarından birisi. 1924'te Atatürk'ün emriyle Ankara'ya taşındıktan sonra ​Riyaseti Cumhur Filarmoni Orkestrası​, daha sonra ise CSO olarak hep halka açık konserler verdi. O zamana kadar bir saray orkestrası, müzik grubu, bandosu, fasıl heyeti ve orkestrası olarak görev yapıyordu. 1912'lerde yurt dışı, 1926'dan sonra ise bütün Avrupa'yı dolaşan bu orkestra, doğduğu kent ve kökleri İstanbul olmasına karşın, daha çok Anadolu'yu dolaşmayı yeğledi. Çünkü İstanbul'un çok değerli, nitelikli, güzel orkestraları var. Onların daha da çoğalmasını, yaşamasını, gelişmesini diliyoruz. Ancak tabii Anadolu'da birçok kentimizin orkestrası yok. Bu bakımdan da son 10 yılda CSO ile neredeyse 36-37 ili dolaşarak, diğer orkestralar gibi konserler verdik."

"Devlet sanatçısı" unvanı da bulunan şef Rengim Gökmen, CSO'nun, Türkiye'nin orkestrası olduğunun altını çizerek, "CSO, ülkemize hem Türk hem yabancı bestecilerin sanat ve senfonik müziğin eserlerini her zaman en iyi şekilde sunabilmeyi, kendisinin en önemli hedefi olarak görmüştür." ifadelerini kullandı.

- "Köçekçe, kendi ruhuna yabancılaşmayan bir bestecimizin eseri"

Zorlu PSM'nin ev sahipliğinin gelecek dönemlerde de devam etmesi temennisinde bulunan Gökmen, ilk bölümde yorumlanan "Köçekçe" bestesine ilişkin de şunları söyledi:

"Çok yakından bildiğiniz ama hiçbir zaman dinlemekten bıkmadığınız bir eseri seçtik. Çünkü Atatürk müzik devriminin simgesi olmuş ve gerçekten Atatürk'ün gösterdiği yolda, kendi ruhuna yabancılaşmadan, bu topraklardan beslenerek, dallarını evrenselliğe uzatan ve en gelişmiş müzik tekniklerini kullanan bestecilerimizden birinin eseri."

Konserin ilk bölümde Gioachino Rossini'nin "Hırsız Saksağan Uvertürü", Giacomo Puccini'nin "Manon Lescaut Intermezzo" ve Ulvi Cemal Erkin'in "Köçekçe" eserlerini yorumlayan orkestraya, Francesco Cilea'nın L'Ariesiana Operası'ndan "II Lamento di Federico", Gaetano Donizetti'nin Aşk İksiri operasından "Una Furtiva Lagrima", Vencenzo Di Chiara'nın "La Spagnola", Lucio Dalla'nın "Caruso" adlı eserlerinde İtalyan tenorlar eşlik etti.

İkinci bölümde ise Alexander Borodin'in "Polovec Dansları", Mendoza y Cortes'in "Cielito Lindo", Gioachino Rossini'nin "La Danza" Ernesto De Curtis'in "Torna a Surriento", Pietro Mascagni'nin "Cavalleria Rusticana Intermezzo", Ruggero Leoncavallo'nun "Mattinata", Augustin Lara'nın "Granada", Luigi Denza'nın "Funiculi Funicula", Johann Strauss II'nin "Mavi Tuna" ve Giacomo Puccini'nin "Nessun Dorma" eserleri seslendirildi.

Alessandro D'Acrissa Cosenza, Federico Serra, Federico Parisi ile Giovanni Maria Palmia'dan oluşan "The Four Italian Tenors", prömiyerini Haziran 2019'da yaptıktan sonra sahnelediği "Viva Italia" adlı performanslarını 56 konserli bir turneyle ABD'de sanatseverlerle buluşturdu.

Yaklaşık 3 saat süren konsere, sanatseverler yoğun ilgi gösterdi.