Merhabalar,

Korona virüs ve sebep olduğu hastalık Kovid-19 maalesef tüm hızıyla tüm dünyada hızla devam ediyor. Hastalığa yakalananların sayısı gittikçe artıyor, bir çok can kaybediliyor. Sanki başa dönüyoruz gibi. Elimizden geldiğince tedbirler aldığımızı düşünüyorum ama keşke herkes birbirini daha çok düşünse ve ona göre davransa. 

Bu virüs ile ilgili baştan beri bir çok teoriler ortaya atılıyor. Üstelik onca olanlara rağmen hala böyle bir virüsün olduğuna inanmayanların sayısı da hiç az değil. Daha geçen gün Londranın göbeğinde protesto bile yapıldı. 

İnsanların bir an önce daha duyarlı olmasını ve bu virüsün bir an önce çekip gitmesini diliyorum. 

Bu değişik ve ilginç günlerde isterseniz kafamızı dağıtmak, birazcık hayat normalmiş gibi davranarak rengarenk ve kozmopolit Camden’a gitmeye ne dersiniz? Tabi ki bu kez maskelerimizle. 

CAMDEN TOWN

Camden Town, benim Londra'ya ilk geldiğimde ilk ziyaret ettiğim bölgeydi. Türkiye'den yeni gelmiş biri olarak epey değişik bir yerdi Camden, özellikle de ilk gün için. Değişik ve ilginç saç ve kıyafetleri ile punkçılar bir tarafta; siyah kıyafetleri, yüksek platformlu ayakkabıları ve koyu siyah makyajları ile "Goth"diye adlandırılan gençler diğer tarafta. Oldukça ilgi çekici ve değişikti tabi ki.



İkinci el kıyafetler satan dükkanlarda çok şaşırtmıştı beni. Türkiye de bit pazarı diye adlandırılıp, pek rağbet görmezken burada oldukça revaçtaydı. O dükkanların, o eski kıyafetlerin kokusu hala belleğimde. 

Bugün bile hala beni etkiler ve heyecanlandırır Camden. Kuşkusuz Londra'nın en renkli ve her türlü kültürün ve etnik kesimin içiçe olduğu bir bölge. 

CAMDEN LOCK MARKET

İlk olarak Camden Lock'un pazarını daha önce defalarca gezdiyseniz bile yine ilk kez geziyormuş gibi tekrar gezin. Zevkinize uygun, dünyanın dört bir tarafından değişik hediyelik ve giyecek eşya tezgahlarından bir şeyler mutlaka bulursunuz. 



Dünyanın dört tarafının değişik mutfaklarından yiyecek satılan minik dükkanlardan birinden yemeğinizi alıp hemen yemek tezgahlarının önünde bulunan yanyana duran piknik masalarında oturup yedikten sonra; gezinize devam edin.  

STABLES MARKET

Camden Stables pazarı yıllar önce Victoria döneminde "At Hastanesi" olarak kullanılıyordu. Yaralanan atlar buraya getirilip tedavi ediliyordu. O yüzden daha birkaç yıl öncesine kadar pazarın hemen hemen her yerinde bronzdan at figürleri vardı. Hala da var ama eskisi kadar çok değiller. 

CYBER DOG

“Cyber Dog" isimli mağaza inanılmaz. Kendinizi uzay filimlerinde gibi hissedeceğiniz ve rengarenk, fosforlu, parlayan, yanan sönen kıyafetler bulabileceğiniz bir mağaza. Çalışanların kıyafet, aksesuar ve makyajları da ortama oldukça uygun. Mağazanın bir kaç köşesinde dans eden çalışanlar ise kendinizi bir şovun içinde gibi hissettirecek. 

AMY WINEHOUSE 

Ve Amy Winehouse! Camden deyince akla ilk gelen isimlerden biridir Amy Winehouse. Camden da genç yaşta hayata veda eden Amy'i unutmamış ve anısına bronz heykeli Stables Pazarına konmuş. Ziyaretçiler zaman zaman Amy'nin saçlarına saç bandı ve bileklerine bileklik takmaktalar.

Amy Winehouse'u andıktan sonra, sahneye çıkıp o unutulmaz sesiyle şarkılar söylediği meşhur bar "The Monarch" ı da ziyaret etmeden Camden'dan ayrılmak olmaz. Amy Winehouse olmasa da canlı müzik eşliğinde birşeyler içtikten sonra Camden turunuzu bir dahaki sefere kadar tamamlamış olun. 

Güzel, mutlu ve sağlıklı bir hafta diliyorum. Haftaya görüşmek üzere, hoşçakalın.