Suriye ve Kobani’deki gelişmelerden sonra, Amerika’nın önderliğindeki “çekirdek koalisyon” içinde yer almamız ve aktif rol oynamamız için “Kırmızı çizgilerimiz”in var olduğu söylendi. Cumhurbaşkanı Erdoğan “ Suriye sınırları içinde tampon bölge, uçuşa yasak bölge ve eğit-donat isteklerimiz yerine gelmediği sürece koalisyon içinde yer almamız beklenmesin” demişti.

Biz de aynı görüşte olduğumuzu yazdığımız yazılarda vurguladık.

Türkiye’nin savaşın içine atılmak istenildiğini, bu konuda çok dikkatli hareket etmemiz gerektiğinin de altını çizmiştik.

Amerika, bölgede çıkarları neyi gerektiriyorsa onu yapıyor. Şu ana kadar bizim isteklerimizin hiç biri yerine gelmedi, getirilmek de istenilmiyor. Yapılan açıklamalarda da “Programımızda şu anda bu konular yer almıyor” deniliyor.

Özetle, delik-deşik olan sınırımızı kontrol altına almakta zorlanıyoruz. Giren, çıkan belli değil. 3 milyona yaklaşan sığınmacı ile baş başa kaldık. İncirlik Üssü’nün kullanıma açılması sağlandı. Ne diyorsak, ne istiyorsak yaptıramıyoruz.

Kobani’deki olayda Amerika ve koalisyon güçleri Kürt unsurları koruyor. IŞİD’ın imha edilmesi konusunda da kararlılıklarını sürdürüyor.

Bizimkiler, bir yandan IŞİD’a, diğer yandan PYD’ye yükleniyor. Ama, sonuçta söylediklerimizle kalıyoruz.

Cumhurbaşkanı Erdoğan “Bizim için PKK unsurları neyse, PYD unsurları da aynı” demiyor mu?

Diyor ama bunu Amerika’ya ya da koalisyon güçlerine anlatabiliyor mu?

Hayır. Çünkü Amerika yönetimi” Biz PYD ile istihbarat paylaşımı yapıyoruz “açıklamasını yaptı. Silah yardımı yaptıklarını açıklamaktan kaçınmadı.

Obama’nın bir telefon konuşmasında Erdoğan’a “Biz PYD güçlerine havadan silah yardımı yapacağız” dediğini de belirtelim. Hadi bakalım bunun karşısında “Hayır, PYD’de de PKK demektir, silah yardımı yapamazsınız” diyebiliyor muyuz?

Demek ki, doğrudan olmasa bile dolaylı olarak PKK ile yakınlaşma ve destek var. Bizim söylediklerimizi ciddiye alan, dikkate alan yok. Bu yapılanlar açıkça bunu gösteriyor.

Bu satırlar yazılırken, Amerika yönetimi açıklamada bulunuyordu. PYD güçlerine havadan çeşitli silah ve teçhizat yardımı yapıldığı açıklandı. Zaten, Obama’nın da bu konuyu telefonda Cumhurbaşkanı Erdoğan’a aktardığını yazmıştık.

PYD ise, PKK’dan destek alıyor. IŞİD’a karşı aynı cephede savaşıyor.

Amerika tarafından yapılan bu silah yardımlarının PKK’nın eline geçmesi mümkün mü? Kaldı ki, biz PYD’yi de PKK ile aynı kefeye koyduğumuza göre bizi dinleyen var mı?

Sınırdan geçip, PYD güçlerine katılmak ve IŞİD’a karşı savaşmak isteyen Kürtler buradaki silahları kullanmayacak mı? Ya da Irak’tan Suriye’ye geçen PKK ve bazı Kürt unsurlara burada silahları kim veriyor? Bu konuda kendimizi kandırmayalım ve daha gerçekçi olalım.

Şimdi sormak istiyoruz:

Nerede bizim “kırmızı çizgilerimiz?”

Kobani’deki olaylardan sonra ortaya koyduğumuz isteklerimiz ne oldu?

Olmazsa olmazlarımızı ciddiye alan oldu mu? Kaderimizle baş başa kaldık mı kalmadık mı? Amerika, istediklerini bize kabul ettiriyor mu ettirmiyor mu? Biz, olup bitenlere ve sonuca bakıyoruz.

Suriye krizinden en karlı çıkacak olanın Kürt gruplarının olduğunu daha önce söylemiş, yazmış ve nedenlerini de sıralamıştık. Bugün, gelişen olaylar Kürt unsurlarının bu krizden en karlı çıkacak gruplar olduğu da açık biçimde görülmektedir.

Çünkü Kürtleri Amerika destekliyor, Batı destekliyor, İsrail ve Arap ülkeleri destekliyor. Bu gerçekleri görmek ve politikalarımızı da buna göre ayarlamak durumundayız. Ancak, görebildiğimiz kadarı ile buna gücümüz yeterli gelmiyor.

Bizim en çok endişe ettiğimiz bir başka konu da şu; Suriye’deki kriz bittiğinde Kobani’deki durum normalleştiğinde biz ne durumda olacağız? Türkiye nasıl bir yola savrulacak? Ortadoğu’daki haritalar nasıl değişecek? PKK ile olan durum nasıl şekillenecek? Bizi bekleyen öylesine zor ve sıkıntılı durumlar var ki, bunları düşünmek bile istemiyoruz.

“Kırmızı çizgilerimizi” bile koruyamıyorsak, fazla söze gerek var mı?

Türkiye’nin cihatçı grupların merkezi durumuna gelebileceğini iddia edenler de var. IŞİD bir yandan, PKK diğer yandan bizim en önemli sorunlarımız olarak karşımızda duracaktır. Komşularımızla olan sorunlarımız, Amerika ve Batı ile olan ilişkilerimiz de bizim için sıkıntı olmaya devam edecek gibi görünüyor.