KIRMIZI-BEYAZ

Son üç yazımızda bu köşeden size emperyalizmi, zaman içinde nasıl şekil ve yöntem değiştirdiğini, güç merkezinde artık uluslararası dev şirketlerin sahiplerinin ve yöneticilerinin bulunduğu Kapital-Finans sistemi olduğunu, ABD’nin bu sistemin ele geçirdiği ve kontrol altında tuttuğu en önemli silahlardan biri olduğu olgusunu ve günümüzde emperyalizmin ne yapmaya çalıştığını basitleştirerek özetle anlatmaya çalıştık.

 

Böyle bir ihtiyacı hissettik çünkü ülkemiz ve ülkemizin içinde bulunduğu bölgemiz emperyalizmin dünyaya yeniden şekil verme adına 2001’de başlattığı 3.Küresel Savaş’ın 1.Numaralı Sıklet Merkezi içindedir. Bu nedenle yaşamsal olarak etkilenmektedir ve önümüzdeki zaman diliminde daha da fazla etkilenecektir.

Emperyalizmin çöktüğü, güç kaybettiği ve yenildiği doğru bir analiz değildir. Ama emperyalizmin zorluklar yaşadığı, bazı bölgelerde büyük dirençle karşılaştığı, zaman zaman planlarında tadilatlar yapıp ve bazı hedeflerin ele geçirilmesini zamansal olarak ötelediği doğrudur.

Bakın, Çin’e bağlı özerk bir yönetimi olan Hong Kong’da bu hafta başında demokrasi talebi ile gösteriler başladı ve Pekin karşıtı protestolara döndü. Bunun arkasında hiç şüpheniz olmasın Çin’i çökertmeye ve hassas fay hatları üzerinden kaşıyarak istikrarsızlaştırmaya çalışan emperyalizm var. 

Kuşatılmakta ve sıkıştırılmakta!

Çin, aynen Soğuk Savaş döneminde Sovyetler Birliğine yapıldığı gibi kuşatılıyor, kuşatmanın içindeki İslami unsurlar radikalleştirilerek kuşatma yeşile boyanıyor ve silahlanma yarışı içine sokularak kaynakları verimsiz alanlarda tükettirilmeye ve iflas ettirilmeye çalışılıyor.

 

Enerji ve hammadde kaynakları bakımından zengin olan Afrika’da terör yaratılıyor, istikrar bozuluyor sonra istikrarı sağlamak için emperyalizm bölgeye giriyor. Emperyalist unsurlar küresel düzene şekil verme adına günümüzde yer kürenin her yerinde operasyon yapıyorlar ve hegemonyaya direnenleri ezmeye çalışıyorlar.

 

Soğuk Savaş dönemde Moskova’nın arka bahçeleri sayılan Doğu Almanya, Polonya, Bulgaristan gibi yerler ele geçirilmiş hatta evi olan Estonya, Letonya, Litvanya, Ukrayna’ya girilmiştir. Rusya selefi Sovyetler Birliği gibi kuşatma altında ve sıkıştırılmaktadır.

 

Dün Karadeniz’e sahildar 6 ülkeden (Türkiye, Bulgaristan, Romanya, Ukrayna, Rusya, Gürcistan) bir tek Türkiye NATO üyesiydi, şimdi Bulgaristan ve Romanya ile 3 oldu. Ayrıca Ukrayna ve Gürcistan ise üye olmak için yanıp tutuşuyor.

 

İstikrarsızlaştırılmakta!

 

Büyük Ortadoğu veya Genişletilmiş Ortadoğu coğrafyasında olanları ve yanan ateşi görüyorsunuz. Ülkemizin de bulunduğu bu alanda yeni devletler yaratılmaya, eskileri etnik, dinsel ve mezhepsel olarak bölünmeye ve bu amaçla bölge istikrarsızlaştırılmaya çalışılıyor.

 

Türkiye’yi bölünme ve parçalanma sürecine sokan, açılımların arkasında olan, komşularına emperyal projelere yönelik olarak terör ihraç ettiren, Ergenekon ve Balyoz gibi gayri hukuki operasyonel davaların gerisinde bulunan emperyalizmdir. Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde halkı seçeneksiz bırakan ve CHP’yi YCHP haline getirerek Cumhuriyetin kurucu ideolojisine düşmanlaştıran ve HDP ile aynı çizgiye getiren girişimin arkasında da emperyalizm vardır.

 

Bugün ülkemiz emperyalizmin ağır tehdidi altındadır. Türkiye için kotarılan emperyal projeler adım adım gerçekleşmektedir. Bu kötü gidişi durdurabilmek için güç toplamaya ve birleşmeye ihtiyacımız var. Geçmişe göre farklılaşan, şekil ve yöntem değiştiren emperyalizmle eskiden kalma reflekslerle, sınıf mücadelesine ve sola dayanan ideolojik yaklaşımlarla siyasi kuvvet toplayamazsınız. 

 

Açık söylemek gerekirse sağcısını, solcusunu, merkezdekini, ilahi mesajı doğru anlamış antiemperyalist olan mütedeyyin insanımızı bir araya getiren Kırmızı-Beyaz renkte olan, milli yapıda yeni bir siyasi harekete ihtiyaç var. Acilen ve 2015 Genel Seçimlerinden önce! Buna destek olmak yurtseverliğin, köstek olmak ve oyalamak ise emperyalizmin ekmeğine yağ sürmenin karşılığıdır.

 

Saygılar sunarım.