Kirlilik insanların kendilerine ve çevrelerine verdikleri zararların en önemli sebeplerinden birisidir. Alışkanlık haline getirmişiz. Ne bulduksa çevreye, sokaklara, piknik yerlerine atarak sanki bir daha gelmeyecekmişiz gibi duyarsız bir şekilde davranmaya.

Çevremizi kirlettik.

Kendimizi kirlettik.

Doğayı kirlettik.

Dinimizi bile kirlettik.

Son günlerde sosyal medyada olanları hepiniz görüp duymuşsunuzdur, çocuklara yapılanları.

Dergah, tarikat ve daha başka adlarla çalıştığını sanan ve sadece ceplerini doldurarak hiçbir yararı olmadan kendisini ve çevresini kirleten cahil, dinini, imanını kendi çıkarları için kullananları.

Bir insan yani insan olan küçük çocuklara sarkıntılık eder mi?

Bunların kendi çocukları, torunları yok mu?

Bir de bunlara çocuklarını emanet edenleride hiç akıl yok mu?

Yani kirlilik, bilgisizlik, her söylenene inanmak bizlerin ve geleceğimizin kirlenmesine neden oluyor. Artık bunları iyi tanıyıp her sakallıya güvenmememiz gerektiğini anlamamız gerekiyor. Bizlerde bilerek bilmeyerek buna alet oluyoruz işte. Bizler Allah'ın aciz kullarıyız. Ne beklersek ondan bekleriz. Ne istersek ondan isteriz. Ancak ona dua eder, ancak ondan yardım bekleriz. Öyle kendisine bile hayrı olmayan ne dediğini bile bilmeyen kişilere inanarak Allah'ın emirlerine karşı geliyoruz .Kirlilik dinimize yapılamaz. Ama her alanda olduğu gibi bu alanda da kirleniyor hatta kirletenenlere inanıyoruz.

Olan genede bize oluyor. Bu kirlilik her alanda yapılmakta. Her zaman yazmaktan söylemekten gına geldi. Eğitim bunun formasyonuna sahip olanlar tarafından verilecek geleceğimiz, geçmişimiz için en önemli unsurlardan birisidir. Şu anda bu tarikat yuvalarında hangi okulu bitirmiş, eğitimi almış kişiler güya eğitim vermektedir? Kirlilik eğitimin en önemli düşmanlarından birisidir. Ehil ellerce verilmezse karanlığın derinliklerine sürükler toplumu. Şu anda yapılan merdiven altı denilen eğitim veriyoruz diye yozlaşmaya ön ayak olan dini kurum dedikleri karanlık yerler geleceğimizi ve dinimiz, imanımızı, benliğimizi karartmaktadır. 

Eskiden yalan söyleyince insanların yüzü kızarırdı.

Kirlilik bu alanda da kendini iyice gösterdi. Artık yalan söylemek yemin etmek sırdan bir durum haline geldi !

Ne mi yapalım?

Cumhuriyetimizin, din ve devlet işlerinin birbirinden ayrılmasını savunalım.

Her birim kendi alanında yasalar, örf ve adetler içinde kendi kurallarına uyarak faaliyetlerini sürdürsünler.

Biraz kendimizi ve çevremizi bu amansız kirlilikten arındıralım.

Yoksa sonumuz kötü olacak.

Hepinize sağlık ve temizlikler dilerim.