CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, bütün sosyal demokrat partilerin genel başkanlarına ve BM Genel Sekreteri'ne, yeni tip koronavirüsün (Kovid-19) çıktığı tarihin dünya dayanışma günü olarak anılması için bir mektup gönderdiğini bildirdi.Kılıçdaroğlu, T24 canlı yayında, gündeme ilişkin soruları yanıtladı, değerlendirmelerde bulundu."Belediyelerin İçişleri Bakanlığı genelgesiyle durdurulan bağış kampanyalarına" ilişkin bir soru üzerine Kılıçdaroğlu, genelgeye dair, "yasalara aykırı olduğu, hesaplara bloke konulamayacağı ve bugün için ortak hareket etmek varken ayrışma ve kavga etmenin hiçbir mantığının olmadığı" şeklindeki sözlerini anımsattı.Sağlık Bakanı Fahrettin Koca ile Türk Tabipleri Birliğini bir araya getirdiklerini belirten Kılıçdaroğlu, "Bu sorun insani olarak ve önyargısız nasıl çözülebilir, nasıl katkı verebiliriz ve beraber nasıl çalışabiliriz bu çerçevede yola çıktık." dedi.Kılıçdaroğlu, kendi partilerinde olmayan belediyelerde de özel çalışmalar ve izlemeler yaptıklarını ifade etti.

Karantinaya alınan köyler ve küçük ilçelerde kişilerin yiyecek, içecek, elektrik, su, doğal gaz gibi harcamalarının hükümet tarafından karşılanmasının Umumi Hıfzıssıhha Kanunu'nda yer aldığını belirten Kılıçdaroğlu, bu çerçevede o bölgelerdeki muhtar, kaymakam veya belediye başkanlarını aradıklarını, yardımların düzenli ve sağlıklı yapılmadığını belirlediklerini söyledi.

Kılıçdaroğlu, "Buradan Türkiye Barolar Birliğine de çağrı yapmak isterim. Eğer o vatandaşların, ihtiyaç sahibi olan vatandaşların mağduriyetleri Umumi Hıfzıssıhha Kanunu'nun 83. maddesine göre karşılanmamışsa gönüllü avukatların bu kişilerin haklarını savunması lazım." dedi.

- "Her ailenin asgari gelir güvencesi sağlanmalı"

Koronavirüsle mücadele çerçevesinde "Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan siyasi partilere bir davet yapsa gider misiniz?" sorusuna Kılıçdaroğlu, şu yanıtı verdi:

"Daha önce 'eğer bir sorun çıkar ve bu sorun Türkiye'nin ulusal çıkarlarını doğrudan doğruya etkilerse elbette giderim' diye ifade etmiştim. Nitekim 15 Temmuz darbe girişiminden sonra gitmiştim. Düşüncelerimi de ifade etmiştim. Dolayısıyla bu olay, bu çağrı sadece benden değil, diğer siyasi partilerin liderleri de benzer çağrılar yaptılar ama bir kişi diyor ki 'her şeyi ben yaparım, her şeyi ben karşılarım, her şeyi, her sorunu ben çözerim, her şeye ben karar veririm.' Öyle olunca da işler yürümüyor."

Kılıçdaroğlu, aile yardımları sigortasını öteden beri savunduklarını hatırlatarak, her ailenin asgari bir gelir güvencesi olması gerektiğini kaydetti. Kılıçdaroğlu, "Biz 'aile yardımları sigortası' diyoruz. Adı 'temel gelir yasası' veya 'vatandaşlara temel gelir yasası' olabilir. Bizim itirazımız yok ama Anayasa'nın öngördüğü hak talebi bağlamında her ailenin, her kişinin belli bir asgari gelir güvencesinin sağlanması gerekiyor." diye konuştu.

Siyasetin öteden beri servet vergisine, sermayeyi ürkütmemek açısından mesafeli davrandığını ifade eden Kılıçdaroğlu, "Servet vergisinden ne kadar para gelir veya siyasal iktidarın böyle bir düşüncesi var mı, yok mu onu bilmiyorum." dedi. Kılıçdaroğlu, israfın önlenmesi ile köprü ve tünellere yönelik verilen dolar bazındaki garanti ödemelerin liraya çevrilmesi ve 1 yıl ötelenmesi gerektiğini belirterek, bu adımların atılması halinde servet vergisinden alınacak paradan çok daha fazlasının geleceğini söyledi.

- "Sosyal devletin güçlenmesi lazım"

"CHP dünyadaki yeni rüzgarlara bakarak nasıl bir sosyal demokrat sol söylem içine girecek? Bu konuda fikri bir çalışmanız var mı?" sorusu üzerine Kılıçdaroğlu, partinin bilim, yönetim, kültür platformunun çalıştığını ve zaman zaman akademik dünyadan önemli kişilerle bu soru bağlamında tartışıldığını aktardı.

Toplumun, "sosyal devlet" denilen kavramın önemini 21. yüzyılda yeniden keşfedeceğini ifade eden Kılıçdaroğlu, açlığın, yoksulluğun, işsizliğin yaygınlaştığı bir ülkede toplumsal barışın sağlanamayacağını belirtti. Kılıçdaroğlu, "O nedenle dünyanın oturup düşünmesi lazım. Yeni yol haritalarının belirlenmesi, sosyal devletin güçlenmesi lazım." diye konuştu.

Gelişmiş ülkelerin sorumsuzluğuna dikkati çeken Kılıçdaroğlu, "Göç olayı karşısında hepsinin maskeleri düştü. 'Aman bize gelmesin' dediler. 'Siz kendi ülkenizde tutun, biz size para vereceğiz. Yani size rüşvet vereceğiz, siz bu insanları tutun.' dediler. Gelişmiş ülkelere sormamız lazım, Afrika'ya neden yardım yapmıyorsun?" dedi.

Kılıçdaroğlu, sosyal devletin, ulusal ve uluslarası bazda, uluslararası kuruluşların penceresinden yeniden masaya yatırılması gerektiğini ifade ederek, maksimum kar anlayışıyla yola çıkan bir iktisat anlayışının bütün dünyaya felaket getirdiğinin görüldüğünü söyledi.

- "Sosyal devleti yeniden hatırlamamız gerekiyor"

Kılıçdaroğlu, konuşmasına şöyle devam etti:

"Sosyal devleti yeniden hatırlamamız gerekiyor. Sağlık, sosyal güvenlik ve adalet gibi alanlarda kesinlikle kamunun ağırlıklı olarak kendisini hissettirmesi gerekiyor. Gelir dağılımındaki dengeyi sağlamak, bölgesel dengesizlikleri gidermek ve bunun için mücadele etmek, bunun için program hazırlamak gerekiyor. Bunlar yapılabilirse Türkiye dünyaya örnek olabilir. Bu çağrıyla ilgili bütün sosyal demokrat partilerin genel başkanlarına ve BM Genel Sekreteri'ne bir mektup gönderdim bu virüsün çıktığı tarihin dünya dayanışma günü olarak anılması için.

Sosyal demokrat bir parti olarak, bu ülkenin kuruluşunda harcı olan, demokrasisine katkı veren... Geçmişteki hataları var, hataları da büyük rahatlıkla yeri geldiğinde eleştiren bir partinin Genel Başkanı olarak yazdık ve dedik ki 'Dünya Sağlık Örgütü'nün virüsü ilan ettiği tarihi dünya dayanışma günü olarak belirleyelim.' Dünyanın sosyal demokrat bir pencereden yeniden şekillenmesi gerektiğinin altını özenle çizmek gerekiyor."

- "Askeri hastanelerin açılması"

Adana Büyükşehir Belediyesinin kurduğu sahra hastanesine yönelik eleştirilerin hatırlatılması üzerine Kılıçdaroğlu, "Sahra hastanelerinin büyük bir kısmı zaten çadırdır. Acil durumlarda, hastanelerin yetersiz olduğu durumlarda sahra hastaneleri devreye konulur. Bu kadar basit. İyi niyetle yola çıkılan ve yapılan bir çalışma, ben kendisini kutluyorum." dedi.

Bu süreçte askeri hastanelerin açılmasını da istediklerini belirten Kılıçdaroğlu, şu değerlendirmelerde bulundu:

"Askerlere sorun bakalım, sahra hastanesi kaç günde açılıyor? 3 günde, 5 günde hemen süratle yapılır ama siz askeri hastaneleri açmadığınız için hala ihale peşinde, yandaşlarınıza ihale dağıtmak için yola çıktığınız için kalkıyorsunuz işte 'İstanbul'da 45 gün içinde şu hastaneyi yapacağım' diyorsunuz. Yapın, itirazımız yok ama şu an İstanbul'da boş olan hastane var, Kartal'da. Niye orayı açmıyorsunuz? İstanbul'da eski havaalanının olduğu yerde havalandırma, otel, kişilerin yatacağı yer var. Orayı da yapmıyorsunuz."

- "Meseleyi açık, net ortaya koyarım"

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun istifasına ilişkin bir soru üzerine de Kılıçdaroğlu, başka bir partinin içinde yaşanan soruna müdahil olmayı doğru bulmadığını söyledi.

Kılıçdaroğlu, "Belki Süleyman Bey sorumluluğu üzerine alarak Erdoğan'ı rahatlatmak istedi. Düşüncem de öyleydi zaten öyle ifade etmiştim. Çünkü Erdoğan'dan habersiz sayın Soylu'nun bir karar alacağını düşünmüyorum. Mutlaka Erdoğan'ın talimatlarını yerine getiriyordur. Erdoğan'ı rahatlatmak için istifa etti." değerlendirmesinde bulundu.

"Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın size karşı kullandığı 'mitomani' ifadesini nasıl karşılıyorsunuz?" sorusu üzerine Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:

"Erdoğan benimle tartışmak istiyor. Yaşanan bütün olumsuzlukları örtmek için 'acaba Kılıçdaroğlu ile özel bir tartışmaya girersem vatandaşın gözünden bunu kaçırabilir miyiz' diye bir özel çaba içinde. İnsanların can derdinde olduğu bir dönemde bu tür bir tartışmanın içine asla girmek istemem ama Sayın Erdoğan eğer benimle tartışmak istiyorsa söyledim istediği gazetecileri getirebilir, oturup konuşuruz kim mitomanidir, değildir hep beraber görürüz. O yarım saat konuşsun, ben 10 dakika konuşacağım. 2 saat konuşsun 15 dakika konuşacağım. Ben öyle uzun uzun konuşmaya meraklı değilim zaten. Meseleyi açık, net ortaya koyarım, altına da belgesini koyarım."