Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ana muhalefet partisi olan Ulusal Birlik Partisi’nin Genel Sekreteri ve Lefkoşa Milletvekili Hasan Taçoy’un konuşmacı olduğu panele katıldım. Evet konu yıllardır aynıydı. Kıbrıs, KKTC, uçuşlar ve ambargolar…. Katılımcılardan Enver Kannur’un sorusu direk uçuşlarla ilgiliydi. Taçoy cevapladı. Taçoy, "Kasım ayında Kıbrıs’a İngiliz yetkililer gitti. Ercan’da bu konuyu incelediler. Rapor olarak İngiltere dışişleri bakanlığına sundular. Bu rapor şu an İngiltere dışişleri bakanlığında. Biz ulaşamıyoruz. Ben ulaşmadım bu rapora, bu rapor hazırlandı. Lordlar bu rapora ulaşacaklarr ve bize gelince bu raporu sizlere ileteceğim. “ dedi. 

Bir kaç defa yazmama rağmen tekrar hatırlatmak istedim.

Birleşik Krallık’ta yaşayan Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) vatandaşları, ülkelerine yaptıkları uçuşlarda mutlaka eziyete uğruyor. Herkes uçak yolculuklarında rahatça doğrudan memleketlerine giderken KKTC vatandaşları dur, kalk, in, bin, bekle, tekrar uç gibi bitmez eziyet yaşıyor.

2017 ve 2018 yılında Londra’da yaşayan Kıbrıslı Türk toplumu büyük etkinlikler yaptı. 30 bin Kıbrıslı Türk ilk defa Londra’da yapılan festivallerde bir araya geldi. Büyük bir güç. Bir 30 bin kadarı da gelemedi veya yarısı festivallerin kapısından geri döndü. 2 yıl toplamına bakarsak 60 binin üzerinde katılım var.

Ne güzel….

İngiltere’de yüz yıldır yaşayan Kıbrıslı Türk’lerin sayısı günümüzde toplam 300 bine ulaştığı (Rakam çok az küçülebilir veya artabilir bu ayrı konu) ulaştığı söyleniyor, tahmin ediliyor.

5 milyar sterlinlik yıllık ciro

Birleşik Krallık’ta 100 yıldan beri yaşayan Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti vatandaşları, İngiliz sistemine sosyal siyasal entegre olmuş. İngiltere’de asimilasyona uğrayanlar dışında yine de yarıdan fazlası halen Türk kimliği, Kıbrıs Türk gelenek görenekleriyle, Türk okullarıyla Londra’da büyük bir toplumu oluşturuyor. 5 milyar sterlinlik yıllık cirolarıyla İngiliz ekonomi içinde büyük güce sahipler.

Milletvekili yok !

Peki 100 yıldan beri İngiltere’de yaşayan günümüzde 300 bine yaklaşan nüfusuyla neden halen bir tane Kıbrıslı Türk kökenli İngiliz Milletvekili parlamentoda yok !

Belediye Meclis üyeleri çok !

Peki bu kadar belediye meclis üyesi ve delegeler var da neden siyasi partilerine baskı kurarak kendi adaylarını vekil olarak seçtiremiyorlar ?

Londra – Ercan İngiltere’nin başkenti Londra’dan KKTC başkenti Ercan havalimanları arası ‘Direk Uçuşlar’ için parlamento lobi yapacak baskı kuracak kendilerini savunacak bir tane Kıbrıslı Türk kökenli İngiliz Milletvekili yok !

Haydi 100 yıl geçti ! Bir 100 yıl daha geçmesin !

Çocuklarınızı geleceğinizi siyasete alıştırın ! Sonra neden doğrudan uçamıyoruz diye dövünmenin bir anlamı kalmıyor… Herhalde herkes Rum tarafına aktarmasız ucuza uçmaktan memnun !

Ambargolar

Londra’da büyük marketlerde Kuzey Kıbrıs’ın ne portakalı ne limonu ne patatesi satılıyor. Aynen İsrail’in Gazze tarım ürünlerine uyguladığı ambargolar gibi Kuzey Kıbrıs’a da Rumlar tarafından öncülük edilen ambargolar uygulanıyor. Ama Kuzey Kıbrıs’lı Türkler suyunu elektriğini hastanelerini adada ayrım gözetmeksizin Rumlarla paylaşıyor !

Adaletin bu mu dünya derler ya ! İşte ondan….

***

Gazeteciler günümüz kutlu olsun

Dokuz patron olayı ve sonucunda kutlanmaya başlanan 10 Ocak Çalışan gazeteciler gününü kutluyoruz. Peki nereden çıktı bu dokuz patron hikayesi ve ardından kutlanmaya başlanan Çalışan gazeteciler günü.

Dokuz patron olayı ve 10 Ocak Çalışan gazeteciler günü şöyle tanımlanıyor. Sizlerle paylaşıyorum.

“Gazetecilik mesleğini icra edenleri onurlandırmak için 1961’den beri 10 Ocak günü düzenlenen Türkiye’ye özgü bir kutlama gündür. 1961-1971 arasında "Çalışan gazeteciler bayramı" adıyla kutlanmış; 1971 yılındaki askeri müdahaleden sonra ülkede gazetecilerin bazı haklarının geri alınması üzerine kutlama gününün adı, " 10 Ocak Çalışan gazeteciler günü" olarak değiştirilmiştir.”

“Gazetecilerin sosyal ve yasal haklarını belirleyen hükümleri içeren yasa ile kendilerine yüklenen sorumlulukları kabul etmek istemeyen 9 gazete patronu (Akşam, Cumhuriyet, Dünya, Hürriyet, Milliyet, Tercüman, Vatan, Yeni İstanbul ve Yeni Sabah) 212 sayılı yasanın ve Basın İlan Kurumu’nun oluşmasına ilişkin 195 sayılı yasanın mesleki sakıncalar doğuracağını iddia eden bir ortak bildiriye imza atarak gazetelerini 3 gün kapadıklarını duyurmuşlardır. “Dokuz patron olayı” olarak basın tarihine geçen bu gelişme üzerine gazeteciler, boykot boyunca “Basın” adlı bir gazete yayımlamaya karar vermişlerdir.”

“Basın gazetesi 11 Ocak günü yayına başladı ve üç günlük boykot sırasında düzenli olarak yayını sürdürdü. Çalışan Gazeteciler Günü, bu olayın bir sonucu olarak ortaya çıktı. 10 Ocak, “Çalışan Gazeteciler Bayramı” olarak kutlanmaya başladı ve 1971’de “Çalışan Gazeteciler Günü” halini aldı.”

10 Ocak Çalışan gazeteciler gününüz kutlu olsun