ÇANAKKALE (AA) - Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi (ÇOMÜ) İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Tarih Bölümü Genel Türk Tarihi Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Hayrettin İhsan Erkoç, Kazakistan'daki bir müzede sergilenen ve bugüne kadar incelenmeyen taş buluntunun Oğuzlar'a ait bir yazıt olduğunu belirledi.
Eski Türk tarihi, özellikle Göktürkler ve bu dönem yaşamış Türk toplumları üzerinde çalışmalarını sürdüren Erkoç, ağustos ayında Ahmet Yesevi Üniversitesi Türkoloji Bölümü öğrencisi Alparslan Kavaklı'nın rehberliğinde, Kazakistan'ın Türkistan kentine bağlı Orangay köyündeki bir ortaokulda bulunan yerel müzeyi ziyaret etti.
Müzedeki bir buluntu üzerinde tek satırlık bir yazı ile damga benzeri bir işaretin bulunduğunu fark eden Erkoç, yaptığı kapsamlı literatür taraması sonucunda yazıtın daha önce herhangi bir akademik çalışmaya konu edilmediğini belirledi.
Uzmanlardan da destek alan Erkoç, söz konusu buluntundaki yazının 'Oğuzca' olduğunu tespit etti.
- 'Ne olduğunu sorduğumuzda 'bilgimiz yok' dediler'
Doç. Dr. Erkoç, AA muhabirine, Kazakistan'a yaptığı gezide bir meslektaşının yönlendirmesiyle Türkistan şehri yakınlarındaki Orangay köyünde eski bir Oğuz yerleşimi olan Kültepe'ye gittiğini söyledi.
Köy halkının bulduğu buluntuların koruma altına alındığı köy okulu içindeki yerel müzeyi de gezme imkanı bulduğunu aktaran Erkoç, şöyle konuştu:
'Önce yerleşim yerini gezdik ama yüzeyde pek bir şey kalmamış. Ardından gezdiğim müzede bir buluntuyla karşılaştım. Buluntuları Kazakistan'daki üniversitelere gönderip analizlerini yaptırmışlar. Çoğunun tarihlendirmesi belli. Genellikle çanak ve çömleklerden oluşuyor. Fakat beyaz renkli bir kireç taşı üzerindeki buluntu masa üzerinde duruyordu. Hiçbir bilgilendirme levhası yoktu. Dikkatimizi çekti. Baktığımızda üzerinde Göktürk veya eski Türk yazısının olduğunu gördük. Ne olduğunu sorduğumuzda 'bilgimiz yok' dediler.'
Erkoç, yazıtın fotoğrafını çektikten sonra Kazakistan'daki meslektaşlarına sorduğunu belirterek, 'Daha önceki dönemlerde yakın yerlerde başka kısa yazıtların bulunduğunu söylediler. Bunların hepsi Almatı ve Astana'daki müzelerde koruma altındaymış. Bu buluntuyu da Türkistan şehrine analiz için gönderilmiş fakat bir şey çıkmamış ve hakkında bilimsel yayın da yapılmamış.' dedi.
Mevcut literatürde Oğuzlar'ın konuştuğu 'Oğuzca'nın 13. yüzyıldan önce yazı dili olmadığının söylendiğini aktaran Erkoç, şunları kaydetti:
'Anadolu Selçuklu Devleti'nin son dönemleri ve İkinci Beylikler Dönemi'nde Oğuz Türkçesi'nin yazı dili haline geldiği yönünde bilgi var. Bunun da Arap yazısının kullanılmasıyla başlandığı belirtiliyor. Bu buluntuyla Oğuzca'nın İslamiyet'ten önce de bir yazı dili olduğu, Göktürkler'in, Uygurlar'ın kullandığı 'Türk runik' yazısı veya 'Orhun' yazısı olarak da bilinen yazıyı kullandıkları kanıtlanmış oldu.'
- 'Yazıtı okurken çok zorlandık'
Doç. Dr. Hayrettin İhsan Erkoç, yazıtı okurken zorlandıklarını belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü:
'Çünkü çok kısa bir metin. Bir harfin karşılığını hiçbir yerde bulamadık, tahmin yürüttük. Bu aşamada eski Türk yazıtları konusunda uzman isimlerden, Prof. Dr. Erhan Aydın'dan da destek aldık. Tahminimize göre 'Hazar Hanı'nın Kulu' gibi bir ifade yazıyor olabilir ama bundan yüzde 100 emin değiliz. Çünkü bazı problemler var. Bir harfi tahmin yürüterek 'böyle olabilir' diye belirttik. Başka şekillerde de okunma ihtimali var ama onlarda çok anlam çıkmıyor. Anlamlı olan okuma 'Kazar Kan Kul' yani 'Hazar Hanı'nın Kulu' gibi bir ifade olabilir. Eğer gerçekten böyle bir şey yazıyorsa Oğuzlar ile batı komşuları olan Hazarlar arasındaki ilişkileri de işaret ediyor olabilir.'
Yazıtın Kültepe yerleşiminde yaklaşık 30 yıl önce bulunduğunun belirtildiğini kaydeden Erkoç, 'Muhtemelen Hazar Devleti'ne gidip gelmiş bir Oğuz tarafından yazılmış olabilir ama ne amaçla yazılmış, nereye konulmuş henüz bilmiyoruz.' dedi.
- 'Oğuzca'nın yazı dili olması tarihini birkaç yüzyıl geriye çektik'
Erkoç, yaptığı araştırmayla ilgili makalenin hakemli dergide yayınlandığını, beklediğinden büyük bir ilgiyle karşılaştığını anlattı.
'Hem Oğuzlar'ın kültür tarihi üzerine yeni bir buluntu ortaya koyduk hem de Oğuzca'nın yazı dili olması tarihini birkaç yüzyıl geriye çektik.' diyen Erkoç, 'Ayrıca o civarlarda bulunmuş Türk yazıtlarının Oğuzlar'a ait olabileceğini önerdik. Bu yazıtlar 1960'lı yıllardan itibaren yayınlanmış ama daha önce Oğuz Türkleri ile bağdaştırılmamış. Bu bölgenin Oğuz coğrafyası olduğunu, İslam coğrafya eserlerinden biliyoruz. Böylece Oğuzlar'a ait bir buluntuyu tanıtmış olduk.' ifadesini kullandı.
Yazıtın altında bir de damganın yer aldığını aktaran Erkoç, bunu Oğuz boylarından üçünün kullandığı damgaya benzettiklerini ya da yerleşimin yanından akan küçük akarsuyu işaret edebileceğini sözlerine ekledi.