AK Parti içinde bir bölünme ve yeniden seçim kazanamama endişesi var. Son yapılan toplantılarda da gerek milletvekillerinin, gerekse il başkanlarının bu endişeleri dile getirdiği söyleniyor.

Babacan ve Davutoğlu’nun yeni partilerinin yolda olması ve AK Parti içindeki rahatsızların bu partilere kayabileceği endişesi de ortaya çıkan rahatsızlıklara adeta tuz biber ekiyor.

Endişe içinde olanların ortak görüşü:

“Kendimize çeki-düzen veremezsek ve böyle giderse bir daha seçim kazanmamız imkânsız hale gelebilir. Parlamenter sisteme göre bütün seçimlerden birinci parti olarak çıkıyorduk. Partili Cumhurbaşkanlığı Sistemi’nde bütün muhalif partiler bize karşı birleşti. Daha önce kıyasıya eleştirdiğimiz MHP’ye muhtaç olduk. Şimdi ise yeni arayışlar içine düştük. “

Bu noktada bizim de söyleyeceklerimiz olacak.

Eğer, iktidarlar herhangi bir nedenle sallanmaya, kan kaybetmeye başlarsa aykırı sesler de yükselmeye başlar. Suçlamalar ard arda gelir. Bürokratları çalıştırmanız güçsüzleşir. Devletin işleyişinde aksamalar olur. İktidar olabileceklere bazı bilgi ve belge akışları olur.

Yandaş sermayeciler kesenin ağzını kapatır. Bazılarının yurt dışına para transferlerinde hızlanma olur. “Reis kaybederse işimiz zora girer. Gelen iktidarların bizden hesap sorması gündeme gelebilir” diyenlerin sayısında da artma gözlenir.

Bir çok alanda daha önce risk alanların artık bundan sonraki süreçte risk almamaya özen gösterebileceği de unutulmasın.

Bunları geçmiş dönemlerde çok gördük ve yaşadık.

Dikkat edilecek olursa AK Parti içinde il başkanları bile” Biz ne işe yarıyoruz?” sorusunu yöneltiyorlar. Valilere ve bürokratlara söz geçiremediklerinden yakınıyorlar.

Yeni Çağ Gazetesi’nden Muharrem Kılıç, konu hakkında geniş bir analiz yapmış. Biz, yazarın bu analizinden sadece bürokratlar konusundaki endişelerini dile getiren bölümü sizlerle paylaşıyoruz:

“Kamu Kurum ve Kuruluşlarındaki üst düzey bürokratlar değişen şartlar gereği yeni pozisyonlar almaya başladı. Sıradan bir bürokratik işte bile ‘yetki bizde değil’ diye talepleri geri çevirip iş yapmak istemiyor. Bürokratlar, Saray’dan referans olmadan AKP milletvekilleri ve İl Başkanlarını bile dikkate almıyor. Bakanların siyasetin içinden gelmemesi ise AKP tabanı ile bürokrasi arasındaki bağı koparmış durumunda. Eskiden olduğu gibi İl Başkanları ve Milletvekillerinin bürokrat atamalarındaki etkinliği ortadan kalkınca milletvekilleri bürokratlara iş yaptıramaz hale geldi. Bu durum tabanda huzursuzluğa neden olurken şikayetler Erdoğan’a kadar gitti. AKP milletvekilleri ve teşkilat mensupları, mevcut sistemde siyaset kanalları tıkalı olduğundan, zorunlu olarak gözlerini Saraya dikmiş ve oradan çıkacak revizyonları beklemeye başladılar. Eğer bütün kademelerin beklentilerini karşılayacak "sihirli" çözümler bulunmazsa, gelecek kaygısıyla birlikte huzursuzluğun daha da artacağı tahmin edilmekte. AKP’de yaşanan bu gelişmelerden sonra meclis ’in tatilde olması nedeniyle seçim bölgelerine dağılan milletvekilleri yaz sonrası yeni siyasi gelişmelere göre tavır alması Erdoğan’ı güç durumda bırakabilir. “

Özetleyelim:

AK Parti’de testi çatlamış, su sızdırıyor.

Yapılan toplantılarda dile getirilenler ve ortaya atılan sorular bunu doğruluyor.

İşin en önemli noktası ise şu iki konuda düğümleniyor:

Ekonomideki kötü gidiş devem ederse AK Parti hükümeti ayakta kalamaz. Parti içinde ne kadar revizyona gidilirse gidilsin, halkın önceliği ekonomidir, bu kesinlikle unutulmasın. İşsizlikteki boyutun büyümesi de ayrıca dikkat edilmesi gereken bir başka sorundur.

Dış politikadaki gelişmelerin gelecekte nelere mal olabileceğini de tahmin etmek zor. Coğrafyamızdaki gelişmeler bizi daha da sıkıntıya sokabilir. Amerika ile olan ilişkilerimizdeki gerginliğin faturası da ağırlaşırsa bunun altından kalkmamız da zorlaşır.

Kaldı ki muhalefet partileri şimdi yeni bir Anayasa düzenlemesinden ve gerekirse erken genel seçimden söz etmeye başladı.

Konu ile ilgili bundan sonra da yazmaya devam.