İstanbul’daki Suudi Arabistan Konsolosluğu’na girdikten sonra sırra kadem basan Cemal Kaşıkçıişi, sıradan bir olay değil. Bu olayı, küresel ve bölgesel olarak büyük resmin içine koymadan yapılacak tüm yorumlar yanlıştır. Emperyalizmi,Ortadoğu’da ne yapmaya çalıştığını, geçen sene Suudi Arabistan’da yapılan saray darbesini ve Müslüman Kardeşleribilmeden ve Cemal Kaşıkçıile birlikte değerlendirmeden, ciddi bir sonuca ulaşamazsınız. Cemal Kaşıkçıolayı Türkiye’nin Ortadoğu bataklığına iliklerine kadar battığının bir kez daha resmi ve delilidir, eğer anlamak istiyorsanız!

20 Kasım 2017’de, Suudi Arabistan’da saray darbesi yapıldı. Bu darbenin arkasında İsrailve ABDvardı! Başrol oyuncuları ise ABD Başkanı Trumpve damadı Yahudiasıllı Jared Kushneridi! Bunun böyle olduğunu yalnızca biz değerlendirmiyoruz. Bu konu; ABD’de bile yazılıyor, hatta bu yılın başında piyasaya çıkan Michael Wolf’un “Ateş ve Öfke”adlı kitabında da arka planı ile anlatılıyor.

Darbe Olmasaydı, Kudüs işi Kotarılamazdı!

Saray darbesi ile Suudi Arabistan Kralı Selman bin Abdülaziz, kendisinden sonra kral olacak veliaht prens Muhammed bin Nayif’i devre dışı bıraktı ve yerine oğlu Muhammed bin Selman’ı atadı. Esasında bu atama, Suriye, Lübnan, Filistinve İranbaşta olmak üzere Ortadoğu’da kotarılacak çetrefilli, acılı ve kanlı bir sürecin habercisiydi. Örneğin bu darbe olmasaydı;ABD İsrail’deki büyükelçiliğini Tel Aviv’den Kudüs’e taşıyamazdı.

Cemal Kaşıkçı,Suudi Arabistan’daki saray darbesine karşıydı, halen ülkeyi yöneten Selman’a muhalefet ediyordu ve Müslüman Kardeşleridestekliyordu. Başına bir iş gelmesinden korktuğu için Suudi Arabistan’dan ayrıldı ve gönüllü olarak ABD’ye sürgüne gitti. Ama ülkesinden uzakta da olsa, Suudi Arabistansiyasetinde etkili bir insandı. Washington Post’ta muhalif kimliği ile yazıyordu, televizyon kanallarına çıkıyordu ve twitter’da 1,7 milyon takipçisi vardı. Cemal Kaşıkçı, aynı zamanda Türkiye’yi yöneten iktidarla da gayet sıkı fıkı idi ve sık sık da Türkiye’ye gelirdi.

Selman Tam Bir Despot

Cemal Kaşıkçı, geçtiğimiz Salı (2 Ekim 2018) 13.14’de, Suudi Arabistan’ın İstanbul’daki konsolosluğuna giriş yaptı. Haberlere göre konsolosluğa gidişinin nedeni; boşanmış olduğunu gösterir belgeleri almak içindi. Evlenme planları yaptığı Türkvatandaşı nişanlısı Hatice Cengiz, kendisini konsolosluk girişinde bekliyordu. Hatice Hanımtam 11 saat bekledi ama gelen giden yoktu. Esasında Kaşıkçıbaşına bir şey gelebilir korkusu yaşadığı için konsolosluğa girerken “eğer geri gelmezsem haber verirsin”diye, iki isim verdi Hatice Cengiz’e! Birincisi iktidara çok ama çok yakın bir isim, eski AKP Milletvekilive Sn. Erdoğan’a danışmanlık yapmış olan Yasin Aktay. Diğeri ise; Türk-Arap Medya Derneği Başkanı Turan Kışlakçıidi. Bu arada Hatice Cengiz’in de sıradan bir isim olmadığını, eğitimi ve geçmişi ile konu ile ilgili siyasi bir figür olduğunu rahatça söyleyebiliriz.

Suudi Arabistan’ı fiili olarak yöneten 33 yaşındaki Veliaht PrensSelman, acımasız bir despot. Muhalif olan gazetecileri, iş adamlarını ve hatta kraliyet ailesinin prenslerini tutuklatıyor, ölüm emri veriyor ve ortadan kaldırıyor. Suudi Arabistan’da hukuk ve insan haklarının zerresi bile yok! Bu ülkede her şeyin kaderi 33 yaşındaki bu çöl bedevisinin dudakları arasında belirleniyor. Evet, şüphemiz yok! Cemal Kaşıkçı’nın işi, Suudi Arabistan Muhaberatı (istihbarat örgütü) tarafından bitirilmiştir.

Bu Anlaşma Aile ile Devlet Arasında

Geçenlerde, ABD Başkanı Trumpbir konuşması sırasında; “ABD’nin desteği olmadan Suudi Arabistan Kralı’nın koltuğunda iki hafta bile kalamayacağını”söyledi. Bu söylemi nezaketsiz bulabilirsiniz ama yalın gerçeğin bir ifadesi olduğunu da bilmelisiniz.

14 Şubat 1945’de, Süveyş Kanalıiçinde bulunan Büyük Acı Göl’de demirli bulunan ABD Donanması’na ait Quincyadlı kruvazörde, ABD Başkanı Rooseveltile 32 hanımı 52 erkek çocuğu olan Suudi Arabistan Kralı Abdülaziz El Suudarasında bir anlaşma imzalandı. Bu anlaşma; iki devlet arasında değil, bir aile ile bir devlet arasında yapıldı. Yani ABD, bu aileyi koruyarak ve kollayarak,Suudi Arabistan’dan istediklerini tepe tepe alıyor.

Önce İngilizler, Sonra Amerikalılar

İngilizlerin Osmanlı’yı parçalamak için bulup ortaya çıkardığı, koruduğu ve kolladığı Suudiailesini, 1945’de imzalanan anlaşmadan sonra Amerikalılarkoruyup kollamaktadır. Trump, bu gerçeği ifade etti. Ama düne yani saray darbesine kadar, Türkiye’yi yöneten iktidar iradesi ile Osmanlı ve Türkkanı içen bu aile arasında su sızmıyordu, armağanlar alıp dizinin dibinde oturuyorlardı. Hatta 22 Arapülkesi içinde demokrasi ve insan hakları sicili en bozuk olan bu ülke ile işbirliği yaparak, sicili 22 Arap ülkesi arasında en iyi olan Suriye’nin üzerine beraber çullandılar ve demokrasi getireceğiz dediler.

Saray darbesi ile fiili olarak iktidara gelen ve yakın gelecekte kral da olacak olan Selman, Türkiye’yi İranve Katar’la birlikte şer ekseni olarak nitelendiriyor ve şeytan üçgeni içinde değerlendiriyor. ABD’deiseyetkili ağızlar Müslüman Kardeşleriniktidar olduğu tek yer olarak Türkiye’yi gösteriyorlar. ABD,Ortadoğu’da artık İsrailile birlikte, Suudi Arabistanve Mısır’la birlikte hareket ediyor. Bu birliktelik; bölgede bir Kürt Devletipeşinde ve Suriye’dePKK’nın uzantısı PYD’ye destek veriyor. Suudi Arabistanve Mısır,Müslüman Kardeşleredüşman! ABDde Müslüman Kardeşlerile arasına mesafe koydu ve her an terörist örgüt olarak ilan edebilir. Cemal Kaşıkçı iseMüslüman Kardeşleresempati ile bakıyor.