Amerika ile olan sıkıntılarımız öyle görünüyor ki daha da artacak. Bölgede Türkiye’nin hassasiyetlerini hiçe sayan, bizim “terörist” dediğimiz gruplarla işbirliği yapan, sürekli altımızı oymaya çalışan Amerika’nın bölgede yeni bir oyununa daha şahit oluyoruz.

 

Uzmanlar, yakın bir gelecekte bölgede bir Ortadoğu savaşının olabileceği görüşündeler. Bu savaşa Türkiye’nin katılabileceği söyleniyor. Gelişmelere baktığımızda böyle bir tehlikenin varlığını şimdiden görebilmekteyiz.

 

Suriye ve Irak’ta bölünmelere neden olabilecek adımların atıldığı şu günlerde Türkiye’yi tehdit eden unsurların yok edilmesi konusunda ne Amerika, ne Avrupa ne de bölge ülkeleri yanımızda yer almıyor. Tehlike de giderek artıyor. Biz ise adete bu konularda yalnızları oynamaktayız.

 

Şimdi gelin hep birlikte gelişmelere bir göz atalım:

 

ABD'nin Bağdat'ta konuşlu IŞİD'le mücadele operasyonu sözcüsü Albay John Dorrian, gazetecilerin sorularını yanıtladı. Dorrian'a Telâfer'e Haşdi Şâbi isimli Şii milislerin gireceğiyle ilgili iddialar soruldu. Dorrian, ‘İnsan hakları ihlâli yapmayan grupların Irak ordusuyla birlikte bölgeye hareket edebileceğini' söyledi.

 

Bunun anlamı şudur:

 

Amerika, Türkiye’nin bütün baskılarına ve isteklerine rağmen, Telafar planını uygulayacak. Bu planda Haşdi Şabi “insan hakları” ihlali yapmayan grupları ile Irak ordusu ile birlikte Telafer’e ilerleyecek ve belirlenen hedefleri ele geçirecek. Özetle “kırmızı çizgilerimiz” yok edilmiş olacak.

 

Albay John Dorrian’ı dinleyelim:

 

"Anladığım kadarıyla Halk Hareketi Birlikleri (Haşdi Şâbi) Telâfer'e doğru ilerliyor. Aynı zamanda bunun Irak hükümetinin bir planı olduğunuı anlıyorum. Başbakan İbadi de insan hakları ihlâli istemediğini ve olması halinde bundan sorumlu tutulacaklarını açıkça söyledi. O bölgeye ilerleyen güçler bunun farkında ve kendilerine verilen ölçekte hareket edeceklerini söylediler. Bu noktada durum budur. Plan, Irak hükümetinin planladığı şekilde yürütülüyor ve bu noktaya gidiyor. Türkiye'den gelen yorumları gördük, pozisyonlarını anlıyoruz, bölgede yaşayan türkmenlerin herhangi bir ihlâlle karşılaşmalarını istemiyorlar. Biz de şu anda böyle bir durumun gelişmekte olduğuna dair herhangi bir işaret görmüyoruz. Irak hükümeti bunu anlıyor, tüm dünyanın Halk Hareketi Birlikleri'ni bu ilerleme sırasında izlediğini biliyor. Yani bu, bizim planımızla da uyumlu olan bu operasyonu yürütmek için bir fırsat olacak, nasıl işlediğini göreceğiz. Bunların tümü insan hakları ihlâlinde bulunmadı. Bazıları Irak hükümeti ve Irak güvenlik güçleriyle çok yakından çalışıyor. Terör ve hak ihlâllerine karışanlara destek vermeyeceğiz."

 

Sorun hiç kuşkusuz Telafer ile bitmiyor. Suriye’de de çok önemli gelişmeler var. Rakka’da YPG’nin başını çektiği Suriye Demokratik Güçleri (SDG) ile işbirliği yapan Amerika, bu topraklarda da oyun içinde oyun oynuyor. Türkiye’nin “Terör örgütü” dediği YPG’nin Amerika’nın desteğinde olması da ayrıca sıkıntı yaratıyor.

 

Amerikalı Albay John Dorrian Suriye’deki gelişmeler konusunda da şunları söylüyor:

 

"O bölgede önemi sayıda Arap gücü de var, bunların mümkün olan en çoğunu eğitmek istiyoruz. Suriye'deki partnerlerimizle çalışmaya ve bu gücü Rakka'yı kuşatmaya yetecek çoğunluğa gelinceye kadar genişletmeye devam edeceğiz. Bu noktada planımız böyle. Şu an için Rakka'yı özgürleştirme operasyonunda yer alacak tüm güçler eğitilmiş değil. Bunun için de çabalıyoruz. Aynı zamanda müttefiklerimizle ve koalisyon partnerlerimizle de herkesin aynı tarafta olduğundan emin olmak için yürüttüğümüz diplomatik tartışmalar da sürüyor."

 

Suriye Arap koalisyonunun Rakka operasyonuna katılacağını ve sayılarının yaklaşık 10 bin olduğunu belirten Dorrian, bu sayının eğitildiğini ve hazır olduğunu, daha fazla yerel Arap gücün de eğitileceğini; 10 bin kişilik bu Suriye Arap koalisyonunun yaklaşık 40 bin kişilik SDG'nin çatısı altında savaştığını da sözlerine ekliyor.

 

Bizim için burada önemli nokta şu:

 

Daha önce Türkiye ile Amerikalı yetkililer yaptıkları toplantılarda Menbic’ten YPG güçlerinin çıkarılması konusunda bir anlaşmaya varmışlardı. Amerika, bunun sözünü de vermişti. Hatta Amerika tarafından yapılan açıklamalarda “YPG’lilerin bölgeden çekilmeleri konusunda baskı yapacağız” denilmişti.

 

Peki biz ne dedik onu da anımsayalım: "En kısa sürede Menbic'i PYD terör örgütünden temizlemekte kararlıyız. Ya gidecekler ya da gitmedikleri takdirde gereğini biz yapacağız"

 

Şimdiki gelişmeler korktuğumuzun gerçekleşmeye başlamasıdır.

 

Ancak, bugün görülüyor ki Amerika bu sözünde de durmuyor. Şu anda PYD/YPG güçleri Menbic’ten çekilmedi. PYD tarafından yapılan açıklamada da “Menbic’ten çekilmeyeceğiz” denildi.

 

Görüldüğü gibi giderek çatallaşıyor. Bu noktada Türkiye ile PYD/YPG güçlerinin çatışmasının önü açılmış olacak.

 

İşte karşımızda yeni bir Amerikan oyunu.