Bu Perşembe günü, yani 26 Kasım’da, “Art is the Cure” yardım derneğinin film gösterisi var Croydon’da.
Ancak malum pandemi yüzünden evlerdeyiz ve internetden izlemek dışında başka bir seçeneğimiz yok.
1 yıl boyunca sanatın insan hayatına nasıl dokunduğunu ve etkilediğini gözlemleyen filmin yönetmeni Joe Pomeroy, derneğin kurucusu Rich Simmons ile beraber
soruları cevaplayacak gösterim sonrası internet üzerinden.

Londralı sanatçı Rich Simmons geçen yılın en çok konuşulan ismiydi sanat dünyasında.
“Gracious Heart Charity” yardım derneği için düzenlenen açık artırmada bağışladığı eseri 52 bin Sterline alıcı bulmuştu.
Dünyanın en prestijli müzayede evlerinden biri olan Christie’s de düzenlenen açık artırmayı yine sanat dünyasının en etkin isimlerinden Simon de Pury organize edip yönetmişti.
Genç, başarılı bir sanatçı, ünlü bir müzayede evi, yüksek rakamlar ve yardım derneği sözcükleri yan yana gelince basının ilgisi de büyük olmuştu haliyle.
Sadece sanat değil başta Forbes olmak üzere bir çok sektörden yayın organı bu konuya geniş yer verdi hatırlarsanız. Yazmıştım...

Croydon da yaşayanlar Rich’in eserlerine oldukça aşinadır eminim.
Zira dev boyutlu billboard izlenimi veren pop art eserleri dikkatten kaçacak gibi değil.
Renkli, esprili, 70’li yıllardan kalmış izlenimi veren eserler bugün sosyal medyada oldukça ses getiriyor.

Aslında sanat geçmişi yeni sayılır.
Onu 2011 yılında
Prens William ve Kate Middleton’ı öpüşürken tasvir ettiği duvar resmiyle tanıdık.
Büyük bir duvara çalıştığı bu eser uluslararası sanat çevresinde de tanınmasını sağladı.
Aynı yıl, Ron English, Blek le rat, Basquite, Keith Hering, Logan Hicks, Nick Walker gibi sanat dünyasının çok önemli isimleri ile yan yana geldi çalışmaları.

Stencil ve spray boya ile çalıştığı eserleri konu olarak pop art dünyasına yenilik getirdi bu kesin.
Eşcinsellere verdiği desteği cesurca eserlerinde yansıtmaktan çekinmiyor.
Hayal kahramanları ve gerçek kişileri harmanladığı çalışmalarını kollektörler ve küratörler yakından takip ediyor, 2011 yılından bugüne katıldığı ve açtığı 17 sergi bunun kanıtı.
New York, Los Angeles, Tampa, Cenevre, Londra sergilerine ev sahipliği yapan şehirler...
Kraliyet ailesi, müzisyenler, ünlü iş adamları kolleksiyonerleri arasında.
Ancak o, bütün dikkatini isim babalığını da yaptığı projesi “Art is the cure” a vermiş durumda.
Yıllar önce çok küçük yaşlarda yalnızlığını ve depresyonunu yenmek için başladığı resim onu sadece iyileştirmekle kalmamış, duygusal anlamda yardıma ihtiyacı olan insanlara da el uzatmasına vesile olmuş.
Bugün canla başla depresyonda olan gençlere sanat aracılığı ile çıkış yolu bulmaya uğraşıyor. Onlara ücretsiz atölye çalışmaları sunuyor. Terapi seansları düzenliyor.

Bu köşede sanatın iyileştirdiği bir çok isime yer verdim.
Sokak sanatının en önemli isimlerinden Stik, Bane, Jimmy C gibi sanatçılar yardım dernekleri veya dayanışma söz konusu olduğunda en ön sırada yerlerini alıyor.
Sanat sadece iyileştirmekle kalmıyor, sihirli dokunuşlarla insanların hayatını değiştiriyor.
Rich gibi yeteneklerle daha fazla karşılaşmak dileğim...

Filme dönecek olursak, kaçırmayın bu güzel etkinliği derim.
İnternet çağında her etkinlik bir tık ötemizde nasılsa.

Haftaya görüşünceye kadar sanatla kalın!